“Türkiye hepinizi bir çuvala koyar, o çuvalın da başını bağlar”
İçişleri Bakanı Soylu Kuzey Irak’taki referandum ile ilgili olarak “Türkiye hepinizi bir çuvala koyar, ondan sonra atacağı yere atar” değerlendirmesinde bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, IKBY'deki gayrimeşru referanduma ilişkin, "Bakın, Türkiye hepinizi bir çuvala koyar, o çuvalın da başını bağlar, ondan sonra atacağı yere atar. Kimse Türkiye ile oyun oynamasın. Biz ne zaman sakin durup karar vereceğimizi, ne zaman celalleneceğimizi, ne zaman da tekmemizin pek olacağına kendimiz karar verir, kendimiz hesap ederiz." dedi.
"Kimse Türkiye ile oyun oynamasın"
Türkiye'nin bir yılda toparlandığını ve darbenin bütün travmalarını geride bıraktığını anlatan Soylu, "Bütün bunlarla birlikte de gelecek hedefleriyle buluşan ve bundan bir adım geriye adım atmayan, tam tersi ileri adım atan bir millet düşünün. Darbeye 16 Nisan referandumuyla 'Ey bu malın sahibi sen değilsin, bu malın sahibi şehit kanlarıyla bu ülkenin topraklarını sulayan bu aziz millettir.' diye cevap verdiler." dedi.
Soylu, ne yaptıklarını bildiklerini dile getirerek şunları kaydetti:
"Onlar bir hamle yapıyorlar, biz bir hamle yapıyoruz. Şimdi de etrafımızdaki coğrafyada bir hamle yapmaya çalışıyorlar. Türkiye'yi tanımıyorlar, Türkiye’nin gücünü, kuvvetini, kudretini bilmiyorlar. Baktılar ki '15 Temmuz’u yediremedik, baktılar ki 17-25 Aralık darbesini yediremedik, baktılar ki dolarlarla avrolarla uğraştılar bunları yediremedik acaba şimdi Barzani üzerinden Türkiye’ye bir engel teşkil edebilecek bir hale getirebilir miyiz?' diye bir düşüncenin içerisindeler. Bakın, Türkiye hepinizi bir çuvala koyar, o çuvalın da başını bağlar, ondan sonra atacağı yere atar. Kimse Türkiye ile oyun oynamasın. Biz ne zaman sakin durup karar vereceğimizi, ne zaman celalleneceğimizi, ne zaman da tekmemizin pek olacağına kendimiz karar verir, kendimiz hesap ederiz. Bu konuda bu devlet ve bu millet her zaman gereğini yerine getirmiştir. Kimseye bu topraklar ve bu coğrafya üzerinde oyun oynattırmayız hiç endişeniz olmasın. Bütün bunlar yarın öbür gün baktığınızda Türkiye’nin bu aklıyla çözebildiği meseleler olarak çok rahat bir şekilde görülecektir."
"Yıllardan beri bizi meşgul ediyorlar, uğraştırıyorlar"
Yüksekova'da esnaf ziyareti de gerçekleştirdiklerini anlatan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnanınız ki her gözde, her gönülde büyük bir umut vardı. Ben 3, 5, 10 yıl önce de oralara gittim. Bilmenizi isterim ki bu gittiğimiz, neredeyse en üst seviyede bir karşılamaydı. Bundan bir ay, beş ay önceden daha iyiydi. Oturduk, sohbet ettik. Yıllardan beri bizi meşgul ediyorlar, uğraştırıyorlar. Yıllardan beri bizim üzerimize maliyet yüklüyorlar. Bizi kah anarşiyle kah darbelerle kah ekonomik krizlerle meşgul ediyorlar ve bizi aslında uğraşabileceğimiz meselelerle uğraşmaktan alıkoymaya çalışıyorlar. 6-7 Ekim hadiselerinde ve 7 Haziran seçimlerinden sonraki barikatlı, hendekli eylemlerinde tahrip ettikleri yerlere bakınız.
Bakınız, neyle uğraştırıyorlar. Biz kütüphane yapıyoruz, Bitlis Halk Kütüphanesi. Yüksekova'da 22 milyon lira maliyetle yaptığımız Endüstri Meslek Lisesi, Yüksekova Gençlik Merkezi Spor Salonu ve daha Türkiye'nin birçok yerinde birçok okul, birçok kütüphane."
Soylu, gençliğin bilimle ve sporla buluşmasını istemeyenler olduğuna dikkati çekerek, ülkenin gençlerinin yarınlardan umutsuz olmalarını istediklerini söyledi.
Gençlerin aklını çelmek ve ülkede karmaşa oluşturmak istediklerini vurgulayan Soylu, "Asla doktor, mühendis olmasın, oradaki bir çocuğumuzun söylediği gibi pilot olmasın. Fakirlikten ve cahillikten başka bir şey görmesinler. Bu memleketi yoksullukla ve cehaletle karşı karşıya bırakmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Kah anarşiyle bizi terbiye etmeye çalıştılar, uğraşalım birbirimize düşelim diye kah terörle kah ekonomik krizlerle bizi terbiye etmeye çalıştılar kah 28 Şubat'la, bizim değerlerimizle uğraşarak, bizim özümüzü keşfetmemizi engellemeye çalıştılar." ifadelerini kullandı.
Soylu, ilçe kongrelerinin hepsine gitmeye çalıştığını, bunun bir sebebi olduğuna işaret ederek, bu memleketin evlatları olduklarını, memlekete hizmet eden herkesin önünde saygıyla, hürmetle eğilmeyi bilenlerden olduklarını anlattı.