”Unakıtan ve MASAK harekete geçmeli”

CHP'li Kılıçdaroğlu, rüşvet belgesi olarak kamuoyuna açılanan belgenin altında AKP'li Dişli'nin imzası olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, iş takipçiliği karşılığı 1 milyon dolar almakla suçladığı AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli hakkında  Bakan Unakıtan ve Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun (MASAK) harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin dün birlikte yaptıkları açıklamayı değerlendirdi.

Dişli ve Bozdağ'ın, sorduğu ve belgelediği hiçbir olaya somut yanıt veremediğini savunan Kılıçdaroğlu, Dişli'nin, "Birilerinin AK Parti ile görülecek hesabı var ise bu hesap iftira ve çamur atmakla çözülmez. Bu hesap milletle görülür" sözlerini anımsattı. Kılıçdaroğlu, "Bizim bireysel olarak hiç kimseyle özel bir hesabımız yoktur. Hiç kimseye iftira, çamur atmayız. Rüşvet belgesi olarak kamuoyuna açıklanan belgenin altında Şaban Dişli'nin imzası var" diye konuştu.

"Silivri'deki parsellerin satışı ile ilgili kredi sağlanması ve imar değişikliklerinin yapılması karşılığında alınacak 1 milyon ABD dolarına ilişkin bir protokol bulunduğunu" açıkladıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Şu ana kadar bu protokol hiç kimse tarafından yalanlanmamıştır. Ben şimdi Sayın Dişli'ye açıkça soruyorum; bu protokol açıkça para karşılığı iş takibi protokolü değil midir? Parlamenterlerin para karşılığında iş takibi yapması hangi yasal ve ahlaki kurala uygundur?" dedi.

"Kendi imzanızla kanıtlanmış durumda"

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sayın Dişli, basın toplantısında, söz konusu para karşılığında iş takip belgesinin, 'hukuki bir formatta hazırlandığını' belirterek, 'basında yer alan başlıksız belge, eski ortağıma kredi temininde yardımcı olduğumu gösteren bir belgedir' diyor. Sayın Dişli çok güzel diyor da söz konusu belgede böyle bir şey yok. Sayın Dişli, Mehmet Karasu'yu çok sevmiş olabilirsiniz, geçmişe dayalı sıkı dostluklarınız olabilir, ticari ilişkileriniz olabilir. Mehmet Karasu'ya 1 milyon, 2 milyon hatta 10 milyon dolar da vermiş olabilirsiniz ama verdiğinizi söylediğiniz 1 milyon doları niçin Silivri'deki arsaların imar değişikliği ile ilişkilendirdiniz?

Sayın Dişli, mademki söylediğiniz gibi 1 milyon ABD dolarını Akademi Ofset A.Ş lehine bloke ettiniz, bu blokajla ilgili banka dekontunu neden kamuoyuna açıklamıyorsunuz? Sayın Dişli diyor ki 'benim konuyla hiçbir ilgimin olmadığını resmi yetkililer açıkladı'. Resmi ve gayriresmi yetkililer açıkladı da 31 Ağustos 2006 tarihli protokolde sizin Silivri'deki arsalarla bağlantılı olduğunuz, 1 milyon ABD doları karşılığında iş takibi yaptığınız, sizin kendi imzanızla kanıtlanmış durumda. Bu durumda başka yetkiliye gerek var mı?"

"MASAK, gereğini yapsın"

Dişli'nin, "1 milyon doları, ortağı olduğunu belirttiği Akademi Ofset A.Ş'nin bir bankadan kredi kullanabilmesi için bankaya teminat olarak bloke ettirdiğini" söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu açıklama üzerine Şaban Dişli'nin Akademi Ofset A.Ş'nin hiçbir dönem ortağı olmadığını kanıtladık. Şimdi diyor ki 'Ben Akademi Ofset A.Ş'nin değil, başka bir şirketin ortağıyım'. Sayın Dişli, ortağı olmadığınız bir şirkete 1 milyon doları nasıl verirsiniz? Öyle anlaşılıyor ki Şaban Dişli her konuştuğunda bazı gerçekleri kendi ağzıyla itiraf ediyor.

Mali Suçları Araştırma Kuruluna (MASAK) sesleniyorum; 1 milyon dolara tedbir koyunuz ve gereğini yapınız. Kemal Unakıtan'ın MASAK'ı harekete geçirmesini bekliyoruz."

Canlı yayına davet

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yolsuzluklarla ilgili geçmişte söylediği sözlere atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Fakir fukaradan bahsedip, milyon doları cebe atanlar, açıkça söylüyorum, bu halkın düşmanıdırlar" dedi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dini imanı para olanlar, Allah'tan korkmayıp kuldan utanmayanlar, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yerler. Biz CHP olarak hiçbir kimseyle bireysel hesap içinde değiliz. Bizi Allah'a havale edenler, milyon dolarları cebe indirirken, Allah'ı, Peygamber'i, dini, imanı düşündüler mi?

Ben beklerdim ki Sayın Dişli, Sakarya'daki Sırma Su ile ilgili iddialara da girer ama Sayın Dişli bunu unutturmak istiyor. Sayın Dişli diyor ki 'Uygun görürsem bir televizyon programında açıklamalarda bulunacağım'. Kendisine bir çağrıda bulunuyorum, canlı yayında herhangi bir televizyon kanalında, tarafsızlığını koruyan gazetecilerin de katıldığı bir programda karşı karşıya gelelim, gerçekleri milletin önünde tartışalım. Var mısınız Sayın Dişli?"