TÜSİAD muhalefet partisi gibi davranıyor

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TÜSİAD için muhalefet partisi gibi davrandığını söylerken TÜSİAD'ı yanlışları olan bir kurum olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, NTV'de verdiği röportajında, TÜSİAD'ın önemli bir kurum olduğunu fakat yanlışları olduğunu TÜSİAD'ın dostane ilişkiler kurmadığını muhalefet partisi gibi hareket ettiğini söyledi.

Arınç NTV'de Oğuz Haksever'e yaptığı açıklamada, özel yetkili mahkemelerin çalışma halinde bir düşünce derken ananas ve Uganda'nın bu kadar dile dolamamak lazım dedi.

Arınç'ın verdiği röportajın satır başları şöyle:

Özel yetkili mahkemelerle ilgili Sayın Başbakanımız sanıyorum İran’a giderken bahsetti daha çalışma halinde olan bir düşünce. 

Biz Bakanlar Kurulunda da daha kendi içimizdeki çalışmalarda da terörle mücadele kanunu üzerinde mutlaka bir şey yapmamız gerektiğine inanıyoruz. 

Boynumuzu bükerek diyoruz ki

Ben mesela basın ve medyadan sorumlu bir Başbakan Yardımcısı olarak hem yurt içinde hem yurt dışında 'Niçin gazeteciler içeride' sorusuna muhatap kalıyorum. 

Bizde boynumuzu bükerek diyoruz ki 'Gazetecilik mesleğini ifade ederken yazısından, kitabından, karikatüründen dolayı cezaevinde olan insanlar değil' Bir iki kişi böyle oldu onlar da çıktı.

Hepsinin isim isim ve karşılığında hangi ceza maddesi ile sorgulandığına dair belgeler veriyoruz.

Onların tamamı Terörle Mücadele Kanunu'na muhalefet etmekten, terör örgütü propagandası yapmaktan, örgütün eylemlerine katılmaktan, örgüt adına hareket etmekten vesaire. Bu sefer ben soruyorum; bu kanun mevcut oldukça bu gazeteci kimliğiyle bilinen insanların yargılaması da olacaktır, hüküm de alacaklardır, cezaevinde de kalacaklardır.

O zaman Terörle Mücadele Kanunu bence sorumlu. İlk maddemizi bazı yayın yoluyla işlenen, düşünce eve fikri açıklaması sebebiyle propaganda unsurundan dolayı ceza giyenler üzerinde geçtiğimiz yıl yaptık.

5 yıla kadar erteleme getirdik sadece bildiri okuyan bildirisinde de propaganda yaptığı sabit görülen insanların hepsini dışarı çıkardık. Ve propaganda unsuruna şiddete yöneltme unsurunu ekledik.

Örneğin Sayın Öcalan demek bir zaman terör örgütünü de örgüt elebaşını da övmek suçuydu. Sonra Yargıtay bunun tek başına suç olmayacağına karar verdi. Bizce de öyle. 

TÜSİAD yanlışları olan bir kurum

Arınç, Başbakan'ın TÜSİAD'a yönelik sözleriyle ilgili "TÜSİAD bizim nazarımızda geçmişten bu yana yanlışları olan ama önemli bir kurum. 

Bu kurumun dostane ilişkiler kurmadığını, muhalefet partisi gibi partimize tavır aldığını biliyorum. AK Parti kurulduğunda önce küçümsediler, sonra sessiz kaldılar. 

Bize karşı dostane olmadılar. Bir kurumun AK Parti'yi eleştirmesi elbette normaldir. 

17 Aralık sonrasında ekonomik açıdan Türkiye'nin itibarını sıfırlamaya yönelik çabalar olduğunu gördük. 100 milyar dolar kaybımız oldu. Büyük bir yabancı sermaye yatırımı gelmişti. 

Biz devlet otoritesini yerli yerine oturtma kavgası veriyoruz.

Ben Muharrem Bey'i tanırım, kendisi vatanperver biridir

Sayın Başbakanımız fevkalede üzgün ve kızgın. Bu kadar hizmet ediyoruz. Geçen mayıs ayındaki tabloya bakın, biz bu tablonun bozulmasından fevkalede üzülürüz.

TÜSİAD'ın Türkiye'de hukuk kalmadı, bundan sonra size hiçbir şey gelmez sözü elbette Başbakanımız'ı yaralmıştır. 

Sen ateşe benzin dökeceğin yerde Türkiye'de ekonomik istikrarı nasıl koruruz bunu söyle.

TÜSİAD'ın bu tavrı geçmişten beri alınmış bir tavır olduğu için Başbakanımız tepki gösterdi.

Ama ben Muharrem Bey'i tanırım, kendisi vatanperverdir biridir. O da üzüldü" dedi.

Ananası dile dolamamak lazım

Arınç, ananas sorusuna "Uganda'da ananas beni biraz ilgilendiriyor. 

Türkiye'den birisi telefon ediyor. Koç'un ismi geçiyor, Hocam Uganda'dan ananas geldi diyorlar. Hakperest olmak lazım, birine kızabiliriz, ama bir gerçeği de insanın yeri geldiğinde ifade etmesi lazım.

Bu ananası bu Uganda’yı dile dolamamak lazım eğer bu kadarla kalmışsa. 

İş adamlarının yurtdışında yatırım yapması konusunda bu telefon konuşmasında bazı isimler geçiyorsa onları da ayıplamamak lazım. 

Orada iş olacaksa ve o işi de Türkiye’den birinin alması lazımsa birinin aracılık yapması çirkin değil. 

Tabanı ayırmak lazım

Arınç, Erdoğan'ın tabanı ayırarak cemaate örgüt demesine ilişkin "Son grup toplantısında ben de vardım. 

Bu cemaatin onbinlerce sempatizanı var, canla başla çalışan var. Onların hepsi saygın bizim nazarımızda, onlar bizim ailemiz aynı zamanda. 

Ancak biz de burdanız diyerek hukuk dışı faaliyetler gösterenleri ayırmak lazım. 

Hukuku kim ihlal ediyorsa elindeki belgeleri kim birilerini yıkmak için kullanıyorsa bunlar nereye müntesip olursa olsun onlar haksızdır, suçludur, onları bir yana koymak lazım.

Aradaki farkı göstermek lazımdı, Sayın Başbakan da bunu yaptı. 

Sayın Başbakanımızın başka benzetmeleri de oldu. Ben kimsenin üslubuna hakim olamam. Herkes fikirlerini ortaya koyabilir, ama önemli olan bu ayrımın yapılmasıdır" dedi.