Türk vergi sisteminin özellikleri

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

VERGİ PORTALI / Servet ERÖCAL

Maliye Bakanlığı Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2006-2009 yılları ve 2010 yılının Kasım sonu gerçekleşmeleriyle 2011 bütçe öngörüleri esas alınarak yapılan bir incelemede Türk vergi sisteminin aşağıdaki özellikleri göze çarpmaktadır:

-Vergi sistemimiz, gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler, mülkiyet üzerinden alınan vergiler, dahilde alınan mal ve hizmet vergileri, uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergiler, damga vergisi, harçlar, başka yerde sınıflandırılmayan vergiler başlıklı yedi ana başlık altında toplanmış ise de, nisbi önemleri ve gelişme potansiyelleri dikkate alındığında; gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler, mal ve hizmet vergileri, diğer vergiler başlığı altında üçlü bir sınıflandırma yapılması mümkün ve anlamlıdır. Çünkü, mülkiyet üzerinden alınan vergiler toplam vergi gelirleri içinde %2 civarında bir paya sahip bulunmakta ve tamamına yakını motorlu taşıtlar vergisinden oluşmakta, veraset ve intikal vergisi ihmal edilebilir bir düzeyde bulunmaktadır. Damga vergisi, harçlar,  başka yerde sınıflandırılmayan vergiler %3'yi aşmayan minimal getirisi olan, dolayısıyla bir ana grup oluşturacak önemde olmayan vergilerdir. Uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergiler ise esas olarak ithalde alınan katma değer vergisinden oluşmakta, bu ana başlık altında yer alan gümrük vergileri ile diğer dış ticaret vergileri ihmal edilebilir düzeylerde bulunmaktadır. İthalde alınan katma değer vergileri ise mal ve hizmet vergileri grubuna dahil edilebilir.

-Vergi gelirlerimiz ağırlıklı olarak dolaylı vergilerden oluşmakta, gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler ortalama %30 civarında seyretmekte, önümüzdeki yıl için de dolaysız vergiler lehine bir düzeltme öngörülmemektedir.

 -Toplam vergi gelirleri içinde %20-%23 aralığında bir payı olan gelir vergisi hasılatının yıllara göre %91-%92 aralığında değişen çok önemli bir bölümü ağırlıklı olarak ücretlilerden alınan gelir vergisi kesintisinden oluşmakta; beyana dayanan gelir vergisi, gelir geçici vergisi ve basit usulde gelir vergisinin ayrı ayrı toplam vergi gelirleri içindeki payları %1'I aşmamaktadır.

-Toplam vergi gelirleri içinde %8 ile %10 aralığında değişen kurumlar vergisi hasılatının tamamına yakını kurumlar geçici vergisinden oluşmakta, beyana dayanan kurumlar vergisi ile kurumlar vergisi tevkifatı ihmal edilebilir bir düzeyde bulunmaktadır.  

-Toplam vergi gelirleri içinde %2 civarında bir payı olan mülkiyet üzerinden alınan vergilerin tamamına yakını motorlu taşıtlar vergisinden oluşmakta, veraset ve intikal vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı hiçbir zaman %1'i bulmamakta, grup içindeki payı ise ancak %4 civarında seyretmektedir.

- Toplam vergi gelirleri içinde %40-%43 aralığında bir payı olan dahilde alınan mal ve hizmet vergileri ağırlıklı olarak özel tüketim vergisi ve dahilde alınan katma değer vergisinden oluşmakta, bu iki verginin grup içindeki payı %90'a yaklaşmaktadır. Dahilde alınan katma değer vergisinde 2010 ve 2011 yılları için %5 civarında bir artış öngörülmüş ise de 2010 yılının 11 aylık gerçekleşmeleri bu öngörünün gerçekçi olmadığına karine teşkil etmektedir. Dahilde alınan katma değer vergisi ağırlıklı olarak beyana dayana KDV'den, özel tüketim vergisi ise petrol ve doğalgaz ürünleri üzerindeki vergilerden oluşmaktadır. Grup içinde belirtilen iki vergi dışında tütün mamulleri, özel iletişim vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ve alkollü içkiler üzerinden alınan ÖTV biçiminde bir önem sıralaması yapılabilir.

-Toplam vergi gelirleri içinde %16-%20 aralığında bir paya sahip olan uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergilerin omurgasını ise grup içinde %90'ın üzerinde ağırlığı olan ithalde alınan katma değer vergisi oluşturmaktadır. Toplam içindeki payı %1 civarında olan gümrük vergilerinin düşüklüğü dikkat çekmekte, diğer dış ticaret vergileri ise yok mertebesinde bulunmaktadır.

-Ayrı gruplar olarak tasnif edilmelerine rağmen, damga vergisi, harçlar ve başka yerde sınıflandırılmayan vergiler toplam içinde hiçbir zaman %3'ü aşmayan paylarıyla, ayrı bir grup olarak nitelenmeyi hak etmemektedirler.

Vergi sistemimizin özelliklerini ülke çıkarları açısından daha uygun bir hale getirmek için aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulmalıdır:

-Belirli bir stratejik plan dahilinde, vergi sistemimizin ağırlıklı olarak dolaylı vergilere dayanan yapısı, kayıt dışılığın da tedrici olarak önlenmesiyle dolaysız vergilerin payı artırılmak suretiyle daha adil bir şekle sokulmalı; sadece emeğiyle geçinenlerin vergi yükü azaltılmalıdır.

-Madde bazında, petrol ve doğalgaz ürünleri, tütün mamulleri, motorlu taşıtlar ve alkollü içkiler üzerinde yoğunlaşan vergiler, gerek sektörel krizler nedeniyle oluşabilecek büyük vergi kayıpları, gerekse vergi adaleti ilkesi gözetilerek daha geniş bir ürün gamına yayılmalıdır.

-Özellikle 2010 yılında oluşması muhtemel 70 milyar dolar civarındaki dış ticaret açığı ve 50 milyar dolara yaklaşacak cari açığın 2011 yılında da artarak devam edemeyebileceği, sıcak para politikasında dünya konjonktüründen kaynaklanan tıkanmalar yaşanabileceği dikkate alınmalı ve ithalde alınan katma değer vergilerinde yaşanabilecek önemli düşüşlerin alternatifi olabilecek tedbirler alınmalıdır. 

-Ekonomik yapımızın güçlenmesi, verginin tabana yayılması ve kayıt dışılığın önlenmesinde çok olumlu etkileri olacak yeni Türk Ticaret Yasa Tasarısı öncelikle yasalaştırılmalıdır.