Tutanakları yorumlamadı, basına hesap sordu
Başbakan Erdoğan, Milliyet gazetesinin ortaya çıkardığı İmralı tutanakları ardından ilk kez konuştu.
BALIKESİR - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin "Biz açıklama yapmadıkça, teyit etmedikçe bütün söylentiler, dedikodular yalandır, iftiradır, asılsızdır. Ortaya dökülen iftiralar, terörün bitmesini istemeyen, Türkiye'nin büyümesini istemeyen çevrelerin açık bir sabotajıdır" dedi.
Başbakan Erdoğan, toplu açılış törenindeki konuşmasında, çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Hayatın, siyasetin risk olduğunu ve bu süreçte bedeli ne olursa olsun milletin refahın ve huzuru için her şeyi yapacaklarını belirten Erdoğan, "Çünkü annelerin ağlamaması lazım, gözyaşlarının durması lazım, kanın durması lazım. Onun için silahlar bırakılıncaya kadar mücadelemiz sürer, siyasetle de müzakeremiz sürer. Milletimizin değerlerinden taviz vermeksizin, bu milletin o tarihteki anlı şanlı yerinden taviz vermeksizin bu süreç devam edecek" değerlendirmesinde bulundu.
Milletle aracılar ve araçlar vasıtasıyla değil "ru be ru" yani yüz yüze konuşacaklarını, kalpten kalbe, gönülden gönüle giden yolda konuşmaya devam edeceklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Sizden çok ama çok önemli ricam olacak. Aziz milletimden, 70 milyondan rica ediyorum, art niyetli haberlere itibar etmeyin, dedikodulara itibar etmeyin, söylentilere itibar etmeyin. Medya üzerinden yapılan karanlık operasyonlara medya aracılığıyla kurulan tuzaklara itibar etmeyin. Şanlıurfa'da, Gaziantep'te, Kayseri'de, İstanbul'da, Ankara'da, Mardin'de söylediğimi bugün burada da söylüyorum: Yıkmak kolaydır, yapmak zordur, savaş kolaydır, barış zordur. Biz zor olana talibiz. Ayırmak kolaydır, birleştirmek zordur ama ecdadımız nasıl kolayı değil zoru seçtiyse şehitlerimiz nasıl kolayı değil zoru seçtiyse biz de kolayı değil, zoru seçtik, zoru seçiyoruz.
Biz çözmek için uğraştıkça, çözdürmemek için uğraşanlar var. Biz yapmak için uğraştıkça yıkmak için mücadele edenler var. Biz tamir etmek için uğraştıkça bozmak için elinden geleni yapanlar var. Biz kalpleri onarmak için uğraştıkça kalpleri kıranlar var. Biz samimiyetle, kararlılıkla elimizi, bedenimizi, bütün vücudumuzu taşın altına koyup gençlerin kanını, annelerin gözyaşını dindirmek için çırpındıkça bunu sabote etmeye, bunu bozmaya, bunu başarısızlığa uğratmaya çalışanlar var. Bunlar sizin karşınıza yalanlarla, iftiralarla çıkıyorlar, sizin karşınıza küfürlerle, hakaretlerle, öfkeyle, nefretle çıkıyorlar. Bunlar sizin karşınıza dedikoduyla, söylentiyle, sabotajla, provokasyonla, medya operasyonlarıyla çıkıyorlar."
"Böyle gazetecilik yapacaksan batsın senin gazeteciliğin"
Başbakan Erdoğan, bir gazetenin çözüm süreci ile ilgili yaptığı haberi eleştirerek, "Bir tane gazete çıkmış, bir başlık atıyor, attığı başlıkla İmralı'dan haberler veriyor. Her zaman söyledim; 'bir kısım medya hiçbir zaman yanımızda olmadı' diye. Bu medyanın bazı uzantıları, kalemşörleri şunu yazıyor, 'Devlet yönetmek başka bir şey, gazete yapmak farklı bir şey'. Eğer bu ülkeye, bu millete zerre kadar sevdanız varsa şu çözüm sürecine katkıda bulunmak istiyorsanız böyle bir haberi atamazsınız, atmamanız gerekirdi" diye konuştu.
Çözüm sürecinin çok hassas bir süreç olduğunu, bu süreçte kendisinin konuşmadığını, arkadaşlarına da "sabredeceksiniz, konuşmayacaksınız" dediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil bizim derdimiz üzümü yemek. Biz üzüm yiyeceğiz, o huzurdur, o refahtır, o bu milletin birliğidir, beraberliğidir. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla, Boşnağıyla, Arnavutuyla aklınıza ne gelirse birliktir, beraberliktir. Ama bunlar ne yapıyorlar- Attıkları manşetlerle köşe yazılarıyla neymiş, gazetecilik yapıyorlarmış. Eğer böyle gazetecilik yapacaksan batsın senin gazeteciliğin. Biz bu millete hizmet istiyoruz. Medya yine şunu diyecek: 'Başbakan bize saldırdı'. Ben, şu anda gerçeği söylüyorum, bu süreç içerisinde kim bu çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorsa o benim de arkadaşlarımın da Hükümetimin de karşısındadır. Çünkü biz burada her türlü riski almışız, bu yolda yürüyoruz. Önümüze konan taş engellemek içindir, biz o taşı önümüzden çeker, atarız ve bunu da dinlemeyiz. Kim olursa olsun, dinlemeyiz. Eğer zerre kadar bu vatana, millete sevgileri varsa lütfen kalkıp bu ülkede atılan bu güzel adımları engellemeye çalışmasınlar.
Gücümüzü Hak'tan ve halktan alıyoruz, onlardan değil. Biz zaten onlara rağmen bu ülkede iktidar olduk, biz onlarla iktidar olmadık. Onlara rağmen milletimiz bizi iktidara taşıdı ve milletimizle de yolumuza devam edeceğiz. Milletimizin onlara verdiği cevap ortada, yüzde 34,4 ile önce iktidar yaptı, '47' dedi, daha sonra 'yüzde 50' dedi. Kim dedi- Millet dedi. Eğer benim milletim bunu söylüyorsa milletimin dediğidir doğru olan, onların köşelerindeki yazılar değil."
"Biz bu süreçte dikkat edin konuşmuyoruz, iş yapıyoruz"
Başbakan Erdoğan, vatandaşlardan sadece ve sadece vicdanlarının, şehitlerin sadasını dinlemelerini, sadece akıllarının, ruhlarının ferasetine kulak vermelerini isteyerek, "Biz bir açıklama yapmadıkça, teyit etmedikçe bütün söylentiler, dedikodular yalandır, iftiradır, asılsızdır. Ortaya dökülen iddialar, iftiralar terörün bitmesini istemeyen, bize karşı, çözüm istemeyen, Türkiye'nin büyümesini istemeyen bu çevrelerin açık bir sabotajıdır. Çözüm sürecinde kim ne söylerse söylesin, kim ne yazarsa yazsın, kim hangi iddiayı, hayali, tasavvuru dile getirirse getirsin son sözü millet söyler" diye konuştu.
Çözüm süreci başladığı andan itibaren herkesin daha dikkatli, sorumlu davranması gerektiğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, "Biz bu süreçte dikkat edin konuşmuyoruz, iş yapıyoruz, iş. Sürecin hassasiyetini gözeterek son derece dikkatli şekilde bu süreci ilerletiyoruz ama birileri süreci sabote etmek, süreci akamete uğratmak, süreci bu noktada engellemek için elinden geleni yapıyor. Onların nasıl bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var" dedi.