TSK'nın Aden Körfezi'ndeki görev süresi uzatıldı

TSK'nın Aden Körfezi'ndeki görev süresi, 10 Şubat tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

TBMM - Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerdeki görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Tezkerenin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından oylamaya geçildi. Yapılan oylama sonucu, TSK'nın Aden Körfezi'ndeki görev süresi, 10 Şubat tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatıldı.

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, deniz haydutluğu ve korsanlık sorununda  kalıcı çözümün anahtarının, asıl olarak karada olduğunu ifade ederek, "Somali'nin içinde bulunduğu güç duruma, uluslararası toplum olarak, siyasi, ekonomik, güvenlik alanlarını içerecek, kapsayıcı bir yaklaşım ve strateji geliştirilmesi, etkin şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir" dedi.

Gönül, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerdeki görev süresini 1 yıl daha uzatan Başbakanlık Tezkeresinin TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerinde Hükümet adına söz aldı.

Dünya deniz ticareti için büyük öneme sahip Süveyş Kanalı, Kızıl Deniz ve Aden Körfezi'nden, yıllık ortalama 33 bin ticari geminin geçiş yaptığını belirten Gönül, gemi geçişleriyle, dünya ticaret hacminin yüzde 14'ü, dünya petrol ihracatının da yüzde 26'sının karşılandığını kaydetti. Gönül, bölgeden geçen Türk ticaret gemilerinin sayısının aylık olarak yaklaşık 30 olduğunu bildirdi.

Gönül, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıklarında, Hint Okyanusu'na seyreden ticari gemilere yönelik deniz haydutluğu, korsanlık ve silahlı soygunların, uluslararası güvenlik sorunu olarak, uluslararası gündemin ön sıralarında yer almayı sürdürdüğünü söyledi. Gönül, bu yasa dışı eylemlerin, sadece can ve mal güvenliğini tehdit etmediğini, uluslararası ticareti, deniz taşımacılığını olumsuz etkilediğini vurguladı.

Bu eylemlerin, Somali ile Afrika ülkelerine yapılan insani yardımların, deniz yoluyla ulaşımını güçleştirdiğine işaret eden Gönül, geçen dönemde daha da artan bu eylemlerin, Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini belirtti.

Geniş bakış açısıyla çözüm bulunabilir

Gönül, bölgede bugüne kadar 500'den fazla korsanlık, deniz haydutluğu ve silahlı soygunun yaşandığını bildirerek, olayların çıktığı 2008'den bu yana Türkiye bağlantılı 4 ticari geminin, mürettebatıyla rehin alındığını, daha sonra serbest bırakıldığını anımsattı. Gönül, şu anda deniz haydutları, korsanlar tarafından rehin tutulan, Türkiye bayraklı veya bağlantılı herhangi bir ticaret gemisinin olmadığını söyledi.

Eylemlerin görüldüğü deniz alanlarının, uluslararası deniz ticaretinin başlıca güzergahlarından biri olduğuna dikkati çeken Gönül, bu alanın, Türk ticaret gemileri ve Türk mürettebatlı yabancı bayraklı gemiler tarafından da yoğun şekilde kullanıldığını anlattı.

Gönül, Türkiye'nin ticari gemilerine, burada görev yapan vatandaşlarına yönelik tehdidin, Türkiye'nin ticari ve ekonomik çıkarlarını olumsuz etkilediğini dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:

 "Somali'de kamu düzeninin sağlanmaması, deniz haydutları ve silahlı soyguncuların, çok geniş bir deniz alanında faaliyet göstermeleri, tutuklanıp yargılanmaları konusunda karşılaşılan sorunlar, bu meseleyle etkin mücadele yapılmasını engellemektedir. Bu nedenle ülkemiz, sorunun vahameti ve karmaşıklığı karşısında, uluslararası toplumu kapsayıcı bir yaklaşımla, müşterek hareket etmesi, tekrardan kaçınan, uluslararası etkin tedbirlerin alınmasını ve uygulanmasını savuna gelmektedir. Zira hiçbir ülke, tek başına bu sorunla başedebilecek imkan ve yeteneğe sahip değildir. Deniz haydutluğu ve korsanlık meselesine kalıcı çözümün anahtarı, asıl olarak karadadır. Somali'nin içinde bulunduğu güç duruma, uluslararası toplum olarak, siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarını içerecek, kapsayıcı bir yaklaşım ve strateji geliştirilmesi, etkin şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. İnancımız, ancak böyle bir geniş bakış açısıyla deniz haydutluğu, korsanlığa bir çözüm bulunabilir. "

Mücavir alan yorumu

Gönül, son dönemdeki saldırıların, Aden Körfezi ve  Somali açıklarıyla sınırlı kalmadığının, Hint Okyanusu'nun bir bölümünü de kapsadığının gözlemlendiğini hatırlattı.

Tezkerenin, geçen yıldan farklı olarak Hint Okyanusu'nu da kapsadığına yönelik eleştiriler üzerine Gönül, BM kararı gerekçesinde bunun yer aldığını, Türkiye'nin kararının geçen yıl ile aynı olduğunu kaydetti. Gönül, "Hint Okyanusu ile ilgili husus, Dışişleri Bakanlığı ile Genelkurmay arasındaki mücavir alan yorumuyla sınırlı olarak belki devreye girecektir" dedi.

AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan da Aden Körfezi ve Somali açıklarında, ticari gemilere yönelik korsanlığın giderek arttığına, uluslararası güvenliği tehdit etmeye başladığına işaret etti.

Gökova Fırkateyni ve personelinin, bu alanda 1 yıllık görevini başarıyla tamamladığını belirten Ceylan, görev yapan subay ve personeli kutladı.

Ceylan, çeşitli ülkelere mal götürüp, getiren Türk gemilerinin güvenliğinin önemine dikkati çekti.