Türkiye çocuk işçiliğinde Afrikalılaşıyor

Dünya genelinde azalma eğiliminde olan çocuk işçiliği Türkiye’de kriz sürecinde tekrar canlandı. DİSK-AR’ın araştırmasına göre Türkiye çocuk işçiliğinde Afrikalaştı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Dünya genelinde azalma eğiliminde olan çocuk işçiliği Türkiye’de kriz sürecinde tekrar canlandı. DİSK-AR’ın araştırmasına göre Türkiye çocuk işçiliğinde Afrikalaştı. Krizin yükü ev içi hizmetleri üstlenen çocukların üzerine yıkılırken, toplamda çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999’dan bu yana yüzde 41’den yüzde 56’ya çıktı.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), Çocuk İşçiliği 2013 Raporu'nu yayınladı. DİSK-AR'ın, Türkiye İstatistik Kurumu Çocuk İşçiliği İstatistikleri 1994, 1999, 2007, 2012 ve Uluslararası Çalışma Örgütü ILO 2000-2004 ve 2004-2008 eğilim araştırması sonuçlarını ve SGK 2006-2012 İstatistiklerini kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, Dünya genelinde azalma eğiliminde olan çocuk işçiliği Türkiye’de kriz sürecinde tekrar canlandı. 14 Mart 2013 tarihinde Adana'da haftalığı 100 TL’ye çalıştığı fabrikada kafası pres makinesine sıkışarak ölen 13 yaşındaki çocuk işçi Ahmet Yıldız’ın anısına ithaf edilen DİSK-AR Çocuk İşçiliği 2013 Raporu’nda, çocuk işçiliğinin özellikle en kötü çalışma biçimlerinin olduğu tarım sektöründe ve ücretsiz aile işçiliğinin yükselmesinin endişe verici olduğu ifade edildi. Dünyadaki genel eğilimin tersine 5-14 yaş grubu çocuklarda çalışma hayatına katılımın arttığının vurgulandığı raporda, Türkiye’nin bu anlamda son derece kötü bir eğilim içine girdiğine dikkat çekildi. Raporda bunun yanında ev içi çalışan çocuk sayısındaki devasa artışa da işaret edildi. Kriz ile birlikte yükselen güvencesizlik zemininde, çocukların ev içi hizmet üretimini (çocuk ve yaşlı bakımı, temizlik, yemek vb.) giderek daha fazla oranda üstlendiğine, çocukların; çocukluk düşlerini yaşayamadan, çocuk olma hakklarını kullanamadan, eğitim hakkından yeterince yararlanamadan, ya serbest piyasanın görünmez eline teslim edildiğine ya da ev içi görünmeyen emeğin bir parçası kılındığına işaret edilen rapordaki bulgular şöyle:

HER BEŞ ÇOCUKTAN BİRİ ÇALIŞIYOR

Dünya genelinde 2008 yılı itibari ile 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyar 586 milyon iken çalışan çocuk sayısı (5-17 yaş) 306 milyon düzeyinde belirlendi. Toplamda ise 5-17 yaş arasındaki her 5 çocuktan biri ise istihdamda görünüyor. Çocuk emeğinin en kötü biçimleri için ise istihdam 2008 yılı için 115 milyon olarak gerçekleşti. Dünya geneli için çocukların istihdama katılımında bir azalma söz konusu iken Alt Sahra Afrika’da çocuk işçiliğinde artış gözlemleniyor.

TÜRKİYE’DE DÜŞÜŞ EĞİLİMİ DURDU, YÜKSELİŞ BAŞLADI

Türkiye açısından çocuk işçiliğinde düşüş eğilimi durdu. 1999-2006 yılları arasında istihdam edilen çocuk sayısı 2 milyon 270 binden, 890 bin düzeyine düştü. 2006-2012 yılları ise çocuk işçiliğinde azalma eğiliminin durduğu ve özellikle tarım kesimindeki artış ile birlikte çocuk işçi sayısının tekrar arttığı bir dönem oldu. 2012 yılında çocuk işçi sayısı 893 bine ulaştı.

KRİZİN YÜKÜ ÇOCUKLARIN ÜZERİNE YIKILDI

İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde çalışan çocukların sayısı 1999 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006 yılında bu sayı 6 milyon 540 bine ulaştı. 2012 yılı için ise bu rakam yaklaşık 1 milyon kişi artarak 7 milyon 503 bine yükseldi. Böylelikle 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların (istihdama katılan ve ev içinde çalışan) sayısı 8 milyon 397 bine ulaştı. Toplamda çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999’dan bu yana yüzde 41’den yüzde 56’ya çıktı.

ARTIŞ ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN EN KÖTÜ BİÇİMLERİNDE

[PAGE]

ARTIŞ ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN EN KÖTÜ BİÇİMLERİNDE

2006 yılından bu yana çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin en yaygın olduğu ücretsiz aile işçisi çocuk işçilerin, toplam çocuk işçiler içerisindeki oranı yüzde 41’den yüzde 46’ya, sayısı ise 362 binden 413 bine yükseldi. Yine aynı kapsamda değerlendirilen tarım sektöründe çalışan çocukların sayısı da 73 bin kişi artış göstererek 326 binden 399 bine, toplam çocuk işçilere oran ise yüzde 37’den yüzde 45’e ulaştı. Tarımda çalışan çocuklar açısından asıl acı olanı ise tarımdaki istihdam artışının yüzde 66’ının ve ücretsiz aile işçilerindeki artışın yüzde 90’ının 6-14 yaş arası çocuklar olması. Toplamda da çocuk işçiliğinin artmasına neden olan 6-14 yaş çocuk işçilerin sayısındaki artış.

TOPLAMDA DA ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN SAYISI ARTTI

Raporda 4+4+4 sistemi ile ilişkilendirilen okula devam ederken çalışan çocukların sayısı, 2006-2012 yılları arasında yüzde 64 oranında artarak, 272 binden 445 bine yükseldi. Okuyan çocukların 2006 yılında yüzde 2’si ekonomik bir faaliyette çalışırken 2012 yılında bu oran yüzde 3’e ulaştı. Bu çocuklar arasında ev işlerinde çalışanların oranı da yüzde 43’den yüzde 50 seviyesine yükseldi. Okula devam etmeyen çocukların sayısı 2 milyon 314 binden, 1 milyon 297 bine gerilerken, okula gitmeyen çocuklar arasında ekonomik faaliyetlerde çalışanların oranı yüzde 27’den yüzde 35’e yükseldi. Buna karşın ev işlerinde çalışan çocukların sayısı bu kategoride yüzde 44’den yüzde 39’a geriledi.

KAYITLI ÇOCUK İŞÇİ SAYISI KATLADI

Çocuk işçiliğindeki artış SGK istatistiklerine de yansıyor. 2006 yılı SGK İstatistiklerinde zorunlu sigorta kapsamında ücretli olarak çalışan çocukların (14-17 yaş) sayısı 14 bin 161 iken, 2012 yılında 62 bin 925’e yükseldi. Çırakların sayısı ise aynı dönemde 158 binden 322 bine çıktı.

UCUZ İSTİHDAM STRATEJİSİ ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ BESLİYOR

Raporun sonuç bölümünde, "Türkiye’yi Avrupa’nın Çin’i, doğu illerini ise Türkiye’nin Çin’i yapma çabası, çocuk işçiliği açısından, çıraklık, stajyerlik gibi uygulamalar ile kuralsızlık, esneklik ve güvencesizlik ekseninde ağır sonuçlar yaratacak. İş kazalarında Çin ile rekabet eden Türkiye, şimdi de çocuk işçiliğinde Asya tipi bir modeli benimsemiş görünüyor. Ucuz İstihdam Stratejisi ve 4+4+4 sistemi bunun zeminini yaratma gayretinin ifadesidir. Çocuk işçiliği, yoksulluk ve güvencesizlik zemininde yükselen istihdam stratejilerinin yapısal olarak ürettiği bir sonuç olarak görülmelidir. Dolayısıyla çocuk işçiliği ile mücadele bu strateji ile mücadeleden geçmektedir" görüşlerine yer verildi.