Türk futbolunun içine düştüğü çukur

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İhap SUBAŞI

Kongre öncesi:

Namzet başkan: Yabancı Futbolcu transferini sayısal olarak  serbest bırakacağız

diye beyan ettiler.

Bu kadar ileri zekalı futbol bilincinin, bu kadar yüksek ve yüce olduğunu ilk demeçlerinde, sergileyerek, kamuoyunu bilgilendirdiler. Çünkü, Türkiye'mizin, döviz rezervleri doldu taşıyor olduğunu unutmuş olarak, veya bilmeyerek bir şeyler, söylüyorlar. Bizde aç gezen kahve köşelerini mesken seçmiş, futbolcu çocuklarımızın yok olduğunu hiç mi hiç umursamayarak. Sarı, siyah renklerdeki yabancılara ödediğimiz milyon Dolarlar dolayısıyla Türk futbol severlerin, bu hareketlere rahatsızlığını görmeyerek böyle bir hareketi yeğledikleri gözlemini sergilediler. Namzet başkanı bekleyen sportif futbolun ibret verici sorunlardaki, tablosu tabii ki bunlardan ibaret değildi. Başkan namzet i bu davranış biçimiyle kanayan yaraya gelecek içini tuz ve biber ektiler,acımasızca, Galatasaray'ın, çiçeği burnunda Başkanı, özel uçağına atlayıp, Avrupa'dan, üç futbolcuyu şip şak almış getirmiş. Helal olsun böyle başkana ve de Başkanlara ...

Bu paralar dışarıya nasıl ödeniyor. Nasıl transfer oluyor. Lütfen bilen, bilmeyene, anlatsın, biz de anlayıp aydınlanalım. Milli takıma futbolcu arıyoruz.

Dış ülkelere göç etmiş futbolcu gençlerimizi çağırıyor veya yabancıları Türk tabiiyetine geçirip, Milli takımımızda oynatıyoruz. Bu usul ve erkan hiç kimseyi rahatsız etmiyor mu? Dostlarım milli duygularımızı hiç mi rencide, etmiyor sporsever insanlar. Bu hususları hiç mi düşünmüyor musunuz, futbolumuza yön veren yöntemler. Yeni başkan, Türk futbolunu kökten bitirecek bir programla, federasyonu teslim alacağı, ilk günden belli olmuştur. Sayın Mehmet Atalay'ın bu hususta neyi eksikti. Başbakanımız, Sayın Tayip Edoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı devrinde, İstanbul Belediyesi Spor Genel Müdürlüğü yapmıştı. Sayın Atalay, İstanbul'a birçok spor tesisi kazandıran, zira

Trabzon'a ve Türkiye genelinde birçok spor tesisine im;za atıp, hizmete sunan bir büyük yetenektir Sayın Mehmet Atalay. Ne oldu da kenara itildi. Benim gözümde sporda ve diğer konularda, bir atom karınca idi, Atalay.

Ne oldu da, Fenerbahçe mahreçli bir şahsiyetin bu görev için önceliği uygun görüldü.

Her şeyden evvel, Türk futbolundaki, yanlış tutarsızlıklara, bakıp" kulüpler şirketleşmelidir diye yıllarca yazdım. Amatör yöneticilerin, profesyonel çarkı işletmeleri acilen önlenmelidir, diye, herkese seslendi. Çünkü, trilyonlarla dönen bir futbol endüstrisi ile karşı karşıyayız. Böyle bir durumda, kulüplerdeki her yapılan yanlışlığın çıkarın ve kanunsuzluğun, kongrelerde el kaldırılması ile ibra

edilerek, ortadan kaldırılmasına dur denilmelidir diye bazı önerileri sıraladım. Ve  böylece sorumsu:z sarfların hesabı sorulabilme yolu açılmış olabileceğinin, yolunu

ve yordamını gösterdim. Nasıl ki, 1970 senesinde Rahmetli Şükrü Gülesin ve spordan emekli arkadaşlarımıza, kurduğumuz "Futbol iş Sendikası maddi ve manevi katkılarımızla, faaliyete geçirdik. Türk iş başkanı gelmiş geçmiş Türk sendikacığının duayeni Büyük insan Rahmetli Seyfi Demirsoy, bizi "Türk İş" çatısı altına aldı. İlk, faaliyetimiz, kulüp bazında profesyonel. futbolcuları, sendikaya üye yapma şeklinde oldu. Büyük bir kulübün, Reis ve yönetimini, bu bağlamda,

toplu iş sözleşmesine davet ettik. Gelmediler, sebep; Biz dernekler statüsüne bağlı amatör yöneticileriz diye. Yürümedi, yürütemedik, çünkü, arz ettiğim gibi,

kulüpler dernek statüsüyle amatör yöneticiler tarafından, yönetiliyordu. Bizim iş görüşmelerimizi, bu nedenle amatörüz diye kabul etmediler. Ve sendikamız kapanarak, tarihe karıştı.

Amatör bir başkanın ve heyetinin, keyfe keder, trilyonlar sarfına bu yolla dur diyebilirdik diyemedik, olmadı.

Bir kadeh viski ve çerezle, safralarda milyonlara hükmeden, Türk futbolu için kararlar alınıyor, bilhassa transfer ayında bu gözlem sergileniyor. Yok mudur bu işe son verecek bir kurum, kuruluş ve otorite, diye yıllarca bekledik, bekliyoruz.

Türk futbolunu Türk asıllı, Türk futbolcu çocukları ancak kalkındırabilir, gerçeğini kim ne zaman görecektir, bilemiyoruz. Biraz milli şuurumuz kamışsa, biraz onurumuz var ise bu işe bir veçhe vermek görevimiz olmalıdır. Bilahare; federasyon seçiminin kongresini, seyrettim, içim yanarak ve burkularak.

Ankaraspor olayının kürsüye nasıl taşınıp, konuşanları izledim ve yazıklar olsun dedim. Kurulun, nelerle uğraşıp, meşgul olduğunu Türk Futbolu için, ne düşünüp, ne görüşler ortaya koyulduğunu görüp, kahroldum. Umutlarım söndü, futbola ait beklentilerim kayboldu gitti.

Güdümlü bir federasyonun, Türk futboluna yön vereceği gerçeğiyle karşı karşıya kaldığımızı düşünerek, yeise kapıldım. İnşallah yanılırım ... Bu olumsuzluklar devam ederken buyurun şike olayına ... Yazıklar olsun, Türk futbolundaki şike olayı, ülkemiz futboluna büyük yara aldırılıyor. Yapanları ve yaptıranları, Türk Spor Kamuoyu hiç affetmeyecektir. Kulüpler hiçbir zaman sorumlu değildir olamazlar. Yapanlar bu işi temsil edenlerdir, eğer varsa, suça karışanlar suçun failleridir.

Tabii ki bu bir hukuk kaidesi değil mahalli düşünce ve fikirdir. Türk futbolu için gönlüm böyle istiyor.

Hiç düşünebiliyor musunuz; Türk futbolcusuna, Türk hakemine, yöneticilerine velhasıl futbolumuza, kulüp çekişmeleriyle, renk kavgası ile medyası ile yazarı ve çizeri ile ne büyük zarar verdiğimizi... yıllarca bu ayıbı ortadan kaldıramayacağız. Aklıselimin olaya hakim olması en büyük dileğimdir.