”Türkiye dünyanın güçlü ekonomilerinden biri olmaya başladı”
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, Türkiye'nin, dünyanın önemli ekonomilerinden birisi olmaya başladığını belirtti.
TOKAT - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin, dünyanın önemli, güçlü ekonomilerinden birisi olmaya başladığını belirterek, bu gücü ayakta tutan büyük gelişme kapılarından birisinin de turizm olduğunu söyledi.
Tokat'taki incelemelerinin ardından Reşadiye ilçesine geçen Günay, Reşadiye Kaymakamlığı binası önünde vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasında birlik ve beraberlik mesajları veren Günay, kentte gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Tokat'ta, Reşadiye'de gördüğüm bu ilgiyi ve sevgiyi, hayatım boyunca kalbimde bir Reşat altını gibi saklayacağım" dedi.
Bütün güçleriyle insanların başka yere göçmeden, kaçmadan, kendi doğduğu topraklarda bolluk ve bereket içinde yaşamasını sağlamaya çalıştıklarını ifade eden Günay, "Türkiye'nin bereketini çoğaltmaya, Türkiye'nin, insanımızın hürriyetini çoğaltmaya, toprağımızın adaletini çoğaltmaya ve yaşadığımız yerde esenlik, güzellik, barış, bolluk, bereket içinde yaşanmasını sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin, dünyanın önemli, güçlü ekonomilerinden birisi olmaya başladığını söyleyen ve "Bu gücü ayakta tutan büyük gelişme kapılarından birisi de turizm" diyen Günay, son yıllarda Türkiye'nin dünyanın yedinci büyük turizm ülkesi haline geldiğini, kendilerinin ise artık bunu kalıcı, beşinci sıralara doğru yükselerek kalıcı hale getirmeye ve Türkiye'nin turizmden sağladığı bereketi Anadolu içlerine taşımaya çalıştığını dile getirdi.
"Hepimiz bu toprağın hakiki evlatlarıyız"
Türkiye'nin ve Tokat'ın kültür ve turizm zenginliklerine de dikkat çeken Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunları biz bütün gücümüzle Kültür ve Turizm Bakanlığı, öteki bakanlıklar, Vakıflar Genel Müdürlüğü hep beraber sahiplenmeye, belediyelerle, özel idareyle, milletvekili arkadaşlarımla, hepinizle işbirliği yaparak insanımıza tanıtmaya ve dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz. Bunu sürekli kılmanın, bunu devamlı kılmanın ve bu bereketi çoğaltmanın bir tek şartı var. İçimizde barış olması, dayanışma olması ve ülkemizde demokrasinin kesintisiz sürüp gitmesi lazım. Milletin iradesinin üzerine hiçbir irade çıkmazsa eğer, biz milletin istediği doğrultuda Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz. Bütün gücümüz, bütün çabamız, bütün gayretimiz, çocuklarımızın, bizim yaşadığımızdan daha iyi bir ortamda, daha iyi bir günde ve daha iyi bir yarında yaşamasını sağlamaktır."
Daha sonra ilçedeki termal kaplıcaları gezen Günay, Yolüstü Beldesi'nde bir süre vatandaşlarla sohbet etti.
Zinav Gölü'nde de incelemelerde bulunan Günay, burada toplanan vatandaşlara yaptığı konuşmada, birlik ve beraberlik mesajları vererek, şunları söyledi:
"Hepimizin adına vatan dediğimiz bir toprağın üzerinde, hepimiz gördüğümüz zaman heyecanlandığımız bir bayrağın altında, hepimiz bu vatanın bütünlüğü, bu milletin esenliği, selameti, bu bayrağın sonsuza kadar dalgalanması, bu ezanların sonsuza kadar sürüp gitmesi için yaşayıp gidiyoruz. Alevi, Sünni, Kürt, Türk hepimiz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyız. Hepimiz bu toprağın şu ağaçlar kadar hakiki evlatlarıyız."
"Dünyayı kadınlar idare etse daha güzel bir dünya olurdu"
"Yeryüzünde bir cennet varsa burasıdır" diye tanımladığı Zinav Gölü'nde kendisini dinleyen kadınlara da seslenen Günay, şöyle konuştu:
"Hanımlar özellikle sizi, burada bulunduğunuz için, bizi dinlediğiniz için özellikle selamlamak ve size seslenmek istiyorum. Çünkü bu dünyayı biz erkekler idare ediyoruz, sözde. İnanıyorum ki eğer dünyayı kadınlar idare etse daha güzel bir dünya olurdu. Daha temiz, daha bolluklu, daha bereketli bir dünya olurdu. Çünkü erkekler biz zaman zaman aramızda vakti öldürüyoruz. Zamanı kötü kullanan hiçbir kadın yoktur. Çocuğu için çalışıyor, sofrası için çalışıyor, evi için çalışıyor. Eskiyi, yeni yapmaya çalışıyor. Eşinin, kardeşinin, yuvasının yüzü gülsün diye çalışıyor. Asıl bereket ve bolluk kadınların ellerinde."
"Kadınını ezen bir toplum geleceğini yok ediyor demektir" diyen Günay, "Bir toplum kadınına ne kadar değer verirse çocuğuna ve geleceğine o kadar fazla değer vermiş demektir" ifadesini kullandı.
"Arkeolojik kazı"
Bakan Günay, daha sonra Gümenek Hamamtepe bölgesinde "Komana Pontika Arkeolojik Araştırma Projesi" kapsamında yürütülen ve bir süredir yüzey araştırması yapılan bölgede ilk kazmayı vurarak kazı çalışmalarını başlattı. Günay, proje koordinatörü ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Erciyas'tan çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Pazar ilçesindeki Ballıca Mağarası'nı da gezen Günay'a yetkililer mağaranın özellikleri hakkında bilgi verdi.
Daha sonra ilçedeki Kaz Gölü'ne geçen Bakan Günay, burada dürbünle bir süre göl alanını izledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Kültürün gavuru, Müslümanı, Ermenisi, Rumu olmaz. Bunlar Anadolu toprağının zenginliğidir, değerlerimizdir. Sahip çıkacağız, koruyacağız sonra da turiste göstereceğiz" dedi.
Reşadiye ilçesindeki incelemelerin ardından Zile ilçesine gelen bakan Günay, belediye binası önünde vatandaşlara seslendi.
Bakan Günay, burada yaptığı konuşmada, ülkede hürriyeti, özgürlüğü, adaleti, ekmeği ve bereketi çoğaltmak için geldiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"İlk önce adaleti tam hakkıyla sağlamamız lazım. Her şeye katlanabiliriz ama asla adaletsizliğe tahammülümüz yok. İkinci olarak hürriyeti sağlayacağız. Hür ve özgür olacağız. Başımızı istersek örteceğiz, istersek açacağız. O bizim bileceğimiz iş. Buna kimse karışamaz. Devletin karışması gereken çocuklarımızın kıyafetleri değil, eğitimidir, sağlığıdır, güvenliğidir. Üçüncüsü ise bereket ve bolluktur. (Yoksul evde kavga bitmez) derler. Yoksulluğu, sefaleti bitirmek için kardeşçe dostça, kol kola bu memleketi ayağa kaldıracağız.
Şimdi Zile'de yaşayan nüfusun kaç katı dışarıda, İstanbul'da, büyük kentlerde, varoşlarda yaşıyor. Biz herkesin kendi doğduğu bu cennet topraklarda doymasını sağlamaya çalışıyoruz."
"Turizmi Anadolu'ya çekmek için çalışıyoruz"
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Roma İmparatoru Sezar'ın geldiği, beğendiği bu güzel topraklara gelmenin kendisi için gurur verici olduğunu belirterek, kültür turizmini çeşitlendirmeye çalıştığını söyledi.
Turisti sadece Akdeniz ve Ege kıyılarına değil, Anadolu'ya çekmek için projeler yaptıklarını ifade eden Günay, "Amasya, Zile, Tokat ve Sivas hattını da çok önemsiyorum. Kelkit Vadisi, Yeşilırmak ve Zilelilerin bu sıcak yüzü, misafirperverliği dünyanın hiçbir yerinde yok. Zile Kalesi'nin restorasyonunu en kısa sürede bitirerek orada değerlerinizi, bu topraklardan çıkan eserleri sergileyeceğimiz bir müze yapacağız" diye konuştu.
"Tanıtımın önemi"
Bakan Günay, Zilelilerin Sezar'ı ve Roma kalıntılarının tanıtımına önem vermelerini alkışladığını belirterek, "Kültürün gavuru, Müslümanı, Ermeni'si, Rum'u olmaz. Bunlar Anadolu toprağının zenginliğidir, değerlerimizdir. Sahip çıkacağız, koruyacağız sonra da turiste göstereceğiz. Osmanlı da, Selçuklu da bizim, burada yaşamış olan tüm medeniyet kalıntıları da bizim" dedi.
Konuşmasının ardından tarihi Amasya Caddesi'ni gezen Bakan Günay, özel müteşebbisler tarafından restore edilen konakları gezdi.
Amasya Caddesi Sokak Sağlıklaştırma Projesine de destek olacaklarını anlatan Günay'a, gezisi sırasında Zile Belediye Başkanı Lütfi Vidinel tarafından otantik kıyafetli Sıraç Bebeği, aynalı Zile çarığı armağan edildi. Bakan Günay, kendisine ikram edilen beyaz Zile pekmezi ve kömesini çok sevdiğini söyledi.
Daha sonra Turhal ilçesine geçen Bakan Günay, burada Turhal Belediye Başkanı Ali Gözen'i makamında ziyaret ederek, ilçe hakkında bilgi aldı.
Gözen, ilçeye yapmayı planladıkları Kültür Sitesi için Bakan Günay'dan destek istedi.
Günay ise il özel idaresi tarafından arsa tahsisi yapılan Kültür Sitesinin bakanlık, özel idare ve belediye işbirliği ile 2 yılda bitirilebileceğini kaydetti.
Gözen daha sonra Bakan Günay'a, ceviz ağacından yapılan el yapımı sandık, yöresel el sanatlarından tahta baskılı ve el dokuması masa örtüsü armağan etti.
Belediye Başkanı Gözen'in meşhur Tokat Kebabı ikramının ardından Bakan Günay ilçeden ayrıldı.