Topbaş: Sanayi'nin İstanbul dışına çıkmasına karşıyım

Topbaş, İSO'nun İstanbul Sanayi Forumu adı ile düzenlediği Meslek Komiteleri 2009 yılı Ortak toplantısında sanayicilerin sorularını yanıtladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "Sanayinin İstanbul'dan çıkartılması" ifadesine tamamen karşı olduğunu belirterek, böyle bir ifade kullanmadıklarını bildirdi.

Topbaş, İSO'nun İstanbul Sanayi Forumu adı ile düzenlediği Meslek Komiteleri 2009 yılı Ortak toplantısında sanayicilerin sorularını yanıtladı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminin kentte yaşayanların geleceğini düşündüğünü ve "Biz yaptık oldu" mantığıyla hareket etmediğini dile getiren Topbaş, 1/100.000 Ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı'nı 9 üniversiteden akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgililerle hazırladıklarını söyledi.

Planın, 5 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsadığını anlatan Topbaş, şunları kaydetti:

"Bu kadar büyük bir alan hakkında karar vermek kolay değil. Bu, tüm ülkeyi hatta yurt dışı rekabetimizi bile etkileyecek bir karar. Bunun farkındayız ve doğruları bulmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. İstanbul'un belirli avantajları var. Ancak, bu avantajları doğru bir şekilde kullanmazsanız tek başına bir şey ifade etmezler. İstanbul'un önemli bir bölümü havza ve ormanlık alan. Tarım alanlarının çoğu yok olmuş durumda. Bu alanları da korumak zorundayız. Daha önceden yanlış kararlar alınmışsa, 'varsın olsun, bu da böyle devam etsin' diyemeyiz. Bunları tespit edip düzeltmek zorundayız."

Planları yaparken, doğal kaynakların da düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Topbaş, ülkelerin ulusal planlarının olması ve gelen her yönetimin de bu plana uyması gerektiğini ifade etti.

"Düzenlemeleri brilikte yapabiliriz"

Kadir Topbaş, 1/100.000 Ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı'nın, bir fikir projesi olduğunu belirterek, "bazı sanayi bölgelerinin bu planda görülemediği" eleştirilerine karşı, "50 hektarın altında kalan yerleri bu planda görmeniz mümkün değildir. Çünkü bu bir ilkeler manzumesidir" yanıtını verdi.

Bazı sanayi kollarının kendilerine özgü durumları olabileceğini kabul ettiklerini dile getiren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu konular tartışılabilinir. Düzenlemeleri birlikte yapabiliriz. Şartları müsait olmayan sanayi bölgelerini de birlikte değerlendiririz. Ben 'sanayinin İstanbul'dan çıkartılması' ifadesine tamamen karşıyım. Böyle bir ifade kullanmıyoruz. Ancak, hiçbir sanayici de şu taahhütte bulunamaz; 'gelecekte benden sonraki kuşaklar dahi bu sanayiyi değiştirmeyecek, farklı bir imar talebinde bulunmayacaklar.' Bu deniliyorsa biz buna da varız. Şuna katılıyor ve kabul ediyorum; bir sanayici devletine güvenmek zorunda. 'Burası sanayi alanı ilan edildi ve ben burayı aldım. Şimdi bana (kalkın gidin) diyorsunuz' Bunu kimsenin diyememesi lazım. Bunda da haklı olduğunuzu kabul ediyorum.

Ancak çevreye sıkıntı veren birtakım sanayi alanları da eğer ki ruhsata bağlanamayacak durumda ise onlar içinde nasıl bir çözüm getirilebilineceği konusunda çalışmalar yapılsın ve birlikte tartışalım."

1/100.000 Ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı ile sanayicilerle belediyenin karşı karşıya olmadığını vurgulayan Topbaş, "Birtakım adımlar atmak zorundayız ve onları atıyoruz. Türkiye sanayisinin yüzde 37'si İstanbul'da. Bugüne kadar böyle şekillenmiş, ama bundan sonra sanayi alanı talep edenlere de 'bu şehir bunu kaldırmaz' diyoruz. Ancak, kentin Ar-Ge imkanlarını kullanmak zorunda olan sanayicimizi de düşünmek, onlara talep ettikleri yerleri de vermek zorundayız" şeklinde konuştu.

Kadir Topbaş, 1/100.000 Çevre Düzeni Planı'nı uygulama yetkisinin de İstanbul Büyükşehir Belediyesinde olduğunu söyledi. Başka bir programa katılacağı için toplantıdan erken ayrılmak zorunda olduğunu dile getiren Topbaş, "Ramazan Bayramı'ndan sonra bir toplantı daha düzenleyin. İstediğiniz kadar konuşalım" dedi.

"İETT'ye haciz konusu"

Toplantının çıkışında bir gazetecinin, "İETT'nin 154 milyon liralık borcu yüzünden yöneticilerin araçlarına karşı haciz işlemi başlatılmış. Bu konuda ne diyorsunuz?" sorusuna ise Topbaş, şu karşılığı verdi:

"Orada bir yanlışlık var. İETT, 59 aracından 19'unun satışını yaptı ve bu satışla ilgili 154 milyon liralık Vergi Dairesi bir haciz işlemi koydu. Haddizatında İETT'nin Maliye'den 210 milyon lira alacağı var. KDV'lerden dolayı. Bunun bir mahsuplaşmaya geçmesi gerekiyor. Ancak Maliye, öncelikle kendi alacağını tedarik etmek adına böyle bir adım atmıştır.

Satılan araçlar şu an garajda bekliyor ama mahsuplaşma yapılacak. Alacaklıyız biz Maliyeden. 210 milyon liraya karşı 154 milyon liralık bir haciz var. Bunu mahsuplaşmamız gerekiyor."