TMSF, tam güvenceye karşı

TMSF Balşkanı Gül mevduata tam güvencenin temelinde ahlaksızlığı da barındırdığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, TMSF'nin şu anda 5 milyar dolar prim gelirini yönettiğini bildirdi.

Gül, İstanbul Üniversitesi İktisat Kulübü tarafından düzenlenen "Ekonomi Zirvesi 2010"un "Finans Sektörünün Yenilenen Perspektifi" konulu oturumunda yaptığı konuşmada, TMSF'nin yapısının, sigorta şirketinden farkı olmadığını, ancak Fon'un, bütün finansal sistemin güvencesiyle ilgili olarak belli ölçüde Hazine ve Merkez Bankası tarafından finanse edilmesi esasına dayalı olduğunu anlattı.

Kriz yıllarında bankaların zararlarının topluma maliyetinin büyük olduğunu anımsatan Gül, TMSF'nin burada ciddi tahsilat imkanlarına ulaştığını söyledi.

Gül, bu rakamdan daha fazlasına da ulaşılabilineceğini, ancak alacak tahsilatında en önemli şeyin zaman unsuru olduğunu, zaman geçtikçe tahsil kabiliyetinin de azaldığını vurguladı.

TMSF'nin elindeki varlıkların, özellikle 2004'ten sonra 2008'e kadar satışlarının çok hızlı gittiğini ve satışların çok başarılı olduğunu anımsatan Gül, "Aynı varlıkları şu anda satışa çıkarsak o karşılığı bulmaz" dedi.

Gül, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı kötü dönemden ders çıkardığını, yoğurdu üfleyerek yeme eğilimine girdiğini söyledi.

Fona devrin, mali bünyenin bozulmasıyla alakalı olabileceği gibi o bankanın hakim ortağının istismarıyla da mümkün olabileceğinin altını çizen Gül, TMSF'ye 1994 yılından bu yana intikal eden 26 bankanın yaklaşık 20'sinin, kaynakların istismarıyla birlikte mali yapının bozulması suretiyle devrinin gerçekleştiğini bildirdi.

Son dönemde bankacılık sisteminin yapısından dolayı fona intikal gerçekleşmediğini belirten Gül, bu dönemde banka sermaye yeterlilik rasyolarının yüksek olduğunu, en kötüsünün yüzde 15 civarında bulunduğunu kaydetti.

"Tam güvence sistemi bozuyor"

Şakir Ercan Gül, 2005 yılında Bankacılık Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini, bu tarihten sonra sigortalama yetkisinin TMSF'ye geçtiğini, katılım bankalarının da sisteme dahil edildiğini hatırlattı.

Önceki dönemlerde kendi halinde tasfiye edilen İhlas Finans Kurumu'nu örnek veren Gül, "Bu, tamamen sistemin dışında idi. Önceki dönemde olduğu için tasfiyesini hala kendisi yürütüyor. 2005 yılından sonra sistemde rahatsız olan, yükümlülüklerini yerine getiremeyecek bir katılım bankası olur ise artık o da sistem içine dahil oldu" diye konuştu.

Mevduat sigortacılığı mekanizmasında TMSF'nin sermaye yeterliliğini ölçü aldığını, yapısı iyi olan bankanın daha az prim ödediğini belirten Gül, "Maksat, finansal yapılarını en üstte tutan bankaları ödüllendirmek, zayıf bankaları da cezalandırarak daha iyi bir noktaya götürmede teşvik etmek. Şu anda 5 milyar dolar prim gelirini yönetiyoruz" dedi.

Şu an itibariyle bankalar sisteminde 350 milyar dolar civarında mevduat bulunduğunu bildiren Gül, bunun sigortalı tutarının 94 milyar dolar olduğunu söyledi.

Gül, "Kişisel olarak bana sorarsanız ben tam güvencenin sistemi bozduğunu düşünüyorum. Yüzde 100 güvence ahlaksızlığı da temelinde barındırıyordu. Bir daha bu noktaya gitmeyiz diye düşünüyorum" dedi.

Türkiye'nin geçmişten aldığı tecrübeyle iyi bir noktaya doğru gittiğini ifade eden Gül, "Bunun artık eskiye dönmesi imkansız. Bundan sonra çok ciddi bir kamuoyu refleksi var. İnsanın temel ahlaki özelliklerini kurumlara da yansıtmak gerekiyor. Sistemi bozan kişileri cezalandırmak gerekir" diye konuştu.