Yaz rehaveti mi?

Küresel piyasalar yaz aylarında genellikle daha sakin bir seyir izler. Bu yıl ise hem yurtiçi, hem yurtdışında yoğun gündemli bir dönem geçiriyoruz. Merkez bankalarının atacağı bir sonraki adımlara dair beklentiler, finansal sorunlar yaşayan münferit ülkeler ve sıcak çatışmanın sürdüğü coğrafi bölgeler takip ediliyor. İçeride ise ilave olarak cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından AK Parti’de ve daha önemlisi ekonomi yönetiminde beklenen değişimin etkileri konuşuluyor.

Makro ve jeopolitik risklerin henüz tamamen gündemden düşmemiş olmasına karşın, küresel piyasalar üzerindeki etkisi son günlerde azaldı. Piyasaların yönünü değiştirecek güçte önemli bir haber akışının olmadığını söyleyebiliriz. Ukrayna-Rusya, İsrail-Hamas veya Kuzey Irak bölgesinde yeni bir gelişme olmaması halinde, piyasalar 21 Ağustos’ta başlayacak olan üç günlük Jackson Hole Zirvesi’ne kadar nispeten çalkantısız bir dönem geçirebilir. Dünya’nın önde gelen merkez bankalarının yöneticilerinin katıldığı bu zirvede başta ABD olmak üzere ekonomik görünüm ve para politikaları görüşülecek. Fed Başkanı Yellen’ın ilk faiz artırımı adımının zamanlamasına dair vereceği mesajlar piyasalarda hareketliliğin artmasına neden olacaktır. Şu anda 2015 ortalarında bir faiz artırımı fiyatlanırken, Yellen’ın makro göstergelerdeki iyileşmeye bağlı olarak karar verileceğine dair söylemini sürdüreceğini tahmin ediyorum.

Türkiye yüksek cari açığı nedeniyle Fed’in faiz artırımına dair sinyallerden en fazla etkilenen ekonomilerden biri olacaktır. İç siyasi gündem ise yurtiçi piyasaların bu dönemde yurtdışından ayrışmasına neden olabilir. Yatırımcılar ilk olarak 2015 genel seçimlerine kadar olan dönemde kabinenin ne şekilde oluşturulacağını ve ekonomi yönetiminin kime teslim edileceğini merak ediyor. Ekonominin dümenine geçen yeni isimlerin güven vermesi halinde Türkiye yeniden güçlü yatırımcı ilgisi ile karşılaşabilir. Aksi durumda ise TCMB politikalarına dair şüpheler ile birlikte kredi notu indirimi endişeleri TL varlıklar üzerinde baskı oluşturabilir.