”Türkiye, dünyanın en büyük 17. ekonomisi oldu”

Bakan Şimşek, Türkiye'nin, birçok yönüyle küresel krizden en az etkilenen ülkelerden birisi olduğunu belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin, birçok yönüyle küresel krizden en az etkilenen ülkelerden birisi olduğunu belirterek, "Türkiye, hükümetlerimiz dönemindeki güçlü performansıyla dünyanın en büyük 17. ekonomisi olmuştur, küresel krize rağmen bu konumunu da korumuştur" dedi.

Şimşek, TBMM Genel Kuruluna 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanunu Tasarısını sundu. Plan ve Bütçe Komisyonuna bütçe çalışmaları dolayısıyla teşekkür eden Şimşek, konuşmasına dünya ekonomisinin genel görünümünü anlatarak başladı.

"2009 yılında yüzde 1,1 daralma"

Temmuz 2007'de başlayan küresel finans krizinin, Eylül 2008'de derinleşerek bütün ülkeleri etkileyen küresel buhrana dönüştüğünü belirten Şimşek, 2007 yılında yüzde 5,2 olan küresel büyümenin, yerini 2009 yılında yüzde 1,1 daralmaya bırakmasının beklendiğini söyledi.

Türkiye ekonomisinin genel görünümüne de değinen Şimşek, kriz nedeniyle bazı makroekonomik hedef ve tahminlerini revize etmek durumunda kaldıklarını, ancak bunun sadece Türkiye'ye özgü bir durum olmadığını söyledi. Neredeyse bütün ülkeler ve uluslararası kuruluşların hedeflerini hem de birkaç kere revize etmek zorunda kaldıklarını belirten Şimşek, şöyle konuştu:

"2009 yılı bütçesinin hazırlandığı dönemde (2008 Mayıs-Eylül) birçok uluslararası ve yerli kuruluşun büyüme tahminleri bizim bütçede öngördüğümüz büyüme tahminlerinden farklı değildi. 2010 yılı için büyüme öngörümüz yüzde 3,5'tir. Ancak, IMF, OECD ve uluslararası finans kuruluşlarının tahminleri yüzde 3,7 ile 5,5 arasında yoğunlaşmaktadır.

Ekonomik Görünüm Raporu

Daha önemlisi Türkiye'nin uzun dönem büyüme potansiyeline ilişkin beklentilerde herhangi bir değişiklik olmamıştır. OECD'nin son yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporunda Türkiye'nin büyüme oranı 2011-2017 döneminde ortalama yüzde 6,7 olarak öngörülmüştür. Bu oranın, Çin ve Hindistan'dan sonra en yüksek büyüme oranı olduğunun altını çizmek istiyorum.

Goldman Sachs'ın yayımladığı bir raporda, Türkiye'nin 2050 yılında Avrupa'nın üçüncü ve dünyanın dokuzuncu büyük ekonomisi olacağı öngörülmektedir. Kriz sonrası ilk yıl olan 2010 için yüzde 3,5'lik büyüme hedefini düşük görebilirsiniz. Ancak bu büyüme oranının Avrupa Komisyonunun, Avrupa Birliği üyeleri için gelecek yıl öngördüğü büyüme hedefinin 5 katı olduğunu hatırlatmak isterim. Dolayısıyla Avrupa Birliği ile arayı kapatmaya devam ediyoruz.

Türkiye'nin satın alma gücü paritesine göre kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının Avrupa Birliği ortalamasına oranı 2002 yılında yüzde 36,2 iken 2008 yılında bu oran yüzde 45,7'ye yükselmiştir."

"En güçlü performans"

Bakan Şimşek, Türkiye'nin, birçok yönüyle aslında bu krizden en az etkilenen ülkelerden birisi olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin, Hükümetleri dönemindeki güçlü performansıyla dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğunu, küresel krize rağmen bu konumunu da koruduğunu söyledi.

Hükümetleri döneminde, kriz yılı olan 2009 yılı hariç, bütçe hedeflerini sürekli olarak tutturduklarını kaydeden Şimşek, "Birçok dönemde hedeflerimizi de aştık. Bu başarıda, Hükümetlerimizin kararlı, tutarlı, şeffaf ve istikrarlı politikaları belirleyici olmuştur" dedi.

Türkiye ekonomisinin, krize karşı büyük bir dayanıklılık gösterdiğini belirten Şimşek, "Bugün faiz oranları tek haneye düşmüşse, enflasyon son 40 yılın en düşük seviyelerindeyse, ülkemizin kredi notu yükseliyorsa, Türkiye'de tek bir banka batmadıysa, Türkiye bu anlamda krizden en az etkilenen ülkelerden birisidir" diye konuştu.

Bu yıl dünyada son altmış yılın en büyük krizinin yaşandığına dikkati çeken Şimşek, "Faizler tek haneye düşmüş. TL cinsinden iskontolu devlet iç borçlanma senetlerinin faiz oranı yüzde 8,5 ve gecelik faizler yüzde 6,5 seviyelerine gerilemiş. Enflasyon en düşük düzeylerinde. Kredi notumuz artıyor. Bütün bunlar şunu açık bir şekilde gösteriyor ki Türkiye bu krize karşı büyük dayanıklılık göstermiştir" dedi.

İhracat

Ürün ve pazar çeşitliliğinde sağladıkları başarı ile ihracat performansının, Ekim ayından itibaren yeniden artış eğilimine girdiğine işaret eden Şimşek, Aralık ayında da ihracattaki artışın çift haneli olmasını beklediklerini açıkladı.

Rekabet ve yoğunlaşmayı gösteren Herfindahl-Hirschman Endeksi'nin 2002 yılındaki 570 seviyesinden 2009 yılında 332 seviyesine gerilediğini kaydeden Şimşek, bu endeksin düşmesinin, Türkiye'nin ihracatındaki ülke bağımlılığının azaldığını gösterdiğini anlattı.

Krizle birlikte, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de işsizliğin arttığını bildiren Şimşek,  Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında tarım dışı istihdam yaratmada en yüksek performansı gösteren ülkelerin başında geldiğini söyledi. 2002 yılında tarım dışı istihdamın 13 milyon 896 bin kişi iken, 2009 yılı Ağustos ayı itibarıyla 16 milyon 254 bine yükseldiğini ifade eden Şimşek, Hükümetleri döneminde tarım dışı istihdam artışının 2 milyon 358 bin kişi olduğunu açıkladı.

@page@

"Uluslararası kuruluşlara el açmadık"

Şimşek, "Her şeyden önce bu krizi biz yönettik. Bizden önceki dönemlerde olduğu gibi, IMF gibi uluslararası kuruluşlara el açmadık" dedi.

Türkiye'nin krizden en az etkilenen ülkelerden biri olduğunu belirten Şimşek, risk priminin ölçülmesinde kullanılan CDS endeksinin de bunu teyit ettiğini, CDS endeksinin, bir ülkenin bono ve tahvillerinin ödenmeme riskine karşı yapılan sigorta sözleşmesinin primlerini gösterdiğini bildirdi.

Şimşek, Plan ve Bütçe Komisyonundaki bütçe görüşmelerinde muhalefet sözcülerinin "Bankacılık sektörünün güçlü yapısını 2001 krizinden sonra kendileri tarafından yapılan düzenlemelere" bağladıklarını belirterek, "Biz kendilerine IMF gözetiminde attıkları adımlar için teşekkür ediyoruz. Ancak bankacılık sektörünün bugünkü performansını sadece o adımlarla açıklamak mümkün değildir. Zaten önemli olan kağıt üstünde atılan adımlar değil, güçlü uygulamalardır" dedi.

Şimşek, AK Parti Hükümetleri döneminde bankacılık sektörünün daha iyi düzenlenmesi ve denetlenmesi için yaptıkları hakkında bilgi verdi.

"Türkiye, kredi notu 2 kademe artan tek ülke"

Kriz yönetiminde aldıkları tedbirler sonucunda başarılı olduklarını savunan Şimşek, birçok ülkenin kredi notunun indirildiğini, Türkiye'nin de içinde yer aldığı sadece 13 ülkenin kredi notunun artırıldığını kaydetti.

Şimşek, "Dünyada son 60 yılın en büyük krizinin yaşandığı bir dönemde Türkiye, kredi notu 2 kademe artan tek ülkedir.  Eğer iddia edildiği gibi en fazla etkilenen ülkelerden birisi olsaydık, Türkiye'nin kredi notu 2 kademe birden yükseltilir miydi? Bugün Türkiye, kriz ortamında pozitif görünüme sahip olan nadir ülkelerden biridir. Türkiye, 1-2 yıl içinde kredi notu 'Yatırım Yapılabilir' düzeyine çıkartılması beklenen 10 ülke arasında yer almaktadır" diye konuştu.

Bu senenin dördüncü çeyreğinden itibaren, ekonomide toparlanmanın başlandığını belirten Şimşek, IMF'nin son raporuna göre, 2009 yılının son çeyreğinde G-20 ülkeleri arasında büyüyecek 8 ülkeden birisinin Türkiye olacağını kaydetti.

Ekonomideki güçlü toparlanma, sanayi üretim endeksi, kapasite kullanım oranı gibi verilerine dikkati çeken Şimşek, "Bunların hepsi tesadüf olabilir mi? Bunlar, bilinçli, kararlı, kapsamlı ve proaktif politikalar uygulamamızın bir sonucudur. Şunu artık herkes bilmelidir ki, Türkiye'de cazip yatırım fırsatları vardır ve Türkiye güvenli bir limandır. Türkiye'ye olan güven devam ediyor. Siz de buna inanın ve güvenin" dedi.

2009 bütçesindeki sapma

2009 Yılı Bütçesi yıl sonu gerçekleşme tahminimize kısaca değinen Şimşek, yıl sonu itibarıyla' merkezi yönetim bütçe giderlerinin 266 milyar 752 milyon TL, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 203 milyar 928 milyon TL, bütçe açığının 62 milyar 824 milyon TL, faiz dışı açığın 7 milyar 324 milyon TL olarak gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söyledi.

Şimşek, tahminleri doğrultusunda 2009 yılı başlangıç bütçesine göre' bütçe giderlerinin yüzde 2,9 arttığını, bütçe gelirlerinin ise yüzde 18 oranında azaldığını, bütçe açığının ise 10,4 milyar TL'den 62,8 milyar TL'ye çıktığını kaydederek, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 6,6'ya tekabül ettiğini bildirdi.

2010 bütçenin hazırlanmasında' Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın 1 trilyon 28 milyar 802 milyon TL, büyüme oranının yüzde 3,5, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla deflatörünün yüzde 5, yıl sonu itibariyle TÜFE'nin yüzde 5,3, ithalatın 153 milyar dolar, ihracatın 107,5 milyar dolar olarak hedeflendiğini kaydeden Şimşek, bütçenin temel özelliklerini "Ekonomik krizden çıkışa katkı sağlayan, sosyal yönü güçlü, öğrenciler için daha fazla kaynak ayıran, özürlü vatandaşlara desteği artıran, eğitime ve sağlığa ayrılan kaynağın artırıldığı bir bütçe" şeklinde sıraladı.

Memur maaşları

2010 yılında memur aylıklarında yapılacak artışların, devletin mali imkanları, ülkenin ekonomik gelişmesi ve enflasyon hedefi göz önüne alınarak belirlendiğini söyleyen Şimşek, "Kamu görevlilerinin maaşlarında Ocak ayında yüzde 2,5 ve Temmuz ayında yüzde 2,5 oranında artış sağlanacaktır. Gerçekleşen enflasyonun, belirlenen zam oranlarını aşması halinde ise aradaki fark telafi edilecektir. Yapılacak artışlar sonucunda' aile yardımı ödeneği dahil ortalama devlet memuru maaşı 2009 yılı Aralık ayında 1.480 TL iken, 2010 yılı Ocak ayında 1.518 TL'ye yükselecektir" diye konuştu.

Vergi politikası

Bakan Şimşek, vergi politikalarının temel amacının, yatırımları ve istihdamı destekleyerek sürdürülebilir ekonomik büyümeye katkı sağlayan, etkin, basit ve kolay uygulanabilir bir vergi sisteminin oluşturulması olduğunu söyledi.

Bu amaca ulaşabilmek için bir taraftan yatırım ortamının iyileştirilmesi, diğer taraftan da kayıtlı ekonomiye geçiş sürecinin hızlandırılmasını amaçladıklarını ifade eden Şimşek, bunun da anlaşılabilir ve saydam bir vergi mevzuatı, öngörülebilir bir vergi yükü, düşük oranlı, geniş tabanlı bir vergi sistemi ve etkin bir vergi idaresi ile sağlanabileceğinin bilincinde olduklarını anlattı.