”Vizeye ilişkin 'Soysal Karar'ın gereği yerine getirilmeli”
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Avrupa Toplulukları Adalet Divanının vize konusuna ilişkin kararına yönelik değerlendirmede bulundu
ANKARA - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Avrupa Toplulukları Adalet Divanının vize konusuna ilişkin "Soysal Kararı"nın gereğinin bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini bildirdi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından, TOBB ETÜ sosyal tesisler binasında, Avrupa Toplulukları Adalet Divanının vize konusundaki "Soysal davası"nı değerlendiren bir toplantı düzenlendi.
Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, kamyon sürücüleri Mehmet Soysal ve İbrahim Savatli'nin Alman İdare Mahkemesine açmış oldukları dava ile süreci başlayan "Soysal davası"na ilişkin Avrupa Toplulukları Adalet Divanının, 19 Şubat 2009 tarihli kararını açıkladığını hatırlattı.
Adalet Divanının açıkladığı kararda "Katma Protokolün yürürlüğe girdiği tarih olan 1 Ocak 1973 tarihinde Türk vatandaşlarından vize uygulamayan ülkelerin, o tarihten sonra Türk vatandaşlarına vize uygulaması getiremeyeceğini" belirtildiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, kararının üzerinden yaklaşık iki aylık bir süre geçtiğini söyledi.
Bu sürede kararın uygulanmasına ilişkin, başta Almanya olmak üzere, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde herhangi bir çalışmanın yapıldığına ilişkin haber almadıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, aynı şekilde, Hükümetin de bu karara ilişkin yorumu ve kararın uygulanmasına ilişkin girişimleri hakkında kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadığını kaydetti.
"Bilgi kirliliği oluşturuluyor"
Böyle bir durumda da Türkiye'de ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerde karara ilişkin farklı değerlendirmeler yapılmaya başlandığını ve bilgi kirliliği oluştuğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, resmi ve yetkili makam ve kişilerce kamuoyuna tatmin edici ve yol gösterici açıklamanın yapılması gerektiğini, aksi halde "bavulunu alan Avrupa'ya gidebilir" şeklinde açıklamalara rastlamanın kaçınılmaz olacağını söyledi.
TOBB Başkanı, "İş adamımız, çalışanımız, bilim insanımız, araştırmacımız, medya mensuplarımız ve sanatçılarımız mağdur durumdadır. İş adamlarımızın malları serbestçe AB üyesi ülkelerin piyasalarına girerken, iş adamlarımız veya çalışanları, iş amacıyla seyahat edemiyor. Vize almak için, zaman alıcı çok sayıda formaliteyi tamamlaması ve ayrıca da ciddi bir masrafa katlanması gerekiyor" diye konuştu.
Nakliye şirketleri ve sürücülerin de haksız vize uygulamasının mağdurları arasında olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, ayrıca işçi sendikaları ile mesleki ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, sanatçılar ve medya mensuplarının da, vize sorunu ile karşı karşıya kaldığını kaydetti.
"Somut ilerleme sağlanmadı"
Adalet Divanının "Soysal kararının" vize konusunda, son derece haksız, ortaklık hukukuna aykırı bir uygulama ile karşı karşıya olunduğunu gösterdiğini belirten Hisarcıklıoğlu, ancak, vize sorununun çözümü yönünde somut ilerleme sağlanamadığını ifade etti.
TOBB-İKV "vize çalışma grubu" üyesi Rolf Guttman'ın da Alman İçişleri Bakanı hakkında suç duyurusunda bulunduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Alman makamlarını harekete geçirme açısından bu girişimin önemli olduğunu söyledi.
Türkiye-AB Ortaklık ilişkisinin dayandığı temel dokümanların sorunların çözümü için yol gösterdiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
'Anlaşmalar mutlu zamanlarda imzalanır, zor günlerde işe yarar. Şimdi, ortaklık ilişkimizde zor alanlarımız var. Vize uygulaması var. Adalet Divanı mutlu anımızda imzaladığımız ortaklık metinlerine baktı ve kararını verdi. Bu kararın gereğini süratle yerine getirmek gerekir.
AB üyesi ülkelerin, haksız olduğu aşikar olduğu halde, tek taraflı olarak, vize uygulamalarını kaldırmalarını beklemek, fazla iyimser bir beklenti olur. O halde güçlerimizi birleştirelim. Etkin kullanalım. Ortak akıl oluşturalım. Zira hak, ancak bunu aramasını bilene verilir."
Diğer taraftan vize konusunun, Avrupa Birliği müktesebatının ve müktesebatın dayandığı işleyişin itibarını sarsmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, vize konusunun, Türkiye'de AB sürecine şüphe ile bakanların argümanlarını güçlendiren bir araç haline gelmesine göz yumulmaması gerektiğini söyledi.