Yeni başkan yüzde 95 Obama

Burak KÜNTAY / Bahçeşehir Ünv. Öğr. Gör. Foundation for Defense of Democracies Kıdemli Analisti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Geçtiğimiz altı ay içerisindeki üç yazımda ABD Başkanlık seçiminde yeni başkanı belirleyecek üç ana unsurdan bahsetmiştim. Başkanlık seçiminin neticesini bu kriterlerin belirleyeceğini ifade etmiştim. Bugün artık bu kriterlerin hepsi iki aday içinde hayata geçti. Diğer bir deyişle kartlar açıldı ve neticeleri alındı. Kısa bir şekilde geçmiş yazılarımı hatırlatıp bu kriterlere dikkat çekmek istiyorum.

İlk olarak seçimlerin galibi ya da mağlubunun McCain ya da Obama değil, George Bush olacağını söylemiştim. Bush'un son senesindeki Dış Politika, Ekonomi Poltikası,Sosyal Reformları ve İdari Politikalarındaki tutumunun ve halkın bu politikalara olan reaksiyonunun seçimi Obama ya da McCain'e hediye edeceğini ifade etmiştik. Neticede Bush'un hiç bir politikası halktan yeterli desteği alamadı. General Petraus'un yaz aylarında Irak'ta ABD'nin durumunun daha iyiye gittiği ve direnişlerin bittiğine dair kongreye verdiği rapor bile Bush'a destek sağlamaya yetmedi. Üstüne üstlük ekonomiyi hareketlendirmek için bu yılın başında Bush'un büyük çabasıyla hayata geçen vergi iade programıda gerekli katalizör görevini görmeyince Bush Cumhuriyetçilere darbe aldırdı. Bu darbe şüphesiz ki McCain'in elini Obama'ya karşi fazlasıyla zayıflattı.

 İkinci etken Başkan Yardımcılığı seçimi oldu. Obama bekleneni yaptı. Eksiklerini kapatmak için kendine zıt ama açıklarını kapayan bir aday seçti. Gençliğini tecrübeyle dengeleyen, dıs politika eksiğini bu konudaki deneyimiyle kapatan bir aday seçti Joseph Beiden. Beiden, Obamaya çok oy kazandırmadı ama kaybettirmedi de. Mc Cain ise herkes Charlie Crist'i beklerken radikal bir kararla Alaska Valisi Sarah Palin'i seçti. Aslında Palin'in özelliklerine baktığımızda ilk etapta yanlış bir seçim değildi. Nitekim isminin açıklanmasından sonraki ilk günlerde McCain oylarını arttırdı. McCain'in yaş handikapına gençlik aşısı vurdu. Bir yasamacı olan Senatöre idareci tecrübesi kattı. Valilik sıfatı önemliydi. Kadın olması Clinton oylarını alması açısından mühimdi. En önemlisi ise Cumhuriyetçi partide yeteri kadar muhafazakar bulunmayan McCain'e partinin Muhafazakar kanadını getirdi. Yani ilk günlerde Palin'in etkisi Beiden'ınkinden daha fazlaydı. Zaman geçtikçe asıl soru sorulmaya başlandı. Başkan'a birşey olması halinde yerine geçecek hangi aday ABD Başkanlığına uygundu. Kimsenin Beiden'la ilgili terreddütü yoktu ancak Palin ne kadar iyi bir Başkan Yardımcısı olursa olsun Başkanlığı gündeme gelince herkesde soru işareti yarattı. Palin yaşlı McCain'in Başkanlık yapamaz bir duruma düşmesi halinde ABD Başkanlığına ve Başkomutanlığa hazır olarak görülmedi. Kısa zamanda bu düşünce seçmen nezdinde yer etti ve kanaat oluştu. Palin hazır değildi. Bu düşünce seçmen nezdinde yer edince McCain ikinci kez Obama'nın gerisine düştü. Ve ikinci önemli etkende McCain'in aleyhine sonuçlandı.

Üçüncü etken ise iki Başkan adayının önde olduğu konuların seçimin son günlerinde halkın ne denli gündeminde olacağı idi. İki mühim konu gündemdeydi. Ekonomi ve bilhassa Irak'tan kaynaklanan Dış Politika meseleleri gündemin önemli maddeleri idi. Dış politika denilince McCain, Obama'nın fazlasıyla önünde olan bir aday. Dış politika tecrübesi ve ulusal güvenlik konusundaki bilgisi McCain'in seçim süresinde en çok güvendiği kozuydu. Seçime bir yıl kalana kadar çok gündemde olsada son bir yıl içerisinde ABD içerisinde yaşanan ekonomik kriz, dış politikayı geride bıraktı. Bilhassa seçimin son ayında patlayan ekonomik kriz dış poltikayı neredeyse konuşulmaz hale getirdi. McCain'in en büyük kozunun seçimde etkisiz hale gelmesi Senatörün son kurşununuda boşa isabet ettirdi. Buna karşılık iki adayda ekonomi konusunda güçlü ve çözümcü olmamalarina rağmen McCain'in ekonominin kötü gidişinin müsebbibi görülen Bush'un devamı olduğu kartını Obama çok etkin ve iyi oynadı. Bu stratejik kampanya Obama'yı son etkende de önde kıldı.

Üç ana etken ve üçününde galibi Barack Obama. Ya da diğer bir deyişle üçününde kaybedeni McCain. Seçime bir hafta kaldı. Tüm bu etkenleri hesap ederek baktığımızda açıkça görülüyor ki yeni Başkan Obama.

McCain'in hiç mi şansı yok? Var. Sadece yüzde 5. Son hafta Obama aleyhine büyük bir skandal patlarsa, ABD dış politikasını ve ulusal güvenliği öne çıkaracak büyük bir kriz vuku bulursa yüzde 5. ya da 1976'da Ford'un ve 2000 yılında Bush'un yaşadığı gibi son dakikada kararsız seçmenlerin tamamı kaybeden adaya dönerse yine yüzde 5 ki Carter ve Bush'ta da olduğu gibi buda kafi gelmemisti.

Siyasette 24 saat uzun zaman. Ama netice yüzde 95 belli ABD'nin yeni Baş Komutanı Barack Obama.