“Tutuklulukta 7,5 yıl kabul edilemez”
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi,"Tutuklulukta 7,5 yıllık süre kabul edilemez" açıklamasında bulundu
TBMM - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Hükümet'in 10 yıllık tutukluluk süresini 7,5 yıla indirme yönünde hazırlık yapıldığı yönündeki beyanlarının Anayasa'ya, Anayasa Mahkemesi kararlarına ve temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu belirterek, "Tutuklulukta 7,5 yıllık süre kabul edilemez. Hükümeti hukuka, Anayasa'ya, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymaya davet ediyorum" dedi.
Hamzaçebi, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin 10 yıla kadar ulaşan tutukluluk süresine ilişkin yasal düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı bularak iptal ettiğini ve Hükümet'e yasal düzenleme yapılması konusunda bir yıl süre verdiğini, bu sürenin 2 Ağustos 2014 tarihinde sona ereceğini kaydetti. Anayasa'nın 19. maddesinde "Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır" denilmek suretiyle, kişilerin "makul süre içinde yargılanma" ve "makul süreyi aşan sürelerle tutuklu kalmama" haklarının anayasal güvenceye bağlandığına işaret eden Hamzaçebi, tutuklama tedbirinin ölçülü olmasının Anayasa'nın getirdiği bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Ceza yargılamasına ilişkin kuralları ve bu kapsamda suç türlerine göre tutukluluk sürelerini belirlemenin kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında bulunmakla birlikte, gerek ulusal mevzuatta ve uygulamada, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları dikkate alındığında, 10 yıllık azami tutukluluk süresinin demokratik bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek kadar uzun olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Hamzaçebi, "10 yıllık tutuklama süresinin bu yönüyle güvenlik tedbirinden öte cezaya dönüştüğü, tutuklama tedbiriyle ulaşılmak istenen hukuki yarar ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı arasındaki makul dengenin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı aleyhine bozulmasına neden olunduğu çok açıktır" dedi.
İptal kararlarının yürürlüğünün ertelenerek bir yıl sonra yürürlüğe girmesi yönündeki kararın yasama organına bu konuda gerekli yasal düzenlemeyi yapmak üzere süre vermek amacına yönelik olup herhangi bir hukuki boşluğun doğmasını önlemeyi amaçladığını kaydeden Hamzaçebi, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"İptal kararlarının yürürlüğünün ertelenmesi doğrudan doğruya yasama organına verilen bir süreye işaret eder. Yoksa anayasaya aykırılığı tespit edilmiş olan bir kanun maddesinin bir yıl daha uygulamada kalması ve yargının anayasaya aykırılığı tespit edilmiş olan bu kuralı bir yıl daha uygulayarak kişilerin özgürlüklerini elinden alması gibi bir garip durum düşünülemez. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararının yargı tarafından anayasa gereği derhal uygulanması gerekir. 10 yıllık süreye ilişkin kural iptal edildiğine göre, tutukluluk süresi şu anda Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesinde belirtildiği şekilde en fazla beş yıldır. Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına giren konularda CMK'nın 102. maddesi, tutukluluk süresini 2 yıl olarak öngörmüştür. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir şeklindeki kanun hükmü, yargı tarafından farklı yorumlanmak suretiyle bu süre üç yıl uzatma olarak yorumlanmış ve iki yıllık tutukluluk süresi beş yıla uzamıştır. Şu andaki içtihatları göz önüne aldığımızda, beş yılın üzerinde tutuklu herhangi bir kimsenin cezaevlerinde kalmaması gerekir. Ayrıca ceza yargılama hukukuna göre de kurallar derhal uygulanır. Herhangi bir şekilde bunun geciktirilmesi, ileriye bırakılması söz konusu değildir.
Tutukluluk süresi, doğrudan doğruya ceza yargılama hukukunu ilgilendiren bir durumdur. Ceza yargılama hukuku kuralları da kesinlikle lehe veya aleyhe olup olmadığına bakılmaksızın derhal uygulanır. Yine tutukluluk süresine ilişkin kurallar, ceza infaz hukukunun bir parçasıdır. İnfaz hukukunda lehe olan kurallar derhal uygulanır, herhangi şekilde bunun geciktirilmesi mümkün değildir. Hukukumuz, içtihatlarımız, Anayasamız bu yöndedir. Yapılması gereken bu kuralı derhal uygulamaya koymaktır. Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararı yargı tarafından dikkate alınmamıştır. Anayasa Mahkemesi aynı hukuki gerekçelerle, milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın beş yıla yaklaşan tutukluluk sürelerini de uzun bulmuştu. Nitekim bu karar sonrasında Balbay özgürlüğüne kavuşmuştu. Böyle olduğu halde Hükümet'in 10 yıllık tutukluluk süresini 7,5 yıla indirme yönünde hazırlık yapıldığı yönündeki beyanları, açıkça Anayasa'ya, Anayasa Mahkemesi kararlarına ve temel hak ve özgürlüklere aykırıdır. Hükümeti hukuka, Anayasa'ya, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymaya davet ediyorum. Tutuklulukta 7,45 yıllık süre kabul edilemez."
Tutukluluk süresinin Anayasa'ya ve evrensel hukuka uygun olarak azaltılması yönündeki kanun tekliflerinin Meclis'te beklediğini belirten Hamzaçebi, . "Hükümet ile bu konuda birlikte bir çalışma yapmaya hazırız. Düzenleme yapmak için sürenin sonunu beklemeye gerek yok. Hükümet hazırlamakta olduğu pakete tutukluluk süresine ilişkin düzenlemeyi de koymalıdır" dedi.