Türkiye için 2009 yılına ilişkin riskler

Küresel Kriz ve Türkiye Raporu (4)Hazırlayan: Onur Elele Vergi Konseyi Genel Sekreter YardımcısıMaliye Bakanlığı Hesap Uzmanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Türkiye ekonomisine yönelik yabancı sermaye hareketlerinin artı değerlerden, net çıkışa dönüşmesinin döviz likiditesi sorununa yol açma ihtimali?

Krizin başladığı dönemden bu yana devam eden yabancı sermaye çıkışları ile vadesi gelen dış borçların anaparalarının ödenmesinden kaynaklanan döviz çıkışlarının, şimdilik kaynağı belirsiz olan ve "net hata noksan" kalemi olarak ifade edilen Türkiye'ye giren kayıt dışı döviz girişleri ile telafi edilmesi döviz piyasasında arz-talep dengesinin bozulmasını engellemektedir. Söz konusu kayıt dışı döviz girişinin ilerleyen dönemde devam edip etmemesi döviz likiditesi açısından sorun yaratmaya adaydır. Ancak 2010 yılı ile ilgili olarak olumlu beklentiler, doğrudan yatırım veya portföy yatırımı şeklindeki yabancı sermaye girişlerinin artmasını da beraberinde getirebilir.

► Dış talebin seyri? Dış talebin canlanması için, ihracatımızda taşıdığı ağırlık nedeniyle öncelikle Avrupa ekonomilerinin toparlanma sürecine girmesi gerekliliği?

Türkiye'nin ihracatında Avrupa ülkelerinin ağırlığı göz önüne alındığında, ilave ihraç pazarları bulunamadığı taktirde Türkiye'nin ihracatındaki toparlanmanın 2010 yılından önce başlayamayacağı söylenebilir. Bu doğrultuda Türkiye ekonomisinin daha erken bir tarihte yükselişe geçebilmesi için iç pazar kaynaklı bir desteğe ihtiyacı olduğu açıktır.

► İç talebin seyri? İç talebin canlandırılması yolunda uygulamaya konulacak yeni teşvik paketleri için gereken ilave kaynak ihtiyacının temini?

Uygulamaya konulan önlem paketlerinin maliyeti, şimdiye kadar bütçeden ve ileride toplanacak vergi gelirlerinden feragat edilerek karşılanmıştır. Ne var ki, bütçe imkanları dahilinde mevcut uygulamanın sürdürülebilme şansı bulunmamaktadır. İlave önlem paketlerinin maliyetinin karşılanabilmesi ancak yeni kaynak temini ile mümkün olabilecektir. Bu yönüyle vergi dışı alternatifler üzerinde de durulmalıdır.

►Olası bir talep canlanmasında üreticilerin ilave finansman ihtiyacının bankacılık kesiminden gelecek likidite ile desteklenmesi gereği?

Mevcut durumda bankalar reel sektöre yeni kredi verilmesi yönünde çekingen davranmakta, sektörün elindeki kaynaklar daha çok Hazine borçlanmasının finansmanına aktarılmaktadır. Hazinenin dış finansman bulamaması ve oluşacak ilave bütçe açıklarının iç piyasadan karşılanmasına devam edilmesi halinde finans kesiminin elinde reel sektöre aktarabilecekleri yeterli kaynak bulunamayabilir ya da finansman maliyetleri çok yüksek olabilir. IMF anlaşması bu yönüyle de kritik önem taşımaktadır.

►Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında azalma ve özelleştirme hedeflerinin gerçekleştirilememesi?

2009 yazından itibaren kısa vadeli yabancı sermaye girişlerinin tekrar artmaya başladığı gözlenmektedir. Özelleştirme ihalelerine ise eski hızında olmasa da devam edilmektedir. Türkiye bu ortamı sağlıklı bir şekilde aştığı, yapısal önlemleri de zamanında gerçekleştirdiği takdirde doğrudan yabancı sermaye girişi tekrar artacak, ülkemiz cazibe merkezi olmaya devam edecektir.

IX- BELİRLEYİCİ ROL OYNAYACAK İÇ DEĞİŞKENLER

►IMF ile anlaşma. Anlaşma yapılmasının veya yapılmamasının olası olumlu ve olumsuz sonuçları Anlaşmanın içeriği.

►Yabancı fon girişlerinin ve doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının seyri.

►Özel sektörün döviz talebinin karşılanabilmesi.

►İlave finansman ihtiyacının iç kaynaklardan (Hazine'nin bankalardan borçlanması vb.) ya da dış kaynaklardan (IMF kaynaklarının kullanılması, yabancı fonlara tahvil satışı vb.) karşılanmasının piyasalar üzerindeki etkileri.

►Faiz indirimlerinin devamı; olası olumlu ve olumsuz sonuçları

►Maliye politikalarıyla (devlet harcamalarının arttırılması ve vergilerin indirilmesi) ekonomiyi canlandırma girişimleri sonucunda oluşacak bütçe açığının olası etkileri

►Ekonomik durgunluk ve işsizlik artışının bir arada gerçekleşmesinin doğuracağı sosyal ve siyasal sorunlar

►Dış ticaret açığı ile cari dengede yaşanan önemli ölçüde düzelmenin olası sonuçları.

►Yeni ihraç pazarları bulunması girişimlerinin neticesi.

X- KRİZİN AŞILMASI İÇİN ODAKLANILMASI GEREKEN ALANLAR

►İç talebi artırıcı ve ihracatı teşvik edici yönde düzenlemeler

Ekonominin toparlanabilmesi için iç talebin ya da dış talebin ya da her ikisinin birden artması gerektiği açıktır. İhracatın artırılması için ihracatçıların teşvik edilmesi ve yeni dış pazarlar bulunmasına yönelik eylemlere ağırlık verilmesi gerekmektedir. Eximbank kaynaklarının daha da arttırılması ve kredi kullanımına yönelik şartların ve bürokrasinin azaltılması, ihracatta geçici bir süre için KDV iade sisteminin basitleştirilmesi, ihracattan kaynaklanan iadelerin zamanında ödenmesinde titizlik gösterilmesi, iade için gerekli şartların hafifletilmesi önem arz etmektedir. İç talebin canlı tutulabilmesi için alınmakta olan önlem paketlerine sektörel öncelikler göz önünde tutularak devam edilmelidir.

► İşsizlik artışının önlenmesi

Kritik seviyeye ulaşan işsizlik oranının düşürülebilmesi amacıyla teşvik paketlerinde istihdamı arttırıcı önlemlere ağırlık verilmesi; eğitim ve sağlık gibi acil ihtiyaç duyulan ve dolaylı yatırım niteliğindeki alanlarda ilave kamu personeli teminine gidilmesi önerilmektedir.

► Likidite akışının güçlendirilmesi

Olası bir talep canlanmasında, artan talebin karşılanabilmesi için üreticilerin ilave finansman ihtiyacının bankacılık kesiminden gelecek likidite ile desteklenmesi gerekmektedir. Bankalar halen reel sektöre yeni kredi verilmesi yönünde çekingen davranmakta, sektörün elindeki kaynaklar daha çok Hazine borçlanmasının finansmanına aktarılmaktadır. Hazinenin dış finansman bulamaması ve oluşacak ilave bütçe açıklarının iç piyasadan karşılanmasına devam edilmesi halinde finans kesiminin elinde reel sektöre aktarabilecekleri yeterli kaynak bulunamayabilir ya da finansman maliyetleri çok yüksek olabilir. Bu doğrultuda son olarak getirilen "Kredi Garanti Desteği" uygulaması yerinde ve zamanında bir adım olmuştur. KOBİ'lerin bankalardan kullanacakları kredilerin geri ödenmesinde sorun yaşanması halinde, açılan kredinin belli bir kısmı için devlet garantisi verilmesini ifade eden "Kredi Garanti Desteği" uygulamasının bürokrasiye boğulmadan titizlikle ve kararlılıkla uygulanabilmesi reel sektörün yaşadığı finansman sorununun aşılmasında faydalı olacaktır.

►Döviz piyasasında arz-talep dengesinin korunması

Yabancı sermaye çıkışları ile vadesi gelen dış borçların anaparalarının ödenmesinden kaynaklanan döviz çıkışlarının döviz piyasasında arz-talep dengesini bozması engellenmelidir. Bu amaçla, piyasanın döviz talebinin dış kaynakla (döviz borçlanması, özelleştirme, IMF kredisi vb.) karşılanması gerekmektedir.

►İlave kaynak ihtiyacının karşılanması

Bundan sonra krizin aşılması amacıyla devreye sokulacak her yeni vergi indirimi ve teşvik edici kamu harcaması bütçe açığının daha yukarılara gitmesine yol açacağından, alınan ve alınması düşünülen önlem paketlerinin finansmanı için ihtiyaç duyulacak ilave kaynak temininin sağlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda, IMF ile anlaşma da dahil olmak üzere finansman sağlama kanallarının gözden geçirilmesi gerekmektedir.