TSK: Sahte belge yapanlar adalet önüne çıkarılmalı

Haftalık basın bilgilendirme toplantıları, iki aylık aradan sonra bugün Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda yapılıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANKARA - Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, 2 aylık aranın ardından yapılan basın bilgilendirme toplantısında, "Sahte belge yapanlar adalet önüne çıkarılmalı" dedi.

Genelkurmay Başkanlığının haftalık basın bilgilendirme toplantıları, iki aylık aradan sonra bugün Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda yapılmaya başlandı. Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında, açıklamalarda bulundu.

Bir gazetede 12 Haziran 2009 tarihinde yayımlanan "İrticayla Mücadele Eylem Planı" başlıklı haberle ilgili olarak, Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını hatırlatan Tuğgeneral Gürak, soruşturma sonucu askeri savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini bildirdi. Tuğgeneral Gürak, ayrıca doğruluğu ortaya konulamayan belgeyi üretenler, sızdıranlar ve yayımlayanlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılması amacıyla dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesinin kararlaştırdığını da anımsattı.

Tuğgeneral Gürak şunları kaydetti:

"Devam eden süreçte, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının; belgenin sahte olarak tanzim edilmesine ilişkin soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, bunun soruşturma dosyasından sızdırılması ve bir gazetede yayınlanması ile ilgili soruşturmanın ise Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmesine yönelik olarak, 7 Ağustos 2009 tarihinde yetkisizlik kararı verdiği öğrenilmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri, özellikle iddia edilen belgeyi maksatlı olarak üreten ve basın organlarına sızdıran kişilerin tespit edilmelerini ve adalet önüne çıkarılmalarını beklemekte, gelişmeleri yakından takip etmektedir."

Tümgeneral Güler: "Erlerin alev kuyusuna atlamaya zorlandığı" iddialarını yalanladı

Toplantıda açıklamalarda bulunan Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler ise dün medyada, "Şanlıurfa'da erlerin alev kuyusuna atlamaya zorlandığı" iddialarına yer verildiğini hatırlatarak olayın haberde belirtildiği şekilde gerçekleşmediğini söyledi.

Tümgeneral Güler, "Mıntıka temizliği sonunda toplanan otların çöp yakma yerinde araçtan indirilmesi esnasında çıkan yangın sonucu iki erimiz hafif olarak yaralanmıştır. Konuyla ilgili hemen idari soruşturma yapılmış ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlem başlatılmıştır" dedi.Güler, "Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" teması ile ilgili olarak, "Bizce hangisinin önde olduğu konusu önemli değil. Çünkü 'güçlü ordu' ve 'güçlü Türkiye' kavramları tamamen birbirine bağlıdır" dedi.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından oluşturulan "Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" teması ile ilgili bir soru üzerine Tümgeneral Güler, bunun Zafer Haftası'nın sloganı olarak tespit edildiğini belirterek, bu sloganla ilgili birkaç gündür 'Hangisi önde olmalıdır?" tartışmalarının yürütüldüğünü dile getirdi. Tümgeneral Güler, "Bizce hangisinin önde olduğu konusu önemli değil. Çünkü 'güçlü ordu' ve 'güçlü Türkiye' kavramları tamamen birbirine bağlıdır. Güçsüz ordunun olması durumunda güçlü Türkiye'den söz edilemez. Aynı şekilde, güçsüz Türkiye'de güçlü ordunun varlığı söz konusu olamaz diye düşünüyoruz" dedi.

"Benzer toplantılar ihtiyaç oldukça yapılır"

Başbakanlıkta dün yapılan "güvenlik toplantısı" ile ilgili sorular üzerine, Tümgeneral Güler, toplantı sonrasında Başbakanlıkça gerekli açıklamanın yapıldığını, buna ilave edecekleri bir husus bulunmadığını kaydetti. Tümgeneral Güler, benzer toplantıların ihtiyaç oldukça zaman zaman yapıldığını söyledi.

Bir gazetecinin "Türkiye'de bir savaş ortamı mı var ki barıştan söz ediliyor?" sorusu üzerine de, Tümgeneral Güler, "Bu konuda komutanımızın 25 Ağustos 2009 tarihinde yaptığı Zafer Haftası ile ilgili mesajında konu açık olarak ifade edilmiştir. Buna ilave edeceğimiz herhangi bir husus yoktur" dedi.

Toplantıda, Genelkurmay Başkanlığı Hukuk Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ise hukuki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Tuğgeneral Çubuklu, 27 Mayısta Hakkari'de 6 askerin şehit olduğu mayın patlaması ile ilgili soruyu yanıtlarken olaya Çukurca Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından derhal el konularak soruşturma başlatıldığını belirtti. Daha sonra yapılan soruşturma neticesinde eylemin "ölümle sonuçlanan terör olayı" kapsamında değerlendirilerek, 23 Haziran 2009 tarihinde Ceza Muhakemesi Kanunu 250. maddesi ile yetkili Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini, halen yargı sürecinin devam ettiğini bildirdi.

Elazığ'da 4 askerin şehit olması

Elazığ'da 4 askerin şehit olduğu olayla ilgili soru üzerine Tuğgeneral Çubuklu, yapılan soruşturma neticesinde 31 Ağustos 2009 tarihinde iddianame düzenlenerek mahkemeye gönderildiğini, 3 Eylül 2009 tarihinde 8. Kolordu Askeri Mahkemesi tarafından iddianamenin kabul edildiğini kaydetti. Tuğgeneral Çubuklu, ilk duruşmanın 14 Ekim 2009 tarihinde yapılacağını söyledi.

Askeri yargıda yapılacak düzenlemelerle ilgili bir çalışma başlatılıp başlatılmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken de Tuğgeneral Çubuklu, CHP'nin bir yasanın anayasaya aykırılığı konusunda Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusu yaptığını hatırlattı. Tuğgeneral Çubuklu, o başvurunun sonucunun da beklendiğini belirtti.

"İrtica ile Mücadele Eylem Planı"

Bir gazetecinin "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" haberleriyle ilgili soruşturma konusunda açıklama yapılmasına niçin gerek duyulduğunu sorması üzerine Tuğgeneral Çubuklu, iddialar bir gazetede yer aldıktan sonra "çok büyük kıyamet koparıldığını" belirterek, Genelkurmay Askeri Savcılığının çok süratli bir şekilde hukuka, usul yasalarına uygun olarak bir hafta kadar kısa bir süre içerisinde soruşturmayı tamamladığını hatırlattı. Tuğgeneral Çubuklu, "Zaman zaman basında farklı bilgiler yer alıyor, bu bilgileri bertaraf etmek ve bu işin, Sayın Genelkurmay Başkanımızın basın toplantısında da söylediği gibi, takipçisi olduğumuzu belirtmek için bir açıklama ihtiyacı duyduk" dedi.

Afganistan'a Kabil Bölge Komutanlığı dışında Türk askeri gönderilip gönderilmeyeceği yönündeki soru üzerine de Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Türkiye'nin daha önceden yapılan plan çerçevesinde 1 Kasım 2009 tarihinden itibaren Kabil Bölge Komutanlığı liderliğini üstleneceğini söyledi.

Liderlik döneminde lider ülkelerin sorumluluklarını yerine getirebilmek için diğer ülkelerden daha fazla asker gönderdiğini belirten Tuğgeneral Gürak, Türkiye'nin 2002 yılında ISAF-2'de, 2005 yılında ISAF-4'te ve 2007 yılında Kabil Bölge Komutanlığı liderliği döneminde asker sayısını artırdığını daha sonra bu sayıların eski düzeyine düşürüldüğünü ifade etti.

Tuğgeneral Gürak, Kabil Bölge Komutanı olarak Türkiye'nin hangi sınırlarda görevi üstleneceğinin belli olduğunu kaydetti.

Sözde eylemsizlik dönemi

Tuğgeneral Metin Gürak, bölücü terör örgütünün 13 Nisan 2009 tarihinden itibaren ilan edilen sözde eylemsizlik döneminde eylemlerine aynı şekilde devam ettiğini belirtti.

Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında, terörle mücadeleye ilişkin bilgi de verdi.Tuğgeneral Gürak, bu dönemde teröristler tarafından güvenlik güçleri ile sivil halka yönelik, 45 mayın ve patlayıcı madde kullanma, 14 havan tacizi, 41 taciz ateşi, 4 sabotaj ve kundaklama, 2 yol kesme, 5 adam kaçırma ve 3 yağma olayı gerçekleştirildiğini bildirdi.

Tuğgeneral Gürak, "Bölücü terör örgütü 13 Nisan 2009 tarihinden itibaren ilan edilen sözde eylemsizlik döneminde eylemlerine aynı şekilde devam etmiştir" dedi

Teslim olan 31 teröristin 11'i serbest

Son iki ayda teslim olan 31 teröristin 11'inin serbest, 10'unun tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını bildiren Tuğgeneral Gürak, teröristlerin 8'inin tutuklandığını 2'sinin adli soruşturmasının ise devam ettiğini belirtti.

Tuğgeneral Gürak, 3 Temmuz 2009 tarihinden bugüne kadar bölücü terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda ele geçirilenleri de şöyle sıraladı:

"1 Doçka (14.5 mm) uçaksavar silahı, 1 yerden havaya uçaksavar füzesi (SA-7) lançeri, 2 Kanas keskin nişancı tüfeği, 10 makineli tüfek, 4 M16 piyade tüfeği, 41 Kaleşnikof piyade tüfeği, 1 G-1 piyade tüfeği, 1 G-3 piyade tüfeği, 8 RPG-7 roketatar, 47 RPG-7 roketi, 7 tabanca, 8 bin 233 çeşitli çapta fişek, 2 law, 39 el bombası, 2 mayın (aydınlatma), 3 mayın (A/P), 8 havan mühimmatı, 26 roketatar sevk fişeği, 2 telsiz (biri büyük, biri küçük), 3,125 kilogram TNT, 36,65 kilogram plastik patlayıcı, 15 bin 561 uçaksavar mühimmatı, 5 ton 150 kilogram yaşam malzemesi, 29,05 kilogram patlayıcı madde yapımında kullanılan amonyum nitrat."