Vergi işlerinde elektronik tebligatın kaygı uyandıran tarafı

Yrd. Doç .Dr. Yusuf İLERİ - Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İnsanlığın yarattığı birinci dalga uygarlık olan tarımda tebligat işleri at üzerinde ikincisi olan sanayide ise kağıt ortamında yapıldı. Şimdilerde yaşadığımız üçüncü dalga uygarlıkta tebligatın ismi elektronik postadır. Bir tıkla bir anda ışık hızıyla binlerce kilometre öteye tebligat mümkün hale gelmiştir. Öyle sınır filan da tanımıyor. Tebligat gibi işlerde hele bu vergiye ilişkin bir işlemse prensip olarak idare hızlı olsun ister; mükellefler ise tam tersine zaman kazanmak isterler. Tebligat işlemlerine hız kazandırmak ve işlem maliyetini düşürmek amacıyla vergi işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasıyla ilgili Maliye Bankanlığı tebliği yayımlandı. Bunun yasal alt yapısı VUK’un 125/A maddesinde 2010 yılında oluşturulmuştu. 

Bu kez de aynı yöntemle zorunluluk getirmek ve cezai şart konarak mükellefler elektronik ortamda tebliğe elverişli hale getirilmek istenmektedir. Kendi rızasıyla sisteme eklemlenmeyenlere ise VUK’un mükerrer 355'inci maddesi uyarınca ceza kesilecek ve “internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi” vergi dairesi tarafından verilecek ve bu adrese yapılan tebligatlar geçerli addolunacaktır. Belirtmek gerekir ki elektronik ortamda tebligat işlemlerinin bugüne kadar zorunluluk kapsamına alınan diğer işlemlerden önemli farklılığı vardır. Zira beyanname vermek, bildirim vermek, fatura düzenlemek, defter tutmak gibi iş ve işlemler hem yasa hem de beyan esası ilkesi gereği mükellefler tarafından yerine getirilmesi zorunlu olan yükümlülüklerdir. Bunların internet ortamında yapılmasının bu mükelleflere de kolaylık sağlayan tarafı vardır. Buna karşın tebligat işlemi ve bu işleme dayanak olan bilgi isteme, defter ve belge talebi, vergi tarhiyatı vb. işlemler bizzat vergi dairesi tarafından yürütülen işlemlerdir. Bunun vergi dairesi tarafından mükellefe bildirilmesi işlemine “tebliğ” denmektedir. İşte bu noktadan sonra bu tebliğ işleminin mükellef yönünden son derece önemli sonuçları vardır. Bunun için de tebligatın mükellefin bilgisine girmesi son derece önemlidir. Aksi takdirde uzlaşma, indirim, düzeltme, dava açma gibi haklarını kullanma süresini geçirecek ve tarhiyat kesinleşecektir. 

Kamu alacağının sürüncemede kalmaması adına vergi tarhiyatlarına karşı izlenecek yollar için başvurusu sürelerinin diğer idari işlere göre oldukça kısa tutulduğu malumdur. Devletin finansmanı ile ilgisi nedeniyle vergi tebligat işleri idarenin yaptığı tüm diğer tebligat işlemlerinden ayrı kurallara tabi tutulmuştur. Yargı ve idare tarafından yapılan tebligatlar 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yürütüldüğü halde, vergi tebligatlarında VUK’ta özel olarak yazılmasının bir nedeni de mükellefin mamelekiyle doğrudan ilişkisindendir. 

Tebliğ ile kurumlar vergisi mükellefleri ile ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar (Kazançları basit usulde tespit edilenlerle gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler hariç) zorunluluk kapsamına alınmış bunun dışında kalan mükelleflerin ise isteğine bırakılmıştır. Kurumlar vergisi mükelleflerini bir yana bırakırsak gelir vergisi mükelleflerinin okuma yazma oranı ve öğrenim durumlarıyla ilgili bir çalışma yapılmış mıdır? Bu mükelleflerin kaçı internetle, elektronik ortamla ve maille tanışıktır? Tebliğe göre internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulacak “Elektronik Tebligat Adresi”ni kullanabilecek kapasiteye sahip mükellef sayısı nedir? Birçok mükellefin vergi dairesinden aldığı “kullanıcı kodu, parola ve şifre”yi bir başkasına vereceği bir gerçekliktir. Elektronik Tebligat Adresi internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulacağı için bu bir başkası mükellefin defterlerini tutan ve internet ortamında beyannamelerini veren 3568 sayılı Kanun kapsamına tabi meslek mensubundan başkası olmayacağı bellidir. Bu iş burada nasıl takip edilecektir? Buradaki personel işin önemini kavrayabilecek midir? Vergi tebligatları her an, her gün olacak işlerden değildir. Bu ise, ihmal ve yanılgı getirecektir. Gerçi bu saiklerle olsa gerek yasa, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağını kabul etmiştir; ancak “Elektronik Tebligat Adresi”nin aktif olarak takip edilmemesi halinde bu tür süreler yeterli olmayacak yasal süreler kaçacaktır. Bu durumda maazallah herhangi bir tebligata ilişkin sürenin kaçması halinde sorumlu mükellef olacaktır. Bu arada Tebliğ’de, “Gerekli şartları taşıyanlara kullanıcı kodu, parola ve şifresi verileceği” şeklinde muğlak bir ifadenin olduğunu belirtelim. Zira bu yetkinin hangi amaçla kullanılacağı yönünde bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bir an için bu yazıdan sözü edilen sakıncaları gidermeye dönük olduğunu düşünsek dahi elektronik tebliğ ile doğması muhtemel sakıncaların böyle içeriği belirlenmemiş soyut bir yaklaşımla giderilmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Bir defa VUK’un klasik hükümlerine göre tebligat, ıttıla dahiline girmesi için canlı olan kişiler arasında yüzyüze gerçekleşmektedir. Bu nedenle VUK’un 94'üncü maddesinde “Tebliğ yapılacak kimseler” arasında sayılanlar iş sahibi ve işletme için kilit önemdeki kişilerdir.

Yargı kararları incelendiğinde tebliğ edilen evrakın mükellefin ıttılası dahilline girip girmediğine bakıldığı hükmün bu temele oturtulduğu görülecektir. İdari ve ikincil bir düzenlemeyle askıya alınan ve gerektiğinde yine devreye sokulacak tebligatla ilgili VUK’un hükümlerinde muhatabına tebliğ evrakını alması ya da tebliğe uygun bir pozisyona geçmesi için herhangi bir zorunluluk yoktur. Hatta VUK’un 93'üncü maddesi vergi dairesinde yapılacak tebligatları mükellefin rızasına bırakmıştır. Kanunun 102'inci maddesi muhatabın imzadan çekinme ve tebliğ evrakını almak istememesi halini düzenlemiştir. Şimdi ise “zorunluluk getirmek ve cezai şart konarak” mükellef sanal ortamda tebligata uygun pozisyon almaya zorlanmaktadır. Kurumsal firmalar ile yeminli mali müşavirler gibi bazı meslek guruplarının tercih edeceği elektronik tebligatın, istek dışında VUK’un 103 ila 106'ncı maddelerinde yer alan ve bir merasimin ikmali dışında pratik bir yararı olmayan ilanen tebliğ yerine ikame edilmesi halinde tebligat alanındaki sakıncaları da gidermiş olacaktır. Konu bu haliyle bazı mükellefleri hukuki güvenlikten yoksun kılacağı, idareyi ise tarhiyatlarını riskli hale getireceği için kaygı vermektedir.