Yeni bilgisayarlı transit sistemi (NCTS)

Ziya ALTUNYALDIZ / Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hızla değişen ve dönüşen, rekabetin çok kızıştığı, verimli ve etkin olmayan idari yapıların elimine olduğu günümüzde, bir vizyon doğrultusunda sistemli olarak ilerlemeyen kurumların kaliteli hizmet sunabilme ve dolayısıyla rekabetçi olma şansları kalmamıştır.
Gümrüklerin küresel değişimlere hızlı bir şekilde adapte olabildiklerini, rekabetçilik ve büyüme alanlarında gümrüklerin itici güç olarak rol üstlendiğini, sınır yönetiminde ise yolcu ve kargo kimlik veri yönetiminde entegrasyonun gündeme geldiğini görüyoruz.
 

AB ve EFTA üyesi ülkeler ile Ortak Transit Sözleşmesi'ne 1 Temmuz 2012 tarihinde taraf olarak, bu ülkelere yönelik transit işlemlerinde taşımacılarımıza maliyet ve hız alanlarında önemli avantajlar sağlamayı hedefliyoruz. Taşımacılarımız belge maliyeti olmaksızın ve alternatiflerine göre çok daha düşük maliyetle teminat kullanarak transit işlemi gerçekleştirebilecekler.
"Vizyon belirleme" kurumların geleceğe doğru başarılı bir şekilde yol alabilmeleri adına başvurdukları en temel stratejik araçlardan biridir.

Tıpkı insanlar gibi organizasyonlar da ancak bir hedef doğrultusunda motive olduklarında etkin ve verimli çalışabilirler. Günün ve geleceğin kodları iyi okunarak belirlenen, çalışanlarca özümsenen ve etkin bir şekilde hayata geçirilen bir vizyon olmaksızın, kurumların ilerlemelerini temin etmek imkânsız hale gelmiştir.
 

Hızla değişen ve dönüşen, rekabetin çok kızıştığı, verimli ve etkin olmayan idari yapıların elimine olduğu günümüzde, bir vizyon doğrultusunda sistemli olarak ilerlemeyen kurumların kaliteli hizmet sunabilme ve dolayısıyla rekabetçi olma şansları kalmamıştır.
 

Vizyon, kurumların öncelikle kendilerini iyi tanımaları, dünyayı iyi okumaları, tüm paydaşların nabızlarını iyi tutmaları sonrasında ortaya çıkar, eskilerin deyişiyle "tebellür" eder. Ancak, bu sürecin doğru yönetilememesi sonucunda ortaya konulan çalışmalar çerçevelenerek ofislerin bir köşesinde ya da kurumsal web sitelerinin en üstünde unutulan bir doküman olmaktan öteye geçemezler. Hâlbuki ideal olan, kurumlarda alınan kararların, atılacak adımların isabetli ve verimli olup olmadığının sorgulanması noktasında bir "mihenk taşı" vazifesi gören ve kurumların her gün ve her seviyede adeta solukladığı bir vizyona sahip olmaktır.


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın Vizyonu


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, 2011 yılı Haziran ayında ülkemizin en genç bakanlıklarından biri olarak kuruldu. Yeni yetki ve görevleri ile ülkemizin 74 milyon nüfusunun tamamına temas eden Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, yeni organizasyon yapısı itibarı ile genç bir bakanlık olmasına rağmen, kurumsal hafızasında yüz yılı aşan bir tecrübe ve birikimi barındırmaktadır. Ülkemizin gerçekleşen tüm dış ticaret hacmini yürütmenin yanında, iç ticaretten tüketiciye, esnaftan kooperatiflere kadar ekonomik yelpazenin küçüklü büyüklü her kesimi ile yakın ilişki ve temas halindedir.


Bakanlığımız, ekonomimiz ile bu entegre yapısı nedeniyle, değişen Türkiye'nin ekonomik parametrelerini yakından takip etmekte ve değişimin katalizörlerinden biri olma bilinci ve sorumluluğu ile hareket etmektedir. Bu sorumluluk, ülkemizin ve ekonomimizin önünü açan bir vizyon ile yola çıkmamızı gerektirmektedir. Bu çerçevede, ülkemizin 2023 hedeflerini göz önüne alarak bakanlık olarak vizyonumuzu: "Ülkemizi ticaretin en kolay ve en güvenli yapılabildiği ülkelerden biri haline getirmek." şeklinde belirledik.


E. M. Goldratt: " Eğer alınan kararlar organizasyonu belirlenen hedefe bir adım daha yaklaştırmıyorsa, bu kararların verimli olduğundan söz edilemez." diyor. Bakanlık olarak biz de aldığımız her kararın ve yaptığımız her düzenlemenin bizi hedefimize bir adım daha yaklaştırmasına özellikle önem veriyor, ticaretin kolay ve güvenli yapılabildiği bir Türkiye oluşturma idealinin heyecanıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz.
 

Kâğıtsız Gümrük, Hal Kayıt Sistemi, Lisanslı Depoculuk, Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi (NCTS) Yeni Özet Beyan Sistemi gibi son dönemde hayata geçirilen ve her biri kendi alanında devrim niteliğindeki düzenlemelerde ve önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planlandığımız Tek Pencere Sistemi, Yerinde Gümrükleme, m-Tüketici, Gümrük ve Ticaret Konseyi, Firma Danışma Birimleri, Yetkilendirilmiş Yükümlü uygulaması gibi projelerin tamamında temel itici gücün vizyonumuzun kendisi olduğunu ifade etmek isterim.
 

Üzerinde çalıştığımız tüm projelerimiz aslında uzun ve detaylı birer yazıyı hak eder nitelikte ve önemdedirler. Ancak bu yazıda, taşımacılık sektörüne ve gümrük işlemlerinin hızlandırılmasına doğrudan etkileri nedeniyle Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi'ne (NCTS) hakkında paydaşlarımızı bilgilendirmek istiyorum.


Ticaretin kolaylaştırılması refahı artırıyor...
 

Gümrük işlemlerinin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için kritik öneme sahiptir. Dünya Bankası Lojistik Performans İndeksi ve Doing Business raporları, Dünya Ekonomik Forumu'nun Küresel Ticareti Kolaylaştırma Raporu ve daha birçok çalışma bu tespiti teyit eder niteliktedir.


Ancak gümrük işlemlerinin hızlandırılması ve basitleştirilmesi sanıldığı kadar kolay gerçekleştirilememektedir. Bunun önünde en büyük engel, aslında dış ticaret işlemlerinin içinde yer alan taraf ve belge sayısıdır. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) 2006 yılında yaptığı bir çalışmaya göre bir ticari işlem 30'a kadar taraf, 40'a kadar belge, 200'e kadar farklı veri ile tüm bilgi ve belgelerin %60-70'inin en az bir kez teyidini gerektiren bir süreç gerektirebilmektedir.


Bu kadar farklı bilgi, belge ile çalışan sistemler, ticaret erbabına işlem ve zaman maliyeti olarak dönmekte, büyük oranda son kullanıcıya yansıtılan maliyetler her hâlükârda ülke zenginliğini ve refahını olumsuz yönde etkilemektedir. Örneğin; Dünya Bankası'nın 2010 tarihli Lojistik Performans Index Raporu'na göre, küresel seviyede ticareti kolaylaştırma kapasitesini yarı yarıya artırmak, dünya toplam ticaretinde %9.7 oranında bir büyümeye yani 377 milyar dolarlık bir artışa karşılık gelmektedir. Aynı çalışmaya göre sadece gümrük işlemlerindeki yarı oranda bir hız artırımının dünya çapında 33 milyar dolarlık bir büyümeyi doğuracağı tahmin edilmiştir.
 

Bu rakamların büyüklüğü aslında dünyada üretim alanındaki yeni trendler ile de doğrudan ilgilidir. Örneğin Just-in-Time (tam zamanında) üretim ve düşük envanter tutma hedeflerinden dolayı; günümüzde uluslararası ticaretin 3'de biri, üretimi tamamlanmamış eşyadan veya eşya bileşenlerinden oluşmaktadır. Bu tür ara ürünler sevkıyat noktalarında doğrudan üretim için kullanılmakta, dolayısıyla da bu tür eşyanın sınırları hızlı bir şekilde geçebilmesi küresel manada gerçekleştirilen ticaretin 3'te birini doğrudan etkilemektedir.
 

Öte yandan gümrük idarelerine gelecek için biçilen roller, ticaretin kolaylaştırılması alanında gümrük idarelerinin fonksiyonunun daha da artacağını göstermektedir. Kısaca geçmişe doğru bir göz atmanın, küresel manada gümrük idarelerinin geçirdiği dönüşümü daha net ortaya çıkaracağını düşünüyorum:
1980'lere baktığımızda, gümrük idarelerinin bir gelir toplama ve muhafaza birimi olarak görüldüğünü ve gümrük idarelerinden her gümrük işlemini ve her sevkiyatı kontrol etmesinin beklendiği bir dönem görüyoruz.
 

1990'lar, ticari işlemlerde bütünleşmelerin öne çıktığı, bu çerçevede gümrük ve gelir idarelerinin entegre hale geldiği yıllar olarak gözükmekte.
 

2000'lere geldiğimizde, gümrüklerin arz zinciri güvenliğindeki rolünün giderek arttığı, sınır yönetiminde gümrüklere yeni roller verildiği, öte yandan gelişmiş ülkelerde kâğıtsız gümrük uygulamasının başladığı görülüyor.
 

Günümüz dünyasında; gümrüklerin küresel değişimlere hızlı bir şekilde adapte olabildiklerini, rekabetçilik ve büyüme alanlarında gümrüklerin itici güç olarak rol üstlendiğini, sınır yönetiminde ise yolcu ve kargo kimlik veri yönetiminde entegrasyonun gündeme geldiğini görüyoruz.
Peki gelecek nasıl şekillenecek? Dünya Bankası, Sınır Yönetiminin Modernizasyonu çalışmasında da yer verildiği üzere; 2020'li yıllar "sanal sınırların" kullanıldığı ve kurumlararası ortak çalışabilme anlayışının geliştiği (interoperability) yıllar olacaktır. Bu manada NCTS geleceğin dünyasında "Sanal Sınır" kavramının günümüze en önemli iz düşümlerinden biri olarak yerini alacaktır.
 

NCTS az önce belirttiğim çok taraflı ve çok belgeli uluslararası ticaret süreçlerinde eşyanın transitini çok daha basit, masrafsız ve hızlı bir şekilde gerçekleştirerek maliyetleri düşürme ve ülkelerin büyümelerine doğrudan katkı verme fikri altyapısı üzerine inşa edilmiştir.

Sanal sınırlar


Bu noktada sanal sınır kavramı üzerinde kısaca durmak istiyorum. Sanal sınır, eşya hareket etmeden önce eşyaya, eşya sahibine ve taşıyıcısına ait tüm bilgilerin önceden alınarak, değerlendirmeye tabi tutulması, bir anlamda gümrük işlemlerine eşya henüz yola çıkmışken başlanılması demektir.


Bir işlemin başlatılmasından bitirilmesine kadar sürece tümcü (holistik) bir bakışla yaklaşıldığı, tüm aktörlerin entegre ve birbirlerine bağlı olarak hareket ettiği bir süreçten bahsediyoruz.
Sanal sınır kavramı arz zincirlerinin sağlıklı şekilde yürütülmesi için de bir çıkış yoludur. Bu denli artan ve katlanan ticari hareketliliği, arz ve tedarik zinciri üzerinde herhangi bir noktada darboğaza (bottleneck) meydan vermeden yürütmek, dış ticaretin tüm paydaşları için kritik bir öneme sahiptir. Zira bir zincir ancak en zayıf halkası kadar güçlüdür.


Arz ve tedarik süreci üzerinde eşya hareketinin aksadığı-beklediği nokta, diğer tüm noktaların mükemmel şekilde işlemesi halinde bile, süreç için en temel belirleyici olmaktadır. Gümrük idareleri tüm dünyada arz zinciri üzerinde, yapıları itibariyle darboğaz olma ihtimali en yüksek noktalardır. Zira bir ülkeye yüzlerce farklı noktadan eşya sevk edilebilirken, eşyaların yurda giriş noktaları son derece sınırlı olabilmektedir.
 

Gümrük idarelerinin bu durumu, zincir üzerindeki tüm aktörler ile iletişim, uyum ve eşgüdüm halinde olmasını gerektirmektedir. Bu aktörler günümüzde farklı ülkelerin kamu idareleri ve farklı ülkelerde iş yapan tacirler olarak ortaya çıkmaktadır. Sürecin tümünde bir iyileştirme, ancak çok taraflı bir diyalog ve iletişim ile mümkündür.
 

Geleneksel manada gümrük idarelerinin rolü eşya ülke sınırlarına geldiğinde başlamakta, eşya ülke sınırlarına gelmeden önce gümrük idaresinin ne eşya ne taşıyıcı hakkında hiçbir bilgisi bulunmamaktadır. Örneğin bir ithalat (serbest dolaşıma giriş) işlemi için, eşyanın gümrük idaresine fiziki olarak gelmesini müteakip eşya beyan edilmekte, gümrük idareleri beyanın eşya ile uyumlu olup olmadığını kontrol etmekte, gerekli yükümlülükler yerine getirildikten sonra da eşya serbest bırakılmaktadır.


Ülkemizin son on yılda 5 katına çıkan ve önümüzdeki 10 yıllık süreçte de en az 3 katına çıkmasını hedeflediğimiz dış ticaret hacmini bu klasik yöntemlerle yürütmeye kalktığımızda, az önce bahsettiğim darboğazlardan kaçınmak elbette mümkün olmayacaktır.
Çözüm, ülkelerin mevcut sınırlarının dışına sanal sınırlar çizerek bu sanal sınırlarda, gerçek sınırlarda yapacakları kontrollerin bir kısmını gerçekleştirmesi ile mümkündür. İşte NCTS bunu mümkün kılan bir sistem olarak tasarlanmış ve geliştirilmiştir.

Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi (NCTS)


"Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi" (NCTS) nin temelleri aslında 1987 yılında AB ve EFTA üyesi ülkeler arasında imzalanan Ortak Transit Sözleşmesi ile atılmıştır. 2005 yılından itibaren NCTS'in fiilen kullanıldığını görüyoruz. Ülkemizde ise 24 Ağustos 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Ortak Transit Yönetmeliği ile yasal zemini düzenledik ve
Ortak Transit Rejimi'nin Türkiye Gümrük Bölgesi içerisinde iki gümrük idaresi arasında uygulanmasına ilişkin altyapıyı oluşturduk.
 

Ülkemizde 16 Kasım 2011 tarihinden itibaren, transit işlemlerinde NCTS kullanılmak suretiyle pilot olarak Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü bağlantısı gümrük idarelerinde başlattığımız uygulamayı, 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle tüm gümrük idarelerine yaymış bulunuyoruz.
AB ve EFTA üyesi ülkeler ile Ortak Transit Sözleşmesi'ne 1 Temmuz 2012 tarihinde taraf olarak, bu ülkelere yönelik transit işlemlerinde taşımacılarımıza maliyet ve hız alanlarında önemli avantajlar sağlamayı hedefliyoruz.

Taşımacılarımız belge maliyeti olmaksızın ve alternatiflerine göre çok daha düşük maliyetle teminat kullanarak transit işlemi gerçekleştirebilecekler.
Ortak Transit Sözleşmesi'ne taraf olmamız henüz tam üye olmadan ülkemizi transit işlemleri açısından AB üyesi bir ülke gibi işlem yapabilecek konuma getirecektir. Yeni sistemde sınır kapılarında yaşanan yoğunluğu düşürerek, beklemeleri azaltacak, sınır geçişlerini hızlandıracak ve darboğazların önüne geçmiş olacağız. Ayrıca taşımacılarımız elektronik beyanı her aşamasında izleyip taşımanın gerçekleşip gerçekleşmediğini, teminatının serbest kalıp kalmadığını takip edebilecekler.

Tek beyanname ile dolaşım


Bu bağlamda, sistemin nasıl işleyeceğine yönelik bir örnek vermek gerekirse, Türkiye'den bir AB ülkesine yapılacak karayolu taşımasında Ankara Lojistik Üssü'ndeki gümrük idaremizden açılacak bir transit beyannamesiyle Hamburg ya da Londra'ya kadar eşya tek bir beyan ile taşınacaktır. Aynı şekilde, Rotterdam'da açılacak bir transit beyannamesi de başkaca bir işleme gerek olmaksızın Konya'daki gümrüğümüzde sonlandırılacaktır.


Yine belirleyeceğimiz güvenilirlik kriterlerini sağlayan taşımacılarımızı, kapsamlı teminat, teminattan vazgeçme, izinli alıcı ve izinli gönderici gibi uygulamalardan faydalandırmayı planlıyoruz. İzinli Gönderici ve İzinli Alıcı gibi uygulamalar ile ticaret erbabının gümrük idaresine fiilen eşyayı sunma zorunluluğu ortadan kalkacağı için eşyanın üretim bandına girişi veya ihracı çok daha hızlı olacaktır.


NCTS transit süreçlerinin izlenebilirliğini de önemli oranda artıracaktır. Örneğin, Berlin'den Ankara'ya gerçekleştirilecek bir ortak transit işleminde araç ve eşya Berlin gümrüğünden yola çıktığı anda beyanname bilgileri ülkemize giriş yapacağı Kapıkule ve Ankara'daki varış gümrüğünde görülebilecektir. Yani Berlin'den gönderilen bir eşya için, aslında Berlin'de bir sanal sınır çiziyor ve böylece eşya için yapılması gerekli risk analizleri ve kontrolleri daha araç ve eşya ülkemiz topraklarına gelmeden etkin bir şekilde yapabiliyoruz.

TIR karnesi başına 106 euro tasarruf


Ortak transit işleminin her adımını sistem üzerinde izleyebildiğimizden; gümrük idarelerimizin rejimin güvenliğini sağlama ve kaçakçılıkla mücadelede kapasitelerini artırıyoruz, doğabilecek gümrük vergilerinin tamamı teminat altına alınarak taşındığından kamu alacağı da güvence altına almış olunuyor. Böylece gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması ile güven arasındaki dengeyi sağlamış oluyoruz.
 

Maliyetler konusunda birkaç somut örnek vererek NCTS'in maliyet tasarrufu boyutuna vurgu yapmak istiyorum: Türkiye'den AB'ye ihraç yükü taşıyan ve dönüşte de ithal yükü getiren bir araç düşünelim. Araç Bulgaristan güzergâhını kullanarak AB'ye giriş ve aynı güzergahtan geri dönüşünde 4 yapraklı TIR karnesi kullandığında yüklendiği toplam maliyet ortalama 136 euro, T1 beyannamesi kullandığında yüklendiği toplam maliyet ise ortalama 56 euro olmaktadır.
Türkiye'nin Ortak Transit Sözleşmesi'ne 1 Temmuz 2012'de taraf olması sonrasında taşımacımızın TIR karnesi yerine kullanacağı T1 beyannamesi ile katlanacağı maliyet ortalama 30 euro olacaktır. Bu her TIR karnesi başına 106 euroluk bir maliyet tasarrufu demektir.
AB ile yapılan taşımacılıkta kullanılan yıllık yaklaşık 500 bin TIR Karnesi dikkate alındığında, ülkemizin Ortak Transit Sözleşmesi'ne taraf olması sonrasında AB'ye TIR Karnesi kapsamında yapılan taşımacılığın %50'sinin T1 ile yapılması halinde sektöre yıllık 53 milyon euro dolayında bir tasarruf sağlanacaktır. Transit beyannamelerinin % 25'inin AB'ye yapılan taşımalarda kullanıldığını varsayarsak yaklaşık bu alanda da yıllık yaklaşık 10 milyon euro dolayında bir maliyet tasarrufu sağlanmış olacaktır.


Ayrıca, eski sistemde kullanılan transit beyannamesinin maliyetinin yaklaşık 2.5 TL olduğu dikkate alındığında yıllık 1.5 milyon transit beyanının elektronik ortamda verilecek olması nedeniyle de 4 milyon TL'lık belge maliyeti tasarruf edilecektir. Böylece toplamda sektöre yıllık 65 milyon euro'nun üzerinde bir tasarruf sağlanmış olacaktır.

2 güne kadar zaman tasarrufu sefer sayısını yüzde 20 artıracak


Aslında NCTS'in en önemli tasarruf ayağı "zaman maliyeti" alanında olacaktır. Hâlihazırda AB'ye yönelik taşımalarda bir gidiş dönüş ortalama 12 günde gerçekleşmektedir. Bu sürenin yaklaşık 2 günü ülkemizde yükleme, ihracat işlemlerinin tamamlanması ve gümrükte aracın mühürlenerek çıkış yapması için geçmektedir. Ülkemizde izinli gönderici uygulamasının hayata geçmesi ile birlikte taşımacı eşyayı gümrük idaresine hiç uğramaksızın izinli göndericinin tesislerinde yükleyerek taşımayı başlatabileceğinden 2 güne kadar zaman tasarrufu sağlayacaktır.
Bu şekilde AB'ye yılda 30 kez gidiş/dönüş yapan bir çekici aynı sürede artık 36 kez gidiş/dönüş yapabilecektir. Kısaca, taşımacılarımız sefer sayısını %20 artırmanın yanı sıra çekicinin kendini amorti etme süresi en az %15 kısalacak ve taşıyıcı firmalar çekici filoları için daha az yatırım maliyetine katlanacaktır.


Kara sınır gümrük idarelerinde sınır geçişleri hızlanması, bekleme süresi ve kuyrukların azalması sonucunda, özellikle soğutucu tertibatına sahip araçların bekleme yaptıkları süre boyunca söz konusu tertibatı çalıştırmak için yakıt tüketmeye devam ettikleri dikkate alındığında, araçların harcayacağı fazla yakıttan da tasarruf edilmesi mümkün olacaktır.
 

Görüldüğü gibi sistem, taşımacılık zincirlerinin başlangıç ve bitiş noktaları arasında kurulan bağ sayesinde, gümrük idarelerimize eşya henüz yola çıkmışken gerekli risk analizlerini yaparak riskli firmaları ayırma, diğer güvenli taşıyıcıları ise hızlı bir şekilde yurda sokma imkânı vermektedir. Sistem bürokrasiyi ve gerek teminat ve belgelerden doğan, gerek de beklemelerden kaynaklanan maliyetleri minimuma indirmektedir.
 

NCTS sisteminin, sektörde yarattığı heyecan ve aldığımız olumlu tepkilerden, projenin vizyonumuz ile örtüşen ve ülkemizde dış ticareti kolaylaştıran önemli bir adım olduğunu değerlendiriyoruz. Umuyorum ki, önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz başta Tek Pencere Sistemi ve Yerinde Gümrükleme olmak üzere geleceği yakalayan diğer projelerimiz ile hedefimize bir adım daha yaklaşacak, ülkemizi ticaretin ve özellikle de gümrük işlemlerinin en kolay, en hızlı ve en güvenli yapıldığı ülkelerden biri haline getirmiş olacağız.