”Vergide af yapılamayacağını anayasaya koymalıyız”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek vergi aflarının vergide uyuma zarar verdiğini söyledi
ANKARA - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi aflarının vergide uyuma zarar verdiğini ifade ederek, "Belki de af yapılamayacağını anayasada çok açık bir şekilde ifade etmek, belki de anayasanın değiştirilmez maddeleri arasına sokmak lazım" dedi.
Maliye Bakanı Şimşek, İkibinli Yıllarda Türkiye Stratejik, Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Vakfı (VAKIF 2000) tarafından TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde düzenlenen "Vergi İdaresi, Vergide Adalet ve Reform" panelinde konuştu.
Şimşek vergi uyumu artırmak için vergi kaçırmanın sonuçlarının ağırlaştırılması gerektiğini belirterek, "Kayıtdışılıkta performansı bizden iyi ülkelerle karşılaştırdığımız zaman Türkiye'de vergi kaçırmanın sonuçları ağır değildir" dedi.
Vergi kaçakçılığıyla ilgili hapis cezasının paraya dönüştürülmemesi için 1 yıldan 1,5 yıla çıkardıklarını belirten Şimşek, "Ancak şu anda erteleme mümkün. Belki onu da sınırlayacak, onu da ortadan kaldıracak bir düzenleme yapmak lazım" dedi.
Vergi kaçakçılığını bir mali suç olarak görmeyen bir perspektife sahip olduğunu kaydeden Şimşek, şöyle devam etti:
"Çünkü vergi kamu düzeni açısından çok önemli bir husustur. Yeterince vergi toplayamadığınız zaman sonuçları ortada...Büyük bütçe açıkları, borçlanma, ülkenin zayıflaması, ciddi sıkıntılara girmesi söz konusu. Onun için vergi kaçakçılığı kamu düzenine karşı bir suçtur, mali bir suç değildir. Bu benim perspektifim, bu perspektifle baktığınız zaman tabii ki vergi kaçırmanın, kaçakçılığının belli bir çerçevede ciddi bir şekilde ağırlaştırılması lazım."
Bu konuda çalışmaları bulunduğunu ifade eden Şimşek, ilk adımı attıklarını, ancak bazı diğer adımların da atılması gerekebileceğini söyledi. Şimşek, vergi kaçırmanın ve kaçakçılığının sonuçlarının ağır olacağını, dolayısıyla o riski alanların sonuçlarına katlanacağını kaydetti.
Vergi afları konusuna da değinen Şimşek, Türkiye'de her dönemde vergi affı yapıldığını ifade ederek, bu afların vergide uyumu ciddi şekilde bozan husus olduğunu söyledi. Şimşek, "Her ne kadar şimdi aflar için nitelikli çoğunluk gerekiyorsa da aslında belki de af yapılamayacağını anayasada çok açık bir şekilde ifade etmek, belki de anayasanın değiştirilmez maddeleri arasına sokmak lazım" dedi.
"İdare mali kaynak sıkıntısı çekmeyecek"
Şimşek, Gelir İdaresini mali açıdan çok güçlü kılacak düzenlemeler yapacaklarını bildirerek, düzenlemeye ilişkin şunları söyledi:
"Gerek bütçe imkanları gerek o bütçenin üzerindeki idarenin yetkisini çok ciddi şekilde artıracağız. Mali açıdan idare bugünkünden çok farklı olarak güçlendirilecek. Kendi bütçeleri üzerindeki yetkileri çok geniş bir şekilde yeniden düzenlenecek. İdare mali kaynak sıkıntısı çekmeyecek. Hatta belki kendi iradeleri içerisinde topladıkları ek vergilerden imkan bile düşüneceğiz. Bunlar şu anda konsept, üzerinde çalıştığımız hususlar. Gelir İdaresinin insan kaynaklarını da çok güçlendireceğiz.
Vergi kanunları
Temel vergi kanunlarının yeniden yazılması çalışmalarına devam ettiklerini bildiren Şimşek, bu alanda tamamladıkları ilk çalışmanın Kurumlar Vergisi kanunu olduğunu, Gelir Vergisi Kanunu üzerinde de çalıştıklarını söyledi. Şimşek, bunun serbest piyasa ekonomisiyle uyumlu olacağını, yatırımları ve istihdamı teşvik edeceğini, vergiye gönüllü uyumu artıracağını, kayıtlı ekonomiye geçiş sürecini hızlandırarak, geniş tabanlı etkin ve verimli bir vergi sistemini oluşturmaya yönelik yalın, kolay anlaşılabilir ve uygulanabilir olabileceğini söyledi.
Bakanlığın diğer çalışmaları hakkında da bilgi veren Şimşek, "Bizim eksikliklerimiz olabilir ama bu eksiklikleri giderme konusunda iddialıyız" dedi.
"Bütçe açığı rekor düzeyde"
Şimşek, panelde bütçe açığının rekor düzeyde olduğunun söylendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"10 yıl önce milli geliriniz 100 lira, o gün 15 lira açık verirseniz GSYH'ye oran olarak açığınız yüzde 15'dir. Bugün milli geliriniz 100 lira değil, 1000 lira olmuşsa ve açığınız 15 lira değil, 100 lira dahi olmuşsa bu açık daha düşüktür. Çünkü milli gelire oran olarak yüzde 10 civarındadır.
Türkiye'nin sorunlarının temeli siyasi istikrarsızlık, bütçe açıkları ve bunların sonuçlarıdır. Türkiye 2002'den itibaren ciddi bir şekilde açıklarını azaltmış ve bugün böylesine belki de son 80 yılın en büyük krizinin yaşandığı dönemde faizler yüzde 1000'leri bulmamışsa bu aslında ortaya konulan bütçe disipliniyle olmuştur."