Toplum, Atatürk'ün ekonomi yaklaşımının temelindeydi
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atarken Atatürk vizyonundan bahsetmenin amacına uygun olarak şunu ifade etmeliyim ki Cumhuriyetin bir yaş küçük kardeşi olan Türkiye İş Bankası, kurucusunun iktisadi bakımdan ileri görüşlülüğünün başlı başına ispatıdır.
Adnan Bali / İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı
Atatürk’ün, henüz istiklal mücadelesinin yaralarının sarıldığı bir ortamda İzmir’de toplanan İktisat Kongresi’nde dile getirdiği, “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olamazlar” sözü, yeni kurulacak Cumhuriyet’in ekonomi şiarı olacaktı. Atatürk’ün ortaya koyduğu iktisadi bağımsızlık nosyonu, ekonomik kalkınmayı bir an evvel gerçekleştirmek, bunu dönemin hakim anlayışı olan “Milli iktisat” çerçevesinde başarmak üzerine kuruluydu.
Milli burjuvazi yaratılmasını esas aldı
Atatürk ekonomisi, ağırlıklı olarak yabancı sermayedarların egemenliğinde bulunan ticari faaliyetlerin yerli tüccara transferini, daha açık bir ifadeyle bir milli burjuvazi yaratılmasını esas alır. İşte bu amaçla, İzmir İktisat Kongresi’nde “Sermayesi münhasıran Türklere ait büyük sermayeli milli bir tedavül bankası kurmak” şeklinde tasavvur edilen İş Bankası, bizzat Gazi’nin teşebbüsüyle 1924 yılında kuruldu.
Atatürk’ün iktisadi vizyonu evrensel bir düşünce sistemiydi
Burada kaçırılmaması gereken, Atatürk vizyonunun milli menfaati de aşan, "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" doktrininin iktisadi sahada karşılığını bulduğu bir dünya refahı vurgusudur. Atatürk, 1932 yılında yaptığı Meclis açılış konuşmasında “Milletler arasında mübadelenin azalması ve daralması şeklinde sahasını genişletmiş ve tesirini artırmış” olan iktisadi buhranın çözümünü “Ancak her milletin refahla yaşamaya ve ilerlemeye hakkı olduğunu teslim eden bir zihniyetle, bütün milletlerin birlikte çalışmaları yolunun bulunmasında görüyoruz” der. Atatürk’ün iktisadi vizyonunun yalnızca milli menfaati değil, evrensel bir düşünce sistemi ve kalkınmasını gözeten evrensel bir düşünce sistemi olduğu unutulmamalı.
“İktisadi hayat günlük hayat için”
Atatürk için iktisadi hayat daima insani, sosyal, kültürel ve günlük hayata ilişkindir, toplum yaşamının kalbinden doğar. Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi’nde yaptığı açılış konuşmasında ekonomiyi “Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak, mutlu olmak için insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir” sözleriyle tanımladı. Atatürk’ün iktisat yaklaşımının temelinde toplum yaşamının yer aldığına ilişkin Celal Bayar’ın aktardığı bir anekdotu da paylaşmak isterim. Celal Bayar, Ankara’dan İstanbul’a doğru birlikte çıktıkları bir tren yolculuğunda Eskişehir’e yaklaşırken Atatürk’ün kendisine “Bizim Eskişehir Fabrikası ne oldu” diye sorması üzerine aklında iki yer olduğu, bu iki yerin de ayrı ayrı fayda ve mahzurları olduğu cevabını verir. Atatürk de bunun üzerine “Bu işi beraber yapalım” diyerek treni Eskişehir’de durdurur. Planladığı ilk yerin Porsuk suyunun yanında, arazisi daha ucuz, geniş bir saha olduğunu; diğerininse şehrin hemen yakınında, fabrika tesisi için daha maliyetli bir mıntıka olduğunu ifade eden Celal Bayar’a ikinci yeri işaret ederek “Burada yapacaksınız” diyen Gazi, bu tercihini şöyle açıklar: “Tren geçtikçe halk istasyonun hemen yanındaki fabrikayı görecek. Morali yükselecek. Bu yüzden parası ne olursa olsun, burada yapılmalı.”
99 yıllık kutlu mazimizin 37 yılına tanıklık ettim
İlk genel müdürümüzün naklettiği hikâyedeki Eskişehir Şeker Fabrikası da dahil olmak üzere, kurulduğu günden itibaren pek çok sahada iştirak ettiği yüzlerce müesseseyle, kurucusunun salık verdiği teknik ve metodik çalışmasını bilen ve işine bu kanaatle sarılan Türkiye İş Bankası, yalnızca bankacılık yapmadı. Aynı zamanda memleketi sanayi, ticaret, ziraat ve bayındırlıkta yükselten işlere imzasını attı. Bir kısmı yaşça emsali olan, bugün hâlâ dimdik ayakta duran iştirakleriyle, 99 yıllık bu kutlu mazinin 10 yılı genel müdürlük vazifesi olmak üzere 37 yılına tanıklık etmiş olmanın bahtiyarlığı içindeyim. Dilerim seneye de kurucumuzun bize emaneti olan bankamızın 100’üncü yılı dolayısıyla yine böyle anlamlı bir etkinlikte buluşuruz.