Üniversiteye yatırım yapmalıyız
BİLECİK'TEN / Belkıs GÜMÜŞ
Küçük olmasına karşın Türkiye'nin en önemli sanayi merkezlerinden biri olan Bilecik, sanayileşmenin sıçrama tahtası olan teşvikten ne yazık ki yararlanamadı. Son çıkan teşvik yasasından yararlanmak için atılan adımlar ise ne yazık ki sonuçsuz kaldı. Yaklaşık 3 ay boyunca ilimizdeki sivil toplum kuruluşları sadece teşvik yasasını konuştular. Gündem teşvikle iyice yoğrulunca Bilecik'in geleceğini çok yakından ilgilendiren üniversite konusu bir süreliğine de olsa unutuldu.
Bilecik'in, bugünü ve yarını için, mantıklı düşündüğümüzde önceliğimiz ne olmalı? Eğer ki biz Bilecikliler Bilecik'in kent olarak gelişmesini istiyorsak ilk başta üniversiteye yatırım yapmalıyız. Üniversitemizin yapım aşaması bittikten sonra Bilecik'e neler kazandıracağını belki de hiç birimiz tahmin bile etmiyoruz. Çevremizdeki büyük şehirlere baktığımızda aslında bu gerçeği görmek daha kolay. Ayrıca Bilecik'in son çeyrek asırlık gelişimine bakacak olursak ve yapılan birçok yatırımın ana temasını bulmaya kalkarsak bunun altında Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Gülümbe Köyü'nde bulunan Meslek Yüksek Okulu olduğunu göreceğiz. Özellikle, 1993 yılında fakültenin açılması şehrin çehresini değiştirmiştir. Buna basit bir örnek olarak şehiriçi ulaşım sektörünü gösterebilirsiniz. 1994 yılından önce şehiriçi ulaşım diye bir kavram yoktu. Fakültenin gelmesi ile birlikte, şehiriçi ulaşım gündeme geldi ve 1994 yılında minibüsler şehir içinde çalışmaya başladı. O gün, minibüslerin en önemli yolcuları fakülte öğrencileriydi. Aradan geçen 15 yılda minibüsçülük sektörü olağanüstü büyüdü ve rantı en yüksek sektörler haline geldi. O gün, hatlar bedavayken, bugün değerinin 100 ile 150 bin TL civarında seyrettiği söyleniyor. O günlerde 5-6 olan minibüs sayısı ise bugün 150'lere çıkmış.
Aktif nüfusun genel nüfus içindeki oranı yok denecek kadar azdı. Bugün nüfus 40 bini aştı. 70 yılda 6-7 bin artan nüfus, son 15 yılda 30 bin civarında arttı. Kafetaryaların, internet kafelerin, lokantaların, yurtların, pansiyonların sayısı alabildiğine arttı. İleriyi gören mevcut esnaflar yatırımlarını büyütürken, yeni arayışlar içine girerken, çok sayıda esnaf da Bilecik'e akın etti. Hizmet sektörü, Bilecik şartlarında hayal edilemeyecek derecelere ulaştı. Bilecik adeta milat yaşadı. Bu değişimde en büyük pay üniversite öğrencilerine aittir.
Bir fakülte ve bir meslek yüksek okulu, yani 4 bin civarındadaki öğrenci sayısı, bir şehri 15 yılda her alanda yüzde 300 oranında değiştirecek güce sahipse, 10 bin öğrencinin Bilecik'i ne hale getireceğini varın siz düşünün. 10 bin öğrenci, Bilecik'in gelişip kalkınmasında, sanayiden de, tarımdan da, turizmden de çok daha önemli. Bilecik'in tanıtımını en güzel yapacak kurum da yine üniversitedir. Bilecik'in makus talihini yenmesi için maliyeti en düşük, yapılması en kolay iş, üniversiteyi büyütmek. Ne kadar acele edersek, Bilecik'i geleceği adına o kadar önemli iş yapmış oluruz. Aksi taktirde, gelecek nesillere hesap veremeyiz.