Vural: Büyükelçiyi hemen Türkiye'ye niye getirmedin?

İZMİR - MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, "Büyükelçiye bir bilet bulup da hemen Türkiye'ye niye getirmedin, getiremedin" dedi.

Vural, MHP İzmir milletvekilleri Erdal Sipahi, Şenol Bal ve parti il başkanı Müsavat Dervişoğlu ile Kordon Otel'de basın toplantısı düzenledi.

"Türkiye'nin seçime gittiğini" savunan Vural, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı seçim korkusunun aldığını" öne sürdü. Vural, "Seneye seçim var. 'Sifonu çekmeyin, beni kullanın' diyenlerin devri bitecek, devir artık yetkiyi veren millet. Ne diyeceksin millete? Hadi 2007'de e-muhtıranın ipine sarıldın, 2009'da 'one minute'ye sarıldın. Şimdi neye sarılacaksın? Yeni tezgahlar peşinde olduğunuzu biliyoruz da çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, kaç kere sıçrayacaksın? 'One minute' ile ne kadar emeklinin karnını doyurdun, ne kadar işsize iş buldun?" diye konuştu.

"Türkiye'de şimdi de İsrail gündeminin oluşturulduğu" görüşünü savunan Vural, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bir taraftan savunma bakanını Türkiye'ye çağırıyorsun, bir taraftan 'Vay efendim' filan diyorsun. Bu Teyyo Pehlivan tefrikaları gibi oldu. Atıp tutuyor da dane yok, sürekli laf. Lafla peynir gemisi yürümüyor. One minute'den yarım saat sonra cumhurbaşkanından nasıl özür dilenebiliyorsa, 'Rasmussen'den genel sekreter olmaz' dendikten sonra nasıl Rasmussen genel sekreter yapılıyorsa, bütün bunlar oyundur. Maalesef AKP'yi milletin gündeminden kaçırma oyunudur. 'Cambaza bak' siyaseti yapıyorlar, Milletimiz işsiz kalan ocakların tütmesini bekliyor. Bunu tüttüremeyen hükümet kamuoyunda İsrail ile gerginlik yaratıyor.

"Türkiye'ye niye getirmedin getiremedin?"

Büyükelçiye bir bilet bulup da bunu yaptıktan sonra hemen Türkiye'ye niye getirmedin? getiremedin. Biliyorsunuz, Süleymaniye'de askerimizin başına çuval geçirildiğinde de gazeteciler 'Nota verecek misiniz?' diye sordu. Beyefendi de 'Bu müzik notası mı' diye aşağılamıştı. Sanki bu askerler bizim askerimiz değil. Ben bunların aldatmaca olduğunu düşünüyorum. Irak'ta 1,5 milyon Müslüman öldürülürken kılı kıpırdamayanlar, İsrail üzerinden bu ayıplarını kapatmak istiyorlar. Dış politika, iç politikanın unsuru olarak kullanılmaya başlandı."

"7 Kasım'ında seçim olmalı"

Başbakan Erdoğan'ın "MHP'nin erken seçime gitmesini 'Bırakıp, kaçtılar' olarak değerlendirdiğini" söyleyen Vural, "E Teyyo başbakana daha ne anlatayım? 2007 yılında sen seçim yaparken, Kasım ayında yapılmayacak mıydı seçimler? E-muhtıranın ipine sarılmak için milleti kandırmak için yaptın bütün bu oyunları. Bütün bu tefrikalar, e-muhtıra, one minute, bu gerilimler Teyyo başbakanın hikayeleri. Vatandaşı yalancı emziklerle aldatmak istiyorlar" diye konuştu.

"Başbakan ve partisinin parlamento dışı bırakma zamanı geldiği" görüşünü dile getiren Vural, 2010 yılının 7 Kasım'ında yapılacak seçimin 2011'de yeni bir bütçe, yeni bir heyecan ve yeni bir ekonomik programla gidişatı tersine çevireceğini savundu.

Başbakan Erdoğan'ın "İsrail ve IMF ipine sarıldığını" iddia eden Vural, "zamların da IMF talimatıyla yapıldığını, bundan sonraki dönemde de zamların devam edeceğini" öne sürdü.

"Hangi başbakana inanalım?"

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu yükseltmesini Başbakan Erdoğan'ın ekonominin iyi gitmesine emare olarak gösterdiğini kaydeden Vural, "Sayın Başbakan bunlara 'Şikeci kuruluşlar' demişti. Hangi başbakana inanalım? İşte ben buna Teyyo başbakan desem yanlış mı olur? O sanatçı kardeşime haksızlık yapmak istemem, ama gerçekten iyi bir rekabet halinde olduğunu ifade etmek durumundayım. Gerçekten Teyyo'nun pabucunu dama atacak. Bilmiyorum Erzurumlular ne der bu konuda?" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın emekli aylığına yüzde 24 zam yaptığını söylediğini, ancak bunun doğru olmadığını ispat ettiklerini de ifade etti.

İzmir kamuoyunun metro, liman gibi konularla meşgul edildiğini söyleyen Oktay Vural, kentte yaşayanların satın alma gücünün sürekli düştüğünü ifade etti. Kentin tarım, turizm olanaklarından da faydalanılamadığını kaydeden Vural, İzmirlinin mağdur olmasına rağmen hiçbir adım atılmadığını savundu.