Yabancı ülkelerde düzenlenen sözleşmelerde damga vergisi
VERGİ PORTALI / Ulaş Ceylanlı
Değerli DÜNYA okurları,
Hatırlarsınız, bu sütunlarda damga vergisi ile birçok farklı alandaki görüş ve düşünceler sizlerle paylaşılmıştı. Son dönemlerde inceleme elemanlarının yüklü miktarda tarhiyat yaptığı bir başka damga vergisi konusunda, yurtdışında imzalanan sözleşmelerin damga vergisi konusundaki gelişmeleri bugünkü yazımızda sizlere hatırlatmak istiyorum.
Damga Vergisi Kanunu konuya nasıl yaklaşıyor?
Bilindiği üzere, Damga Vergisi Kanunu uyarınca, Türkiye'de imzalanan sözleşmeler prensip olarak damga vergisine tâbi. Yurtdışında imzalanan sözleşmelerin damga vergisine tabi olması için ise aşağıdaki ilave koşulların gerçekleşmesi gerekiyor:
i. Türkiye'de resmi dairelere ibraz edildiklerinde,
ii. Türkiye'de üzerlerine devir veya ciro yürütüldüğünde veya
iii. Hükümlerinden Türkiye'de faydalanıldığında.
Her ne kadar ilk iki şart daha objektif olarak değerlendirilebilirse de, hükümlerinden Türkiye'de yararlanmanın nasıl yorumlanması gerektiği ile ilgili kanunda net bir belirleme bulunmamakta. Damga Vergisi Kanunu gerekçesinde de 'hükümlerinden Türkiye'de faydalanma' şartının niteliği ve gerekleri ile ilgili herhangi bir açıklama bulunmuyor. Gerekçe, temelde, yurtdışında imzalanan sözleşmelerin Türkiye'de damga vergisine tabi tutulmasının ön şartı olarak söz konusu sözleşmelerin Türkiye'de bulunması gereğini ortaya koyuyor. Bundan başka, hükmünden faydalanmanın şartının nasıl anlaşılması gerektiği ile ilgili bir açıklama barındırmıyor.
Geçmişteki incelemeler
İnceleme elemanları, yurtdışında imzalanan sözleşmeler ile ilgili geçmişte yaptıkları incelemelerde, 'hükmünden Türkiye'de faydalanma' kavramını oldukça geniş yorumlamışlardır. Bir sözleşme Türkiye'de düzenlenmese ve Türkiye'de herhangi bir resmi kuruma ibraz edilmese dahi, sözleşme hükümlerine istinaden Türkiye'de işlem tesis ettirilmişse (mal alınmış, mal satılmış ya da hizmet verilmiş ise) sözleşme hükümlerinden Türkiye'de faydalanıldığını ve bu nedenle sözleşmenin Türkiye'de damga vergisine tabi olması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
Hesap Uzmanları Danışma Komisyonu'nun kararı
Konu gerek inceleme elemanları gerek mükellefler nezdinde uzun dönemli tartışıldığı için, Hesap Uzmanları Danışma Komisyonu da konuyu gündemine almış ve 1988 tarihinde konu ile ilgili karar almıştır. Söz konusu kararda, komisyonun da hükmünden faydalanma şartını geniş yorumladığı görülmektedir. Karar uyarınca, yurtdışında düzenlenen sözleşmelere ilişkin olarak, sözleşmede yer alan bazı haklardan ya da hususlardan Türkiye'de yararlanılması veyahut o kağıda dayanılarak Türkiye'de bazı işlemler yapılması o kağıdın hükümlerinden Türkiye'de yararlanıldığı sonucunu doğurmaktadır.
Yüksek Yargı'nın konuya bakışı
Görüldüğü gibi, gerek inceleme elemanları gerekse Hesap Uzmanları Danışma Komisyonu, sözleşme yurtdışında düzenlenmiş ve Türkiye'de herhangi bir kuruma ibraz edilmemiş bile olsa, sözleşme hükümlerine istinaden bir işlem tesis edilmesini damga vergisini doğuran olay olarak yorumlamış ve aksini uygulayan mükellefler için cezalı tarhiyatlar gündeme gelmiştir. Nitekim konu yargıda da tartışılmış, ilk derece mahkemeleri ile Danıştay'ın ilgili daireleri konuya ilişkin farklı kararlar almıştır. Nihayet, Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu 2002 yılında aldığı kararla yüksek yargının da konuya bakışını netleştirmiştir. Bu karar da, temelde, inceleme elemanlarının ve hesap uzmanlarının yaklaşımını benimsemiştir. Karar uyarınca, 'sözleşmenin herhangi bir hukuki, ticari ya da benzer bir amaca bağlı olarak kullanılması ve sözleşmeyle öngörülen hak ve yükümlülüklere işlerlik kazandırılması' damga vergisini doğuran olay olarak tanımlanmıştır.
Son dönemdeki incelemeler ve uyarılar
Son dönemde karşılaştığımız incelemelerde, inceleme elemanlarının yurtdışında imzalanan sözleşmeleri tekrar gündemlerine aldıklarını gözlemliyoruz. Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu'nun kararı da dikkate alınarak, inceleme elemanları, Türkiye'de imzalanmamış ve herhangi bir resmi kuruma ibraz edilmemiş olsa da, Türkiye'de hükümlerine işlerlik kazandırılan, içerisinde yer alan hak ve yükümlülüklerinden Türkiye'de yararlanılan sözleşmelerin damga vergisine tabi olduğunu iddia etmekte ve önemli tutarlarda cezalı tarhiyat yapmaktadırlar. Siz değerli DÜNYA okuyucularının yurtdışında imzalanan sözleşmeleri bir de bu açıdan değerlendirmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz.