Vergi kanunları, yeni TTK ile uyumlu hale getirilmeli

Vergi politika ve kanunlarının TTK ile uyum sorunu olduğuna dikkat çeken Yücel, “Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun hazırlık sürecinde de bu konu konuşuldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Özüm ÖRS

ANKARA - Gelir vergisi ve kurumlar vergisi oranlarının yeni TTK’yı desteklemesi için işletme ölçeğinde yeniden değerlendirilmesinin yararlı olacağını belirten Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı, İç Ticaret Genel Müdürü İsmail Yücel, hem Vergi Usul Kanunun’un hem de diğer vergi kanunlarının ticaretin anayasası konumunda olan TTK ile uyumlaştırılması gerektiğine dikkat çekti. Sebze ve meyve ticaretinde yüzde 70’lik bir kayıt dışılık olduğunu kaydeden Yücel, Yeni Hal Kanunu’nun sektörde kayıtdışılık ve ürün zayii gibi nedenlerle toplam ekonomik boyutu 47 milyar TL’ye ulaşan kaybı ekonomiye kazandırılmasını öngördüğünü açıkladı.

Yeni TTK ile birlikte şirketlerin daha sağlıklı ve daha uzun ömürlü bir yapıya kavuşturulmasının  amaçlandığını ifade eden Yücel, çalışıyoruz. TTK’daki değişikliklerle KOBİ’lerin üzerindeki 4.5 milyar TL’ye ulaşan yükün kaldırılmış olduğunu söyledi. İsmail Yücel, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve arkadaşımız Özüm Örs’ün yeni TTK düzenlemeleri ve Hal Yasası ile ilgili sorularını yanıtladı.

[PAGE]

İş dünyasının yeni TTK’ya karşı eleştirileri devam ediyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğru, yeni TTK oldukça iyi biliniyor. Yürürlük öncesinde uygulamaya yönelik tedirginlikler oluştu iş dünyasında. Bugün itibariyle 1 Temmuz öncesinde konuşuluğu gibi aşılamayacak, çözülemeyecek herhangi ir sorun yok. Yeni TTK Türk ekonomisinin dünya liginde geldiği noktanın hukuki alt yapısı. Uluslararası anlamda yatırımcılar Tük şirketleriyle ticari ilişkilerinde 1 Temmuz öncesinde ortaya koydukları bir takım mazeretleri artık ortaya koyamayacak. Uluslararası finansal raporlama sistemleriyle uyumlu standartlar, muhasebe ve denetim standartları Türk şirketlerinin süreç içinde rekabet güçlerini kurumsal yapılarını sürdürebilir hale getirecek. Türk ekonomisinin son 10 yıldır kazandığı ivme, hukuki olarak da desteklenmiş olacak.

Cezalar da kanunun en çok eleştirilen taraflarından biriydi...

Kanun kötü niyetli teşebbüslere karşı tedbir alır. Siz tacir olarak iyi niyetliyseniz, ticareti  hukukuna ve teamüllere uygun olarak yapıyorsanız sizin için öngörülen cezaların, hürriyeti bağlayıcı cezaların hiçbir önemi yok. Aslında o cezalar sizin hakkınızı ihlal edecek kişiler için sizi korumak amaçlı konulmuştu ama bu kamuoyunda birazcık farklı tartışıldı. Bu tartışmaların sonucunda iş dünyasının ‘biz bu değişikliklere tam anlamıyla intibak edemeyiz, henüz hazır değiliz’ dediği  ususları masaya yatırdık. Yine iş dünyasının tüm taraflarıyla tartıştık. Bu tartışmaların sonucunda 6- 7 başlıkta haklı bulduğumuz eleştirileri değerlendirdik. Ve kanunu daha fazla benimsenen daha fazla uygulanabilir bir yapıya kavuşturduk. Yapılan değişikliklerle kanunun temel hedeflerinden vazgeçilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Belki kanunun ortaya koyduğu bu temel hedeflerin uygulanması belirli bir süre ötelenmiştir. Veya bizim de eleştirileri haklı gördüğümüz ilave bazı maliyetler şirketlerimizin üzerinden kaldırılmıştır.

[PAGE]

İhtiyaçtan fazla sermaye şirketinin bulunduğunu söylediniz. Neden böyle bir durum söz konusu?

Yıllar önce hayat standardı uygulaması vardı hatırlarsınız, belli bir hayat standardının altı vergiden muaftı. Bu muafiyetlerden istifade etmek için on binlerle ifade edilebilecek sermaye şirketi kuruldu. Bunların birçoğu vergi mükellefiyetleri ve ticaret sicil kayıtları ile terkin edilmesine rağmen hâlâ kayıtları devam eden birçok şirket var. Sermaye şirketinde hem ortağın sorumluluklarının, hem de tüzel kişi olarak şirketin sorumluluklarının bilinmemesi sebebiyle, bir de belki bu çok ifade edilmiyor ama vergi oranlarındaki sermaye şirketleri lehine birtakım avantajlar nedeniyle girişimcilerimiz sermaye şirketlerini tercih etmişler. Bu anlamda vergi politikalarının ve kanunlarının da ticaretin temel kanunu olan TTK ile uyumlaştırılması gerekiyor. Yeni TTK’nın hazırlık sürecinde de bu konu konuşuldu.

Hem Vergi Usul Kanunu’nun hem de diğer vergi kanunlarının ticaretin anayasası konumunda olan TTK ile uyumlaştırılması gerekir. Gelir vergisi ve kurumlar vergisi oranlarının işletme ölçeğinde yeniden değerlendirilmesi lazım. Yeni TTK’nın 194’üncü maddesinde sermaye şirketlerinin şahıs şirketlerine dönüşmesi için bir yol açıldı. Ancak sermaye şirketlerinin şahıs işletmesine dönüşümünde bir takım vergi maliyetleri söz konusu. Bu da şahıs şirketi olmak isteyen sermaye şirketleri için caydırıcı bir nsur. Bu konuda birtakım kolaylıklar sağlanması gerekiyor. Bu konu vergi otoritesi tarafından  doeğerlendirilmeli.

Kanun hazırlanırken değişiklik yapılan hükümler neden en başından değiştirilmedi?

Kanunun hazırlık çalışmaları 1999’da başladı, kanun yürürlüğe 2012 yılında girdi. Arada neredeyse 13 ıllık bir süre var. 1999 yılından 2012 yılına kadar Türkiye’de çok şey değişti. Özellikle ticari yaşamda, özellikle ekonomide çok şey değişti. 1999 yılında o günün ekonomik şartlarına göre kaleme alınmış bir takım hükümlerin 2011 yılında tekrar gözden geçirilmesi ve gelişen şartlara uyumlaştırılma ihtiyacı son derece doğal. Yapılan değişiklik çalışmalarının önemli bir bölümünü bu çerçevede anlamak lazım. Ama önemli bir bölümüne de hakikaten Türkiye henüz hazır değildi. Meclis’te gerek alt komisyonda gerek komisyonda kanun tüm boyutlarıyla tartışıldı ama şunu da kabul etmek lazım ki, o günün koşulları içerisinde bu kanuna karşı gerekli farkındalık oluşmamıştı. Özellikle son 7 aylık  süreçte ben bunu çok net bir şekilde gördüm.

[PAGE]

AVANS KAR DAĞITIMINA İMKAN VERİLİYOR

Yeni bir düzenleme olacak mı?

Bu kanunun uygulanmasına yön verecek yönetmelik ve tebliğler var. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın sorumluluğunda 9 yönetmelik, 8 tebliğ çıkartacağız. Bu 9 yönetmelikten 3’ü tüzük olarak öngörülmüştü ancak son değişikliklerle beraber bu tüzüklerden birini Bakanlar Kurulu’nca yürürlüğe konulacak yönetmeliğe dönüştürdük ki bu ticaret sicili yönetmeliği. Bir diğeri ticaret şirketlerinin denetimine ilişkin tüzüktü. Bunu da ticaret şirketlerinin denetimine ilişkin yönetmelik haline getirdik ve bakanlığımızca çıkarılacak. Bir diğeri de Türkiye’de ilk kez düzenlenen bir alan önemli bir düzenleme. Elektronik ortamda yapılacak Genel Kurul tüzüğü idi. Bunu da bakanlıkça çıkartılacak elektronik  ortamda yapılacak Genel Kurul Yönetmeliği’ne dönüştürdük. Bu yönetmelik ve tebliğ çalışmalarımızın tamamı tamamlanmış durumda. Kanunda yönetmelik ve tebliğlerin yayımlanmasıyla ilgili süre yürürlülük tarihini müteakip 6 ay. Bu da 31 Aralık 2012 tarihine denk geliyor. Ama biz bu yönetmelik ve tebliğlerin tamamını 2 ay içinde yayımlayacağız.Bunlardan birisi de avans kar dağıtımını düzenleyen Kar Avansı tebliği.

Kar Avansı Tebliği’nden bahsedebilir misiniz?

Ortakların şirkete borçlanma yasağı tartışılırken bu alan biraz ihmal edildi. Eski kanunda avans kar dağıtımına imkan veren bir düzenleme yoktu. Bu kanunda avans kâr dağıtımına imkan veren bir düzenleme var ve biz son değişikliklerle beraber limitet şirketleri de avans kâr dağıtacak şirketler kapsamına aldık. Dolayısıyla ortakların şirketten para alabilmelerine zaten imkan getirmiştik. Şimdi son değişikliklerle beraber borçlanmayı da belirli kriterlerin yerine getirilmesi kaydıyla mümkün hale getirdik.

[PAGE]

TOPLAM HAL SAYISI 194

Diğer yönetmelikler neler?

Yıllık faaliyet raporu ile ilgili yönetmelik, genel kurul toplantıları ve bu toplantılarda bulunacak Bakanlık temsilcisi yönetmeliği, tevdi eden pay ve pay senetlerinin genel kurulda temsiline ilişkin yönetmelik, kuruluşu ve ana sözleşme değişikliği Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın iznine tabii şirketlerin belirleneceği tebliğ. Bunlar önemli ve uygulamaya yön verecek düzenlemeler. Birleşme bölünme tür değişikliği ve ayni sermayenin kullanılmasıyla ilgili kamuoyunda bir takım tereddütler var. Bu tereddütleri de ortadan kaldıracak tebliğimiz kısa süre içinde Başbakanlığa sevk edilecek. Bu da önemli bir ihtiyacı karşılamış olacak. Birleşme bölünme ve tür değiştirme işlemlerinin yeni kanun anlayışıyla nasıl yürütülmesi gerektiğini anlatacağız.

Hal  ayıt Sistemi nasıl bir katkı sağlayacak?

Sebze ve meyve ticaret sektöründeki yapıyı geçmişe dönük dikkate aldığımızda kanun çok köklü değişiklikler getiriyor. Kanunun yürürlüğe girdiğinde Türkiye’de toptancı hal sayısı 206 idi, bugün itibariyle ise mevcut 194 toptancı halinde yaklaşık 11 bin 800 meslek mensubu, komisyoncu ve tüccar faaliyette bulunuyor. Bu insanların bugüne kadar geliştirdikleri ticari alışkanlıklarından bir anlamda vazgeçmeleri, çağa uygun iletişim araçlarıyla ticaret yapmaları ve kayıtlı ticaret yapmaları  erekiyor. Tüm meslek mensuplarının da kabul ettiği üzere, sebze ve meyve ticaretinde yüzde 70’lik bir kayıt dışılık var. Bunun değeri 29 milyar TL. Üretimin yüzde 25’i ise tarladan sofraya ulaşana kadar zayi oluyor. Bu da 18-19 milyar lirayı buluyor. Çünkü standart taşıma, saklama, ambalajlama şartları yok. Biz Hal Kanunu ile bu düzenlemeleri getirdik. Kanun toplamda 47 milyar liralık değerin ekonomiye kazandırılmasını öngörüyor. Bu alanı düzenlemek kolay değildi ama inşallah başaracağız.

İlk 6 aylık uygulama nasıl geçti?

Son derece olumlu. Kanunun uygulanmasındaki tek olumsuzluk haziran sonuna kadar yaşadığımız Hal Kayıt Sistemi’nin uygulanmasına ilişkin sorunlar. Bunlar da önemli ölçüde çözüldü. Sistemin uygulanmasına ilişkin Sebze, Meyve ve Haller Yönetmeliği’nde birtakım değişiklikler yaptık, bir geçiş süreci öngördük. Belediyelerin tahsil edeceği rüsumların hal kayıt sistemi üzerinden belirlenen miktarlarda doğrudan meslek mensupları tarafından bankaya yatırılmasını düzenledik. Zorunlu standartlar Mart 2013’ten itibaren yürürlüğe girecek. Bazıları da 2014 yılında yürürlüğe girecek. Saklama, depolama ve  mbalajlama, standartları zorunlu olarak yürürlüğe girdikten sonra ürünlerdeki çürüme ve bundan kaynaklı zayi oranlarının aşağılara doğru inmesini bekliyoruz.

Kayıtdışılıkla nasıl mücadele ediyor?

Yeni kanunun getirdiği bildirim zorunluluğu, bildirimi yapılmayan malların ticaretini yasaklamakta. Ürün künyesi uygulamasıyla bu sektör artık vatandaşlarımız tarafından denetlenecek. Bunu çok önemsiyorum. Vatandaşlarımız, ürün künyesi üzerinden o ürünün kim tarafından, ne zaman üretildiği ve ne zaman, kim tarafından ilgili toptancı hale bildirildiği bilgisine ulaşacak. Eğer ürünün künyesi yoksa bildirimi yapılmamış, kayıt dışı demektir. Bunun da çok ciddi müeyyideleri var.

[PAGE]

ankarasohbet1.jpg

ankarasohbet7.jpg

[PAGE]

ankarasohbet2.jpg

[PAGE]

ankarasohbet3.jpg

ankarasohbet4.jpg