Yatırımların teşvikinde nihayet doğru açılımlar

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bülent ÖZATAY / Yeminli Mali Müşavir

Gelir Vergisi Kanunumuz’da yer alan ve yıllardan beri uygulanan yatırım indirimi mekanizmaları ile yatırım harcamaları matrahtan indirilmiş ve yatırımlar bu yolla teşvik edilmiştir.

Ancak yatırım indirimi mekanizmaları bugüne kadar yatırımları hiçbir zaman yönlendirmemiştir. Teşvik belgesine bağlanan her yatırım, ülkenin her yerinde aynı şartlarda teşvik edilmiş, yurtiçi ve yurtdışı rekabet koşulları göz ardı edilmiş, dolayısı ile ülkemizin kıt kaynakları rasyonel şekilde kullanılamamıştır.

Bu sonucun oluşmasında yönlendirici olmayan teşvik politikaları kadar, fizibilite çalışmaları yapmayan aklı gözünde sanayicilerimizin de payı büyüktür.

Geri kalmış yörelerin kalkınmasını sağlamaya yönelik olan 4325 ve 5084 sayılı Teşvik Yasaları‘nın dahi bu amacaulaştığını söylemek hayli zordur. Bu kanunların uygulandığı geri kalmış bölgelerde, ülke genelinde güçlenmiş ve doyuma ulaşmış sektör yatırımlarına devam edilmiş ve kaynaklar yine heba olmuştur. Gördüğüne yatırım yapan müteşebbisimiz, teşvikten yararlanmak uğruna bir yandan borçlanmış, diğer taraftan makineler atıl kalmıştır.

Oysa yatırımları teşvikin en önemli amacı, ülke kaynaklarının en etkili ve verimli şekilde kullanımını sağlamak üzere yatırımları yönlendirmektir. Bu amacın gerçekleşmesi için ülkenin kaynak dağılımının haritası çıkarılmalı, sektörlerin teşvik edileceği bölgeler tespit edilmeli ve kalkındırılması hedeflenen geri kalmış bölgelerde teşvik edilecek sektörler çok iyi bir çalışma ile belirlenmelidir. Bize göre yatırımların teşvikinde, yatırımda kullanılacak enstrümanlar da yönlendirilmelidir. Yerli makine kullanımının özendirilmesi ülke kaynaklarının değerlendirilmesi ve etkin kullanımının bir başka yoludur.

Söylemek istediğimizi bir cümle ile örneklersek; narenciye sektörü Karadeniz Bölgemiz’de, fındık sektörü Akdeniz Bölgemiz’de teşvik edilmemelidir.

5838 sayılı kanunla getirilen “indirimli vergi” uygulaması bize göre, yatırımların teşvikinde “yönlendirici” olma özelliği taşımakta ve ülkemiz kaynaklarının heba olmasının önüne geçecek zemine sahip bulunmaktadır.

Ülkemizin her bölgesinde ve her sektöründe aynı teşvik unsurlarının uygulanmaması ve kaynaklarımızın etkili şekilde kullanılabilmesi; 5838 sayılı kanunla yetkilendirilen Bakanlar Kurulu’nun, aşağıda sıraladığımız esaslar doğrultusunda karar alması ile mümkün olabilecektir. Öncelikle teşvik edilecek sektörler, dolayısı ile artık teşvik edilmeyecek sektörler belirlenmeli, hatta bu belirlemeler alt sektörlere kadar indirgenmelidir. Teşvik edilmesi uygun görülen sektörlerin hangi bölgelerde teşvik edileceği de net olarak tespit edilmelidir. Örneğin meyveciliğin olmadığı bölgelere meyve suyu tesisi ile ilgili hiçbir teşvik verilmemelidir. Teşviki her bölgede uygun olan sektörler (örneğin makine sektörü) ayrı olarak belirlenmelidir.

Teşviki uygun görülen sektörlerin, uygun görüldüğü bölgelere farklı vergi indirimleri sağlanarak yatırımların geri kalmış bölgelere kaydırılması sağlanmalıdır. Yerli makine alımları, farklı vergi indirimi uygulamaları ile teşvik edilmeli, belli ölçülerin üzerinde istihdam sağlayan yatırımlar da ilave vergi indirimlerinden yararlandırılmalıdır.