Türk bankaları, Avrupalı rakiplerinden daha 'kıymetli'

Sermaye yapıları giderek zayıflayan Avrupalı bankalarının değerlemeleri 3 yılın en düşük seviyesine indi. Dev bankalar, defter değerlerinin yarısından az seviyede işlem görüyor. Güçlü sermaye yapıları ve yüksek karların keyfini süren Türk bankalarına deft

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

DIŞ HABERLER - Avrupa'nın önde gelen bankaları Euro Bölgesi'nde yaşanan mali kriz nedeniyle sıkıntılı günler geçirirken Türk bankacılık sektörü, rakiplerine parmak ısırtıyor.

Yunanistan'ın temerrüde düşeceği endişesiyle aylardır piyasalarda devam eden ve krizin başka ülkelere yayılacağı endişesiyle şiddetlenen türbülansta Avrupa bankalarının değeri mum gibi erirken, Türk bankaları güçlü sermaye yapısı ve yüksek karlılıkları sayesinde değerlendi. Avrupalı bankaların piyasa değerleri son 3 yılda erirken, güçlü sermaye yapısı ve yüksek karlılıkları sayesinde Türk bankaları piyasa değerlerini yaklaşık yüzde 100 artırdı. Yatırımcının, sorunlu ülkelerdeki risklerinden dolayı Avrupa bankalarına olan güveni derinden sarsılmasıyla Avrupalı bankaların değerlemeleri ise, Lehman Brothers'ın 3 yıl önce batmasından bu yana en düşük seviyeleri geriledi. Çoğu bankanın piyasa değerinin defter değerine (pd/dd) oranı 0.3'ün bile altına inerken, bu yatırımcıların şirketlerin varlıklarına yarı fiyatından bile daha az değer biçtiği anlamına geliyor. Çoğu Türk bankasının pd/dd oranı ise genellikle 17in üzerinde iken, bazı bankalarda bu oranı yüzde 2'nin üzerine çıktı.

Avrupa bankaları sermaye yapıları nedeniyle birçok sıkıntıyla boğuşuyor. Avrupa bankalarının sermayelerinin yeniden yapılandırılması gündemde olduğu bir dönemde Türk bankalarının güçlü yapısı dikkat çekiyor. IMF, geçtiğimiz günlerde Avrupa bankalarının sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 5'in altına indiğini belirterek, bankaların sermaye açığını kapatmaları uyarısında bulunmuştu. Haziran ayı itibariyle Türk bankalarının sermaye yeterlilik oranı yüzde 17.

Avrupa'da hava bulutlu

Avrupa'da bankalar üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. 3 yıl önce devletler bankaları kurtarmak için adım atarken bugün Euro Bölgesinde devletlerin iflasa sürüklenmesi bankaların varlığını tehdit etmeye başladı. Lehman'ın batmasından bu yana risk algısı büyük ölçüde değişti. Bulutsuz havalarda'  alınan, bir zamanlar güvenli liman olarak görülen Avrupa'nın devlet tahvilleri bankaların başını ağrıtmaya başladı. Avrupalı bankalar krize sürüklenen euro kullanan ülkelerinde, yüz milyarlarca dolar dolarlık kayıpla karşı karşıya. Bankaların, iflas riski görülen ülkelerdeki yatırımlarının büyüklüğü, krediye erişiminin güçleşeceği endişesi, bankaların elindeki devlet tahvillerinin risksiz varlıklar statüsünü yitirmiş olması, sermaye artırımı için yapılan baskılar ve bankacılık sektöründeki düzenlemelerin sıkılaştırılmasına yönelik talepler finans kuruluşları üzerindeki baskıları artıyor.

Yatırımcının bankalara güveninin sarsıldığı bu ortamda bankaların piyasa değeri hızla geriliyor. Standard and Poor's 500 Finans endeksi, yılbaşından bu yana yüzde 30'dan fazla değer kaybetti ve Amerikan bankaların birçoğu defter değerinin üçte bir oranında altında işlem görüyor. Bloomberg'in 46 bankayı izlediği Avrupa Bankaları ve Finans Hizmetleri Endeksi'ndeki düşüş ise yüzde 40'a yakın.

Avrupa'da bankaların piyasa değerinin defter değerine oranına bakıldığında, bankaların büyük bir risk altında olduğu görülüyor. Hisselerin defter değeri, o şirketin varlığının ne büyüklükte olduğunu gösteriyor. Şirketin öz sermayesi yani ödenmiş sermayesi, ihtiyatlar toplamı, dağıtılmayan kârları, yeniden değerleme artış fonu ve benzer fonların toplamı şirketin hisse sayısına bölünür. Bu rakam, şirketin varlığından 1 hisseye düşen değeri gösteriyor. Değerlemeler, bazı bankaların olası bir iflas karşısında alabileceği hasarı yansıtıyor.

Avrupa'nın en büyük 10 bankasına bakıldığında değerlemelerinin hemen hepsinin 1'in altında olduğu görülüyor. 2011 yılının ilk çeyreğindeki net karına göre Avrupa'nın en büyük bankası olan HSBC'nin 9 Kasım itibariyle pp/dd oranı 0.85. Deutsche Bank için bu oran 0.44, İspanyol Santander için ise 0.37. Hollandalı finans kuruluşu ING'nin pd/dd oranı 0.45 iken, UBS'in 0.74, BBVA'nın 0.66, Barclays'in,  0.39, Commerzbank'ın 0.33 düzeyinde. Avrupa'nın en büyük bankaları arasında pp/dd oranı en güçlü olan ise 1.19 ile BNP Paribas (10 Kasım itibariyle). İlk on içinde en düşük değerlemeye sahip banka ise, geçtiğimiz günlerde karının yüzde 65 düştüğünü açıklayan Credit Agricole. Bankanın pd/dd oranı 0.27'ye kadar gerilemiş durumda.

Bazı analistler, Avrupa bankaların şu an içinde bulunduğu durumun Amerikan bankalarının 2007-2008 krizinde içine girdiği durumdan bile kötü olduğunu savunuyor. Analistler, Avrupa'da patlak verecek bir bankacılık krizinin küresel finans ve ekonomi sistemi üzerinde ABD'de finans kuruluşlarının yarattığı etkiden daha ağır sonuçlar doğurabileceği uyarısı da yapıyor.

Amerikan bankalarının durumu da çok parlak değil

Amerikan bankalarının değerlemelerinin de zayıf olduğu görülüyor. Ülkenin önde gelen finans kuruluşlarından JP Morgan Chase'in piyasa değerinin defter değerine oranı 0.75 olarak hesaplanıyor. The Bank of New York Mellon, defter değerinin 0.69 düzeyinden işlem görürken, Citigroup'un değerlemesi 0.46 düzeyinde. Capital One Financial Corp için bu rakam yaklaşık 0.68 iken, Fifth Third Bancorp, defter değerinin 0.80'i seviyesinden işlem görüyor. Goldman Sachs için yapılan hesaplar, piyasa değerinin defter değerine oranın 0.68 olduğunu gösteriyor. PNC Financial Services da yaklaşık aynı değerleme seviyesinde. Yatırımcı, Morgan Stanley'e ise defter değerinin yarısı kadar değer biçiyor. Sun Trust Banks Inc., için de bu oran 0.51 düzeyinde. Amerikan bankalarının içinde değerleme açısından daha iyi durumda olanlar da var.

Bu konularda ilginizi çekebilir