Türkiye'de daha çok arama yapmalıyız
Türk Petrol Kanunu Tasarısı Genel Kurul'a geldi.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız yaptığı konuşmada, "Türkiye'de arama faaliyetlerine daha çok yer vermemiz gerekiyor" dedi.
ANKARA - - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türk Petrol Kanunu Tasarısı ile ilgili, "Türkiye'de petrol arama faaliyetlerine daha çok yer vermemiz gerekiyor. Çantacıları ayırdığımız, gerçek manada faaliyet yürütecek olanların önünü açtığımız tasarı" dedi.
Türk Petrol Kanunu Tasarısı'nın TBMM Genel Kurul'da görüşülmesine başlandı.
Tasarının tümü üzerinde hükümet adına konuşan Yıldız, petrolün, dünyada 2050'ye kadar doğalgazla birlikte en önemli enerji kaynağı olduğunu söyledi.
Tasarının TPAO'nun teşkilat yasası olmadığının altını çizen Yıldız, aramadan, üretimden, iletimden, dağıtıma varana kadar piyasa kanunlarının ayıklanmasıyla 29 maddelik özlü bir tasarı oluşturulduğunu kaydetti.
Türkiye'de arama faaliyetlerine daha çok yer verilmesi gerektiğini dile getiren Yıldız, "Uluslararası sermayeyle beraber TPAO'nun önderliğini yürüttüğü bu çalışmaların daha fazla artırılmasına dönük tasarıdır. Madencilikte, enerji sektörünün diğer segmentlerinde olduğu gibi, tabiri caizse çantacıları ayırdığımız, gerçek manada faaliyet yürütecek olanların önünü açtığımız tasarı. Kanunlaştığında finansman koyacak yatırımcıların işlerinin daha kolaylaştığı yapı olacaktır" diye konuştu.
Kanunun 2007 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edildiğini anımsatan Yıldız, milli menfaatlere yer verilmemesinin gerekçe olarak gösterildiğini anlattı.
Yıldız, milli menfaatlerin Anayasa ile güvenceye alındığını ve istense de aksinin yapılamayacağını vurgulayarak, "AK Parti hükümetlerimiz, tamamen milli menfaatlerle alakalı işler yapmıştır. Madem milli kelimesini koymak ya da koymamak Anayasa ile güvenceye alındı ve farketmiyorsa, 'milli' kelimesini koyuyoruz. 2007'de veto gerekçesi olarak konulan maddenin, 'milli' kelimesi konarak farketmeyeceğini göstermiş olduk" dedi.
Veto gerekçesi doğrultusunda piyasa fiyatlarıyla ilgili düzenlemelerin tasarıda yer aldığını belirten Yıldız, il özel idarelerinin tasarrufuyla ilgili düzenlemeye de yer vermediklerini ifade etti.
Yıldız, tasarının, Bakanlar Kurulu'na verilen yetkiyle beraber çıkartılan petrolün memleket ihtiyacının tamamını karşılamasına dönük olduğunu söyledi.
Türkiye'de, kullanılan petrolün yüzde 8-9 civarındaki oranının çıkarıldığına dikkati çeken Yıldz, 48-49 bin varil civarında günlük tüketime yaklaşıldığını kaydetti.
"Uluslararası tekellerin dayatması"
Tasarının tümü üzerinde konuşan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, tasarıyla ilgili itirazlarını dile getiren meslek kuruluşlarının tezlerinin göz önüne alınması gerektiğini söyledi.
Tasarıda, stratejik öneme sahip arama ve üretim faaliyetlerinde diğer devletlerin öncelik kazanmasına yol açan hükümler yer aldığını iddia eden Kürkçü, ''Petrol ve doğalgazın aranmasında kamunun önceliğe sahip olmasına ilişkin öneriler göz önüne alınmadı'' diye konuştu.
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, enerji arz güvenliğinin Türkiye'nin geleceği açısından hayati öneme sahip olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin enerji ihtiyacının neredeyse 4'te 3'ünü ithal ettiğini anımsatan Ayhan, ''Enerji ithal faturamız toplam ithalatımızın önemli bir kısmını teşkil etmektedir'' dedi.
Ayhan, enerji arz güvenliği konusunda önemli adımlar atmadan Türkiye'yi bölgesel güç yapmanın hayalden öteye gidemeyeceğini savunarak, enerji konusunun milli beka meselesi olduğunu ve milli güvenliğin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş ise petrolün sadece petrol, bir meta veya enerji ham maddesi olmadığına, dünyanın bugünkü konjonktüründe uluslararası ilişkileri, siyaseti etkileyen bir konu olduğuna işaret etti.
Özgümüş, tasarıyı uluslararası tekellerin dayattığını öne sürdü.
IMF'ye olan borcunun kapatılmasıyla övünüldüğünü ifade eden Özgümüş, AK Parti'nin 10 yıllık iktidarı döneminde kapatılan toplam borcun 23 milyar dolar olduğunu söyledi. Bu süreç içinde sadece 38 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığına dikkati çeken Özgümüş, ''Bu borcun kapatılmasıyla övünülmez. Türkiye'nin AK Parti iktidara geldiğinde toplam 130 milyar dolar olan dış borcu, 337 milyar dolara çıktı'' diye konuştu.
Özgümüş, varlık barışının da ekonominin kötü gittiğinin, iflasının hükümet tarafından itirafı olduğunu ileri sürdü.
Türkiye'nin petrol konusunda çok tehlikeli oynadığını öne süren Özgümüş, ''Bu tasarı, uluslararası tekeller buraya gelip yerleşsin, ilerde var olacak petrolü kullansın diye ortaya çıkarılan bir yasadır. Tamamıyla milli çıkarlarımızın dışındadır'' dedi.
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, tasarının kamu yararına ve ulusal çıkarlara aykırı olduğunu, yabancı şirketlerin önünün açıldığını savundu.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından Başkanvekili Güldal Mumcu birleşime ara verdi. Mumcu, aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Libananco davası
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Uzan ailesinin ÇEAŞ ve Kepez hisselerinden dolayı açtığı, faizleriyle birlikte 23.5 milyar dolarlık Libananco davasının temyizinin Türkiye Cumhuriyeti lehine sonuçlandığını bildirdi.
Yıldız, Meclis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, Uzan ailesinin açtığı 10.1 milyar dolarlık, faizleriyle birlikte 23.5 milyar dolarlık bu davayla ilgili hakem heyetinin 2011 yılının Ekim ayında Türkiye Cumhuriyeti lehine karar verdiğini anımsattı.
Daha sonra Uzan ailesinin bunu başka bir hakem heyetiyle değerlendirilmek üzere temyize götürdüğünü ifade eden Yıldız, şöyle devam etti:
"Hakem heyeti, bugün itibariyle o temyizi de Türkiye Cumhuriyeti lehine karar vererek, bu davayı kapatmış oldu. Bu davanın artık temyizi yok. Kesinleşmiş ve geri dönülmez bir karardır. Ülkemize hayırlı uğurlu olsun. Her zaman söylüyorum, ülkenin bir kısım yararsız sülükleri bu ülkenin kanını emmeye çalışmışlardı. Ama vatandaşımız, halkımız lehine verdiğimiz bu mücadeleden hamdolsun alnımızın akıyla, yüz akıyla beraber çıktık. Ben, hakem heyetine bu objektif tutumundan ve vermiş oldukları kararlardan dolayı teşekkür ediyorum. Son derece tarafsız bir şekilde ve hiçbir etkiye açık olmaksızın bu süreci yürüttüler. Biz o süreç içerisinde hiçbir zaman açıklama bile yapmadık ama bugün ben ülkemize hayırlı uğurlu olsun diyorum. Bu tür ülkenin aleyhine çalışan insanların artık Türkiye'nin çok gerisinde kaldığını ve 10 yıldan beri büyüyen Türkiye'nin artık bu tür takozlarının inşallah olmayacağına inandığımızı belirtmek istiyorum."
Yıldız, bir gazetecinin, "Uzan ailesinin atabileceği başka bir adım kaldı mı?" sorusuna, "Libananco davası, AİHM, Polonya'daki bütün davalarda dahil olmak üzere Uzan ailesinin herhangi bir temyiz hakkı kalmamıştır. Herhangi bir itiraz hakkı kalmamıştır. Yaklaşık 6-7 yıldan beri devam eden bu süreç bugün itibariyle nihayetlenmiştir. Burada hem hukukçularımızın hem de Türkiye'de doğruya olan güvenin esas olduğu cümlesinin altı kalın hatlarla çizilmiştir" yanıtını verdi.