Türkiye ekonomisinde montaj sanayiinin yeri
İhap SUBAŞI / Subaşı Gümrükleme
Yerli sanayimizin atar damarı ve geleceği ülkedeki işleyiş tarzıyla, montaj sanayinin ithalattan soyutlanıp işletilmesidir desek yanlış bir tespit yapmamış oluruz. Montaj sanayi, ülke yan sanayisiyle yürütülürse, yan sanayi ile yerli sanayide ekonomik olarak büyük aşama kat edilir. Türkiye bu tarz bir sanayiyi organize ederek ve kurarak böyle bir düzeni kurup geliştirip işletememiştir. İthalat yaparak montaj sanayinin ülkeye faydalı olabilecek esasını kaybettirmiş, ithal parçaları ile sanayilerini işletip geliştirmeye çalışmışlardır. Yıllar yılıdır bu düzen aynen devam ettirilmiş ve de ettirilmektedir. Eksik olan ekonomik dalgalanmadaki montaj sanayinin yerli sanayi ile eksiksiz sürdürülebilmesidir. Günümüzde oto sanayinin yerli yan sanayiden ne derece istifade edip faydalandığı çok büyük önem arz eder. Tabii ki çok az bir faydalanma olduğu istatistiki verilerle ortaya çıktığı görülmekte. Ülkemizde yerli sanayi ithalata yönelip, yan sanayi ihmal edince, bugünkü dışa bağımlılıktan sanayimiz kurtulamamıştır. Rusya, montaj sanayii sayesinde bugünlere gelmiştir. Devlet, sanayi kesimine şu programı uygulama direktifi vermiştir. On yıl yüzde 10 yerli yan sanayi, ithal malı için de yüzde 90 gibi bir programla ve planla organize ederek yola çıkmıştır. On yıl sonra tam tersi yüzde 90 yerli yan sanayi, yüzde 10 ithal malı demiştir.
Bir üniteyi tamamlamak için yerli ve ithal malı uygulamasının yüzdelerini vermiştir. Sonuç, Rusya fezaya insan göndermiştir. Nostaljik şöyle bir uzanırsak, bunu kolayca görebiliriz.
Global bir ekonomiyi kabul etmemek mümkün değildir. Amma, ülke ekonomisi için bazı fayda getiren tedbirleri de almak ticaretimizin ana faktörü olarak uygulamasını sağlamak, bu yönlü bir uygulama istemi milli bir konum olmasıyla tatbikat bulmalıdır.
Bitirilmiş mal ithalatı gibi bir madde ile de ülkede işçi istihdamını ve yan sanayiyi sekteye uğratmak hangi ticaret anlayışının ürünüdür sorulması gereken bir konumdur. Bu ülkede işçi çalışarak evine ekmek götürürse o zaman ülke kalkınmasında, ülke huzuru ve sosyal alanda en büyük sorun aşılmaz mı? Tek çıkar amacıyla para kazanmak hırsıyla düşünceler seferber edilirse, ekonomik yozlaşmanın kapısı açılamaz mı? Bu da çok tehlikeli sosyal patlama gibi bir maceranın başlangıç sebebi olmaz mı?
Ülkem böylesine yanlış, dışa bağımlı yalnız tüketen, üretmeyen bir sanayi yapısı statüsünden acilen çıkarılmalıdır. Her gün gazetem "DÜNYA"nın sütunlarına düşüyor, ünlü işadamlarımızın siluetleri, hepsi ticaretin ana statükosunun yalnız kâr üzerine kurulması yönüyle fikir paylaştıkları görülüyor. O yol ile ülke ekonomisinin kalkınacağını sanıyoralar. Çin malı piyasalarımızı doldurdu, tedbir için hiç kimse çıkıp bir şey söylemiyor.
Marketlerde her türlü ithal maddesi tüketicinin emrine amade kılınmış, yerli malı satmayı hiç kimse düşünerek denemiyor. Bu mudur ülke ekonomisinin geleceği için onurlu ufuklar, sonra ağzı olan ülke ekonomisi için ahkam keserek konuşuyor. Dahilde İşleme Rejimi diye bir tatbikat ve uygulama yürürlükte, gümrüklü serbest bölgelerde bu işlemlerin yapılması gerekirken, firmaların emirlerine her türlü ithal maddesi verilerek bir uygulama yapılarak sürdürülmektedir. Yerli yan sanayi gene burada es geçilmiş, gümrüğün takibi altında bu muameleler gerçekleştirilmektedir.
Sonuç olarak; montaj sanayi ülke ekonomisine büyük merhaleler atlatılabilirdi, ne yazık ki bundan istifade edilememiştir.