Ulus'tan "herkes iyi bildiği işi yapsın" mesajı çıktı
Ufuk Gergeroğlu
Ankara'daki diğer bir ziyaret bölgemiz, elektrik ve elektronik piyasasının can damarlarından olan Ulus'taki Konya Sokak oldu. Ulus, onbinlerce işletmeyi bünyesinde bulunduran çok büyük bir pazar. Ayrıca Anadolu'nun en önemli ticaret ve sanayi merkezlerinden biri. Aynı zamanda Rüzgarlı, İskitler, Samanpazarı gibi kritik pazarlara da birinci dereceden yakın. Daha çok toptancı kimliği ile öne çıkan bölge bugünlerde iç piyasadaki daralmadan bir hayli şikayetçi.
Önce, ağırlıklı olarak kuyumcuların faaliyet gösterdiği Konya Sokak'ın bağlı olduğu Anafartalar Caddesi'nde esnaflarımızla görüştük. Ayrıca çok sayıda kuyumcunun ve farklı sektörlerden küçük işletmelerin hizmet verdiği tarihi Vakıf Han'ı da ziyaret ettik.
Kuyumcular, altın piyasasının bugünlerde yaşadığı istikrarsızlıktan bir hayli şikayetçi. Onlara göre bu istikrarsızlık dünya piyasalarıyla birinci dereceden bağlantılı değil. İç piyasada birtakım nedenlerden dolayı sert iniş ve çıkışlar yaşanıyor. Bunun yanında altına yatırım maksadıyla hatırı sayılır bir talep var. Özellikle düğün ve sünnetlerin vazgeçilmesi çeyrek, yarım ve tam altın eskisi gibi talep görmüyor. Çeyrek altının neredeyse 85 TL'ye dayandığı bir dönemde insanlar farklı alternatiflere yönelmiş durumda. Altının aksesuar olarak kullanımında da sürekli bir düşme var. İnsanlar, bir kuruşu bile ellerinde tutmak veya yatırım maksadıyla değerlendirmek istiyor.
Anafartalar Caddesi'nde uzun seneler faaliyet gösteren Uğur Kuyumcusu'nun sahibi Uğur Gülseven'le piyasa ve gelişmeler hakkında kısa bir değerlendirme yaptık. 43 senedir kuyumcu olan Gülseven, piyasada gerçek sanatkarların özellikle son yıllarda hızlı bir biçimde yok olduğuna işaret ediyor ve ekliyor: "Ben, Rum tüccarının yanında yetiştim. Mesleğimin gerektirdiği tüm bilgileri öğrendiğimi düşünüyorum. Maalesef ki bugün işi bozulan veya elinde belirli bir sermayesi olan bu işe yönelmeye çalışıyor. Özellikle bizim meslekte gerçekten sanatkarlık söz konusu. Usta, kalfa, çırak ilişkisi önem taşıyor. Kuyumculuk bir tüccarlık değil, bilakis sanatkarlıktır. Her işte uzman aramaya başlayan günümüz müşterileri bizim gibi sanata dayılı mesleklerde de tecrübeli ve sanatkar meslek erbabına yönelmeye başladı. Bugün ki ortamda mesleğinin gerektirdiği bilgilere sahip, çalışkan, dürüst ve samimi esnaf ayakta kalabilecektir."
Uğur Gülseven'in işaret ettiği sorun birçok sektörde farklı boyutlarıyla karşımızda çıkmaktadır. Örneğin; kuaförlük sektöründe, gerçek meslek erbabı yüzlerce sanatkar, para ve farklı beklentiler için bu mesleğe yönelen kişilere pek anlam veremiyor. Onlara göre piyasaya bu şekilde giren kişiler, hem kendilerine zarar veriyorlar hem de çevrelerine. Bazı bilinçsiz tüketiciler, ucuzcu zihniyetle hareket edip piyasada yer kapmak isteyen bu tarz işletmelere gidiyorlar. Sonra yandım diyorlar. Bir de bakıyorsunuz bu tip esnaf veya küçük işletmeler bir veya bilemediniz iki sene sonra büyük borç yüküyle batıvermiş.
Bir başka ziyaret noktamız ise Anafartalar Caddesi'ndeki Vakıf Han'da faaliyet gösteren bir E.N.M Güvenlik şirketi oldu. Bu işletmemizin firma yetkilisi Volkan Uzun ile keyifli bir söyleşi yaptık. Volkan Bey, içinde bulundukları pazarın krizde bile büyüdüğünü söyleyerek konuşmasına başladı. Kendisi devamla şunları söyledi: "Güvenlik sektöründe aşağı yukarı üç senedir faaliyet gösteriyoruz. Asıl işimiz müteahhitlik. Fakat bu sektörde yaşanan tıkanma bizi belli bir birikimimizin olduğu güvenlik sektörüne yöneltti. Güvenlik sektörü, özellikle 2000'li yıllardan sonra bir gereksinim haline gelmeye başladı. Aklınıza gelen her yer için bir güvenlik alanı oluşturabilirsiniz. Bu işin en güzel yönü istikrarlı oluşu. Her ne kadar sektörde bir hayli firma faaliyet gösteriyor ve kâr marjları istenilen seviyede olmuyor ise de pazar daralmıyor. Bugün bir çok sektörde rekabet ve kâr marjı arasındaki ters ilişki piyasayı daraltabiliyor. Bunun yanında geçen sene 13 bin öğrenci kapasiteli Ahmet Necdet Sezer Üniversitesi'nin kantin işini ihale ile büyük bir bedele aldık. İhaleye girdiğimiz fiyatı bir veya iki sene içinde çok rahat karşılayacağımızı düşündük. Hatta ortalama günde her öğrencinin 1 TL harcayacağını tahmin ederek bir hesap yaptık. Ama yanıldık. Keşke baştan detaylı bir araştırma yapabilseydik. Okulun bir sene içinde kapalı kalma süresini üçte bir olarak değerlendirmiştik. Maalesef bu oranın yarı yarıya olduğunu tecrübe ile anladık."
Pazar araştırması eksikliği ne kadar da pahalıya mal oluyormuş. Nakit iş, temiz iş diyorsunuz ve piyasayı da göz önünde bulundurarak yeme-içme sektörünün farklı bir versiyonuna yöneliyorsunuz. Burada bile pazar araştırması karşınıza çıkıyor.
Şimdi de Konya Sokak'ta görüştüğümüz esnaflardan bazı örnekler vermeye çalışalım. 20 seneye yakın bir süredir bu piyasada faaliyet gösteren Özden Uydu Anten Sistemleri firma sahibi Kemal Özden'in görüşlerini sizlere aktaracağım. Özden'e göre piyasada işler bir hayli durgun ve istikrarsız. Gün günü tutmuyor. 20 senelik esnaf olmanın artıları ile ayakta durabildiklerini belirten Özden Bey, internetle ticaretin de kendi işlerine olumsuz bir etki yaptığını söyledi ve ekledi: "Yirmi senelik esnafım fakat ne uzadım ne de kısaldım. Masraflarla ve maliyet hesaplarıyla uğraşmaktan artık bıktım. Bunun yanında gün günü tutmayan bir piyasa sıkıntılarımıza tuz biber ekliyor. Ayrıca internet ile ticaret, işlerimizi bir hayli etkiledi. Mal aldığımız üretici firmalar bize verdiği fiyatlarla internetten ürün satıyorlar. O zamanda bizim piyasamızın cazibesi ve gücü kalmıyor. Buraya sadece internet kullanıcısı olmayan veya makinesinde arıza çıkan müşteriler geliyor. Böyle giderse dükkanı kapatacağız."
Kemal Bey, değişime olağanüstü direnenlerden. Hatta kendisine esnaflar ile ilgili bir internet platformundan bahsettiğimde bana ateş püskürdü, "o zaman esnaflar kapatıp gitsin" ibaresinde bulundu. İnternet ile ticaret, işlerinizi azaltmaz aksine artırır. Bu durum bana bir esnaf dükkanına yaptığım ziyareti hatırlattı. Bundan yaklaşık bir yıl önce Kadıköy Küçükyalı'da küçük bir esnafımız, esnafın kurtuluşunun internetten faydalanmak olduğunu söylemişti. Evet bu da bir bakış açısı. Değişime ve teknolojiye nasıl baktığınız çok önemli. Tüketiciler, iş modelleri, anlayış çok hızlı bir değişim gösteriyor. Ayak uyduran kazanıyor. Tek kişilik küçük bir esnaf bile imkanlarına göre kullandığı teknoloji ile kendini farklılaştırıp geliştirebilir.
Konya Sokak'taki son ziyaret noktamız ise Atel-San Ses ve Işık Sistemleri işletmesi oldu. Firma sahibi Osman Paylaştıran ile güzel bir bilgi alışverişinde bulunduk. Osman Bey, ses ve ışık sistemleri konusunda piyasanın en eskilerinden. Aynı zamanda hem üretiyor hem satıyor. Çin'in etkilerini en derinden hissedenlerden. Yerli üretimin korunmasının şart olduğunu dile getiren Paylaştıran sözlerine şöyle devam ediyor: "İthalata mutlaka bir sınırlandırma getirilmeli. Ayrıca üniversiteden bilim adamlarının da katıldığı bir 'bilgi platformu' oluşturulmalı. Bunlar gerçekleştikten sonra da üretime yönelmeliyiz." Osman Paylaştıran'ın sıkıntı duyduğu diğer bir konu ise herkesin istediği işi yapmaya çalışması. Bu esnafımıza göre kim hangi işi en iyi biliyorsa onu yapmalı. Aksi durum piyasayı alt üst ediyor.
Bazı sektörlere belirli standartların getirilmesi kesinlikle faydalı olur. Ayrıca altyapısı iyi hazırlanmış bir bilgi platformunun işletmelerimiz ve ülkemiz için çok yararlı olacağını düşünüyorum.