Türk dahi güneşten petrol üretecek

Organik pil üreterek dünyada ses getiren Ord. Prof. Serdar Sarıçiftçi, “Türkiye’nin istiklali ve istikbali güneş enerjisinde” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Didem ERYAR ÜNLÜ

İSTANBUL - Güneşten elektrik üretimi konusunda organik güneş pillerini keşfederek bilim dünyasına adını yazdıran Ordinaryüs Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi'ye göre "Türkiye'nin istiklali ve istikbali güneş enerjisinde."

Nobel ödüllü Amerikalı Profesör Alan Jay Heeger ile birlikte yaptığı çalışmayla, güneş enerjisi kullanımını ucuzlatacak yöntemi keşfeden Sarıçiftçi, bir süredir güneş enerjisinin direk olarak kimyasal enerjiye çevrilmesi; güneş enerjisinden petrol üretilmesi üzerine çalışmalar gerçekleştiriyor.

Sarıçiftçi, "Yeşil bitkiler, su ve CO2 kullanarak güneş enerjisini kimyasal enerjiye çevirirler. Bu şekilde hem CO2 dengesi sağlanmış, hem de güneş enerjisi taşınabilir bir şekilde depolanmış olur. Doğadaki fotosentezin  benzerini teknik ve sunni fotosentez  olarak gerçekleştirmek insanlığın geleceğini belirleyecek" diyor. Sarıçiftçi, doğada olduğu gibi, güneş enerjisinin doğrudan kimyasal enerjiye çevrilmesinin en akıllı yöntem olacağını ifade ediyor.

Türkiye'de nükleer enerji santrali kurulmasının ise çok tehlikeli olacağını söyleyen Sarıçiftçi, "Başbakanımızı bu konuda Almanya Başbakanı Merkel gibi karar düzeltmeye davet ediyorum" diyor. Sorularımızı yanıtlayan Ord. Prof. Serdar Sarıçiftçi'nin yorumları şöyle:

Organik plastik güneş pilleri ile maliyetler düşecek

"Dünyanın güneş enerjisinden daha fazla yararlanması için güneş enerjisinden elde edilen enerjinin maliyetinin ucuzlaması çok önemli. Fiyat ve randıman aynı derecede önem taşıyor. Örneğin, yüzde 40 randımanlı, 3 katmanlı fotovoltaik hücreler mevcut, fakat çok yüksek fiyatlarından dolayı sadece NASA tarafından uzay projelerinde kullanılabiliyor. Bizim araştırma felsefemiz dahilinde, güneşten enerji elde edecek sistemlerin dünyada yayılması için, yatırım ve üretim maaliyetlerinin çok düşürülmesi gerekli. Bu amaçla organik plastikten elde edilen güneş pillerini (organik fotovoltaik hücreler) icat edip geliştirdik. "

En hızlı büyüyen ve hiç kriz yaşamayan bir sektör

"Dünyanın güneş enerjisi ile tanışması çok eskilere dayanır. Bundan 100 sene önce Amerika'da güneşten su ısıtma aletleri piyasaya sürüldü. Bu kullanım Türkiye'de oldukça yaygın bir durumda. Özellikle güney illerimizde artık hemen hemen her çatıda güneş su ısıtma sistemi mevcut. Güneşten direk olarak elektrik elde edilmesine biz fotovoltaik diyoruz. Bu konu 1954'de ABD'de bulundu ve günümüzde çok başarılı bir sanayi ve teknoloji durumuna geldi. Fotovoltaik sektörü, dünyadaki tüm krizlere kafa tutan ve daima gelişen bir sektör. Dünyanın enerji ihtiyacı gerilemeyeceğinden, bu gelişim önümüzdeki 20-30 sene devam edecek. 2008-2010 yıllarında bile sektör dünya çapında yüzde 20 ila yüzde 35 arasında bir artış kaydetti. Türkiye'de ise maalesef kullanım çok az. Oysa çeşitli fabrika ve turistik tesislerin elektrik ihtiyacını güneşten elde etmeleri, ekonomik açından uzun vadede çok daha tasarruflu olacaktır."

Güneş enerjisinin kimsayal enerjiye çevrilmesi

"Sektördeki en son gelişme, güneş enerjisinin direk olarak kimyasal enerjiye çevrilmesi olacaktır. Kimyasal enerji, yoğunluğu çok yüksek bir enerjidir. Örneğin, otomobilinize 3 dakikada yüklediğiniz 40 litre benzin yaklaşık 400 kilowattsaat enerji içerir ve bunu yükleme gücü (2-3 dakikada) 10 megawatt civarindadır. Aynı enerjiyi elektrik olarak yüklemek isterseniz, binlerce kilo akü ve bataryaya ihtiyacınız olacaktır.  Bu yüzden dolayı güneşten direk benzin elde etmek en akıllıcası olacaktır. Zaten doğadaki fotosentez bu mantıkla çalışır. Yeşil bitkiler, su ve CO2 kullanarak güneş enerjisini kimyasal enerjiye çevirirler. Bu şekilde hem CO2 dengesi sağlanmış, hem de güneş enerjisi taşınabilir bir şekilde depolanmış olur. Doğadaki fotosentezin  benzerini teknik ve sunni fotosentez  olarak gerçekleştirmek insanlığın geleceğini belirleyecektir. 2007'den bu yana bu konuda çok önemli çalışmalarımız var."

İspanya gibi hata yapmayalım, önce altyapıyı kuralım

"Sektörün gelişmesine yönelik en önemli konu, teknik ve sanayi altyapısını kurmak. Japonya, daha sonra Almanya, ve geçtiğimiz 3-4 sene içinde de Çin Halk Cumhuriyeti güneş enerjisi teknik altyapısını kurdu ve dünyaya yaptıkları satışlarda liderlik rekabeti içindeler. Türkiye'nin de bu yoldan gitmesini tavsiye ederim. Üretimcilere vergi muafiyeti getirip sektörün gelişmesi sağlanmalı. Üniversitelerde, teknik okullarda güneş enerjisi veya yenilenebilir enerjiler konusunda eğitim dalları ve enstitüler kurulmalı. İspanya'nın yaptığı gibi teknik ve sanayi altyapısı oluşturmadan hemen teşvikler vermek, sadece devlet kasasını delip boşaltır ve dış yatırımcıya kaynak aktarılmasına neden olur. Nitekim İspanya bu hatasını anladı ve teşvikleri durdurdu. Her tarafı güneş ile yoğrulmuş Anadolu'nun çok yüksek bir potansiyeli var. Türkiye'nin istiklali ve istikbali güneş enerjisindedir."

Deprem bölgesi Türkiye için nükleer çok tehlikeli

"Japonya'da yaşanan Fukushima felaketinin ardından, ilk adımda tüm ülkeler kömür yakmaya geri dönecekler, maalesef. Kömür ucuz olduğundan dolayı tercih edilecek. Ama havanın kirliliğini ve küresel ısınmanın felaketlerini nasıl gözardı edebiliriz? Ankara'nın havasını temizlemek için ne kadar çok uğraşıldı. Şimdi tekrar kömür yakmaya dönmek çok çağdışı ve felaket bir karar olacaktır. Fakat dünyanin geleceğini pek düşünen olmadığı için, herkes ucuza yatırım yapmayı tercih edecek. Nükleer enerjinin riskleri cok büyük. Bunun artık tüm politikacılar tarafından  düşünülmesi gerekiyor. Almanya'da Başbakan Merkel eyalet seçimlerini bu yüzden kaybetti ve  yanlış kararını düzeltmek için yeniden nükleer enerjiden yeniden çıkacağını açıkladı. Türkiye'de nükleer enerji santrali kurulması, deprem bölgesi olmamız nedeniyle, Almanya'dan daha risklidir. Başbakanımızı bu konuda Merkel gibi karar düzeltmeye davet ediyorum. Kala kala yenilenebilir enerjiler güneş ve rüzgar kalıyor ki, bu konuda teknoloji çok iyi gelişiyor ve bu enerjilerin uygulanmaları için hiçbir engel yok. Gerekli olan tek şey politik kararlılık ve irade. Teknik altyapının ve sanayinin desteklenmesi ile, halkın ve girişimcilerin yenilenebilir enerjilere yönelik ilgisi de artacaktır. Bu iş sadece alım teşviki ile olmaz. Eğitim ve üretim bizim yenilenebilir enerji geleceğimiz için en doğru kararlardır."

Ord. Prof. Niyazi Serdar Sarıçiftçi kimdir?

1961 yılında Konya'da doğan Niyazi Serdar Sarıçiftçi, 1970, 1980 yılları arasında İstanbul Avusturya Lisesi ve İstanbul Konservatuarı Piyano Bölümü'nde öğrenim gördü. 1980 yılında Viyana Üniversitesi'nde fizik eğitimi alan Sarıçiftçi, 1989 yılında doktorasını alarak, sırasıyla Stuttgart Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi'nde araştırmalarını sürdürdü. Sarıçiftçi 1996 yılından bu yana Avusturya'nın Linz kentindeki Johannes Kepler Üniversitesi Fizikokimya Enstitüsü'nde Ordinaryüs Profesör unvanıyla bölüm başkanlığı görevini yapıyor.  Aynı zamanda kurucusu olduğu Linz Organik Güneş Pilleri Enstitüsü Müdürlüğü'nü yürüten Sarıçiftçi, 2006 TUBITAK bilim ödülü sahibi. Dünya malzeme bilimcileri sıralamasında (ISI Thompson Reuter) 14. sırayı alan Sarıçiftçi'nin yenilenebilir enerji konusunda yaptığı bilimsel çalışmalardan dolayı birçok uluslararası ödülü bulunuyor.

Maliyeti 20'de 1'e düşürdü, şirketler akın etti

Ord. Prof. Niyazi Serdar Sarıçiftçi güneş enerjisinin üretim maliyetinin düşmesinin beraberinde getirdiği gelişmeleri şöyle anlattı: "Çok daha ucuza geliştirilen plastik ve organik maddelerin güneş enerjisinin yaygınlaşmasına katkıda bulunacağını umuyorum. Organik fotovoltaik hücrelerin üretim maaliyeti silisyum ile kıyaslandığında metrekare başına 1/20 civarında olacaktır. Bugün üretim baslamış durumda ve  çok sayıda firma bu yönde yatırım yapıyor. KONARKA firması bu ürünleri imal edip, piyasaya sürmeye başladı. "Solar bag" gibi çeşitli gündelik kullanımları internette mevcut.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir