Yatırımcılara yeni güvence: Yatırımcı Tazmin Merkezi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Süleyman ÖNÜR - Uzman Sermaye Piyasası Kurulu

Sermaye piyasalarında geçmiş dönemlerde yaşanan acı tecrübeler bize, yatırımcı varlıklarının emanet edildiği kuruluşların birer güven kurumu olarak, sorumluluğunun bilincinde faaliyet göstermesinin önemini ve aksi halde ortaya büyük bir yatırımcı mağduriyetinin ve piyasaya ve devlete karşı güvensizliğin ortaya çıkabileceğini göstermiştir. Bu yüzden, ülkemizdeki sermaye piyasalarının kamu otoritesi konumunda olan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, yatırımcıların piyasada güven içinde yatırım yapabilmeleri için çeşitli güvence mekanizmaları oluşturulmaya çalışılmıştır. 

Buna yönelik ilk olarak, yürürlükten kalkan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nda 18/12/1999 tarihinde yapılan değişiklikle bir özel hukuk tüzel kişisi olarak Yatırımcıları Koruma Fonu (YKF) kurulmuştur.
YKF'nin kuruluş amacı, aracı kuruluşların yatırımcılarına karşı yükümlülüklerini yerine getirememesi ve bunun sonucunda tasfiyeye girmesi durumunda, yatırımcı varlıklarının belirli bir kısmının bu fondan karşılanmasıydı. Ancak fonun kapsamı yalnızca hisse senedi ve buna bağlı nakitlerle sınırlıydı. Bu, örneğin portföyünde yalnızca devlet tahvili taşıyan bir yatırımcının fondan yararlanma imkanı olmadığı anlamına gelmekteydi. YKF'den bir yatırımcıya yapılacak azami ödeme tutarı ise 2012 yılı için 70.237 TL idi. 

30/12/2012 tarihinde yürürlüğe giren Sermaye Piyasası Kanunu'nun (Kanun) 83'üncü maddesi ile Yatırımcıları Koruma Fonu yerine bir kamu tüzel kişisi olarak Yatırımcı Tazmin Merkezi (YTM) kuruldu. YTM'nin işleyişine ilişkin alt düzenleme olan "Yatırımcı Tazmin Merkezine İlişkin Yönetmelik" (Yönetmelik) ise 06/06/2013 tarihinde yürürlüğe girdi. 
YTM ile yatırımcılara büyük bir güvence unsuru olması için devrimsel nitelikte bir değişikliğe gidilerek YTM kapsamına, yatırım kuruluşları (aracı kurumlar ve bankalar) nezdindeki yatırımcı hesaplarında bulunan bütün sermaye piyasası araçları ile nakitler dahil edildi. Bunun anlamı; portföyünde hisse senedi, türev araç, tahvil, yatırım fonu katılma payı, varant vs. hangi sermaye piyasası aracı olursa olsun, yatırımcıların YTM'den faydalanabilecek olmasıdır.

YTM ile birlikte, yeni bir düzenleme olarak, artık yatırımcılara ödeme yapılabilmesi için yatırım kuruluşunun tasfiyesine gerek kalmamakta, bunun için yalnızca SPK'nın yükümlülüklerini yerine getiremeyen yatırım kuruluşlarının yatırımcıları hakkında tazmin kararı alması yeterli görülmektedir.
Ayrıca YTM'den bir yatırımcıya yapılacak azami ödeme tutarı 100 bin TL'ye çıkarılmış ve bu tutarın SPK'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından 500 bin TL'ye kadar çıkarılabileceği düzenlenmiştir.

Son olarak, yönetmelikte yapılan düzenlemeyle, SPK'nın son dönemlerde aracı kurumların sermaye yapılarının güçlendirilmesine yönelik çalışmaları paralelinde aracı kurumların birleşmesini teşvik edici bir uygulamaya da yer verilmiştir. Buna göre, aracı kurumların tüm aktif ve pasifiyle birleşme veya devralma durumu ile bir aracı kurumun diğer aracı kurumların sahip olduğu yetki belgelerinin tamamını devralması durumunda, devralan ve yeni kurulan aracı kurumların 4 yıl boyunca yönetmelikte yer alan esaslara göre hesaplanacak yıllık aidat tutarlarının yarısı kadar aidat ödemesi ve bu şekilde aracı kurumlara 2 milyon TL'ye kadar bir menfaat sağlanması öngörülmüştür.
Bu şekilde bir taraftan sermaye piyasalarında yatırım yapma noktasında sütten dili yanan eski yatırımcıların yeniden piyasaya gelmesi ve yeni yatırımcıların piyasaya çekilmesi teşvik edilirken diğer taraftan da aracı kurumların birleşmesi teşvik edilerek, daha güçlü ve kurumsal aracı kurumların piyasada varlığını sürdürmesi amaçlanmıştır.