Vergi psikolojisi ve 1 lira 35 kuruş

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Nazmi KARYAĞDI / Gelir İdaresi Strateji Geliştirme E.Daire Bşk.

 

Ön ödemeli cep telefonu (GSM) abonesisiniz. Hesabınıza konuşma, internet ya da kısa mesaj hizmeti için TL yüklediniz. GSM operatörünüzden size gelen hoş (!) bir mesaj var:
“Değerli müşterimiz, hattınız için devlete ödenen 1.35 TL Telsiz Kullanım Ücreti bakiyenizden tahsil edilmiştir. Detaylı bilgi için müşteri hizmetlerini arayın.”

Bu ücret nereden kaynaklanıyor?

Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca alınan telsiz kullanım ücretleri işletmeciler tarafından devlete 16.30 TL olarak ödenmekte. Daha sonra faturalı aboneler aylık taksitler halinde bunu her ay faturalarında ödemekteler. Ancak toplam ödeme bedeli içinde bu tutar oldukça düşük kaldığından ya da fatura bilgilerinin sonlarında yer aldığından dikkatlerden kaçmaktadır. Faturasız abonelerde ise abonenin hesabında bu tutar varsa aylık olarak çekilmekte yoksa hesaba yükleme yapıldığında ücret tahsil edilmektedir.

Nüfusun yaklaşık %54’üne soğuk duş

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 2014 yılının ikinci çeyreğinde yayınladığı rapora göre GSM telefon abonelerinin yüzde 57.7’si ön ödemeli yani faturasız hat sahibi. Bu da yaklaşık 41 milyon kişiye karşılık geliyor. 

Yani, 76 milyon kişi olarak açıklanan Türkiye nüfusunun yüzde 54’ü demek oluyor.
Faturasız mobil telefon hizmetinden yararlananların hatlarına TL yükledikten sonra gelen bu mesajla keyfinin kaçtığını ve vergilere karşı bir olumsuz bir algı oluşmasına neden olduğunu tespit etmek için büyük boyutlu anket yapmaya gerek yok. Eğer siz faturalı GSM hattı abonesiyseniz çevrenizdeki faturasız hat kullananların ne hissettiğini onlara sorarak bir fikir sahibi olabilirsiniz. Zaten siz de faturasız hat sahibiyseniz konuyu size anlatmamıza gerek yok sanırım.

Denilebilir ki ödenen 1 lira 35 kuruş telsiz kullanım ücretidir, vergi değildir. Evet, yasal olarak bu şekilde adlandırılsa da, bu kesinti GSM operatörleri tarafından Maliye’ye değil BTK’ya ödense de devletin egemenlik hakkına dayanarak tahsil edilen bu ücret aslında mali bir yükümlülüktür. Ve vatandaşın algısı, haklı olarak, tüm mali yükleri vergi olarak adlandırmak veya hissetmek yönündedir.

Vergi ödeyicisi psikolojisi

Mükellef psikolojisini dikkate almadan vergi toplamanın bir hayal olduğu gelişmiş ülkelerin vergi idarelerince, parlamentolarınca kabul edilen bir olgu. 

Yapılan araştırmalar göstermektedir ki ödediği verginin adil olmadığına veya kendisine hizmet olarak dönmediğine inanan her kişi bir ucunda vergiyi ödeme diğer ucunda ise vergiden kaçınma/vergi kaçırma olan bir hat üzerinde kendisine bir yer belirlemektedir.

Sonuçta vergi adaletine, mükellef psikolojisine önem veren ülkeler, vatandaşlarının vergi yasalarına gönüllü uyumunu diğer ülkelere nazaran daha kolay sağlamaktadırlar.

Kısaca belirtmek gerekirse vergi ve benzeri mali yükümlülükleri belirlerken bunların sayılarını, ödeme sıklıklarını, tutarlarını ve mükellef psikolojisi üzerindeki etkilerini dikkate almakta yarar var.
Bilinen bir söz vardır “Fazla vergi, vergiyi öldürür” diye. 

Dünya vergi tarihi ve özellikle de Türkiye vergi tarihi göstermektedir ki;

“Gayri adil vergi de vergiyi doğmadan öldürür.”