Yeniden eş genel başkan seçildiler

HDP'nin 2. Olağan Kongresi'nde yapılan oylamada Demirtaş ve Yüksekdağ yeniden eş genel başkanlığa seçildiler.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HDP 2. Olağan Kongresi'nde Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ yeniden eş genel başkanlığa seçildi.

HDP 2. Olağan Kongresi'nde Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, yeniden eş genel başkanlığa seçildi.

Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda yapılan kongrede bin 49 delegeden 626'sı oy kullandı. Tek liste halinde gidilen seçimlerde Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, 624 oyla yeniden HDP eş genel başkanlığına seçildi. Kullanılan oyların 2'si ise geçersiz sayıldı. 

PM listesinde önemli değişiklikler

HDP 2. Olağan Kongresi'nde delegelerin oylarıyla belirlenen 100 kişilik Parti Meclisi (PM) listesinde ise önemli değişiklikler yapıldı. Eski üyelerden 24 isim yerini korurken, 76 yeni isim PM'ye girdi. 

Buna göre, seçim hükümetinde yer alması için götürülen bakanlık teklifini kabul etmeyen eski İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, önceki PM'de olmasına karşın yeni listede kendisine yer bulamadı.

Aynı şekilde parti içi muhalif çıkışlarıyla bilinen Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da PM'ye giremedi. Eski PM'de yer alan birçok isim yeni listeye giremezken, bir önceki dönemde milletvekili olan Mülkiye Birtane ve Aysel Tuğluk yeni PM üyesi seçildi. 7 Haziran'da milletvekili seçilen ancak 1 Kasım'da parlamentoya giremeyen Rıdvan Turan ve Yurdusev Özsökmenler Parti Meclisi'nde yer aldı. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nun, terör örgütü PKK'nın mali kaynaklarına yönelik operasyonunda tutuklanan Zeki Çelik asıl listeden PM yedek listesine çekildi. 

Parti Meclisi önümüzdeki günlerde ilk toplantısını yaparak görev dağılımını gerçekleştirecek.

Demirtaş: Türkiye'nin felaketi hepimizin felaketi olur

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne tanınan yetkilerin bir kısmını yerel parlamentolara verelim diyoruz" dedi. 

Sıkıntılı bir ortamda kongrelerini topladıklarını dile getiren Demirtaş, HDP'nin barış konusunda Türkiye'de en fazla çaba sarf eden parti olduğunu ileri sürdü. Demirtaş, "Yeterli olmadığı anlaşılıyor. Yaşamın doğal akışında silah, çatışma, şiddet olağanüstü bir durumdur. Durumu olağana dönüştürebilecek imkanları ve olanakları yeniden yaratmak HDP'nin misyonuna denk düşen bir görevdir" diye konuştu. 

"Bu kadar çoğulcu bir yapıyı nasıl yöneteceğiz. Tek parti ile mi yoksa yerinden yönetime, özerkliğe, öz yönetime geçerek mi ülkeyi yönetmek daha doğrudur" diye soran Demirtaş, dönemin ana tartışmalarından birisinin de bu olduğunu savundu. 

Toplumun bölünmesini engelleyecek bir demokratik model sunduklarını iddia eden Demirtaş, "Türkiye Büyük Millet Meclisine tanınan yetkilerin bir kısmını yerel parlamentolara verelim diyoruz. İl genel meclisi olur, bölge meclisi olur. Bunu biz icat etmiş de değiliz. Yeryüzünde kendini demokrasi olarak tanımlayan hiçbir devlette merkeziyetçi yönetim yoktur. Tamamında yerinden yönetim vardır" dedi.

"Türkiye'nin felaketi hepimizin felaketi olur"

Öz yönetim ve özerkliğin, barikat veya hendekle ilgisi olmadığını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu:

"Normal bir şey de değil. Bizim savunduğumuz sistemde her yerde hendek ve barikat olacak diye bir şey yok. Biz, barikat, hendek veya ona yönelen orantısız devlet şiddetini normal görmüyoruz. Biz, bu sorunun ortaya çıkmasına yol açan ana soruna bakmamız gerektiğini söylüyoruz. Onu anlarsak diyalog ve müzakere ile bunları çözmek çok kolaydır. Hükümet ise bu mevcut durumu ortadan kaldırmak için 'Ev ev temizlik yapacağım' diyor. Mevcut durumun kamu güvenliğini tehdit ettiğini düşünüyorsanız gelin o zaman diyalog ve müzakere kanalını konuşalım. Türkiye bizim ortak vatanımız. Türkiye'nin felaketi hepimizin felaketi olur. Bu felakete sürüklenmeyi durduracak biricik şey demokrasimizi güçlendirmektir."

"Barış adına uzlaşma arayacağız"

Türkiye'nin önünde yeni anayasa gibi önemli bir fırsat olduğunu dile getiren Demirtaş, kendilerinin de Meclis'te kurulacak komisyonda olacaklarını bildirdi. Demirtaş, AK Parti'nin yeni anayasa anlayışıyla kendilerinin anlayışı arasında taban tabana fark olduğunu söyleyerek, "Biz, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda barış adına uzlaşma arayacağız" diye konuştu.

Yüksekdağ: Türkiye halklarına dayatılan yönetim biçimi bir yazgı değildir

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Türkiye halklarına dayatılan yönetim biçimi bir yazgı değildir, kader değildir. Bizler değişimin gücüne inananlar olarak Türkiye'nin ve Türkiye halklarının bu despotik rejime bir tutsak haline getirilmemesi için mücadele ediyoruz" dedi. Yüksekdağ, şöyle konuştu:

"Bizler değişime inandık. Türkiye'de yıllar boyunca, yüzyıllar boyunca oluşturulan çizginin bir yazgı olmadığını, bir kader olmadığını anlattık. Türkiye halklarına dayatılan yönetim biçimi bir yazgı değildir, kader değildir. Bizler değişimin gücüne inananlar olarak Türkiye'nin ve Türkiye halklarının bu despotik rejime bir tutsak haline getirilmemesi için mücadele ediyoruz.

HDP olarak Türkiye siyasetinin etrafındaki bu parmaklıkları kırdıklarını ve siyasi alanın bir hapishane haline getirilmesine karşı çıktıklarını belirten Yüksekdağ, siyasetteki demokrasi ve özgürleşme enerjisini açığa çıkardıklarını, 7 Haziran'da da bunu gösterdiklerini ifade etti. 

Ülkeyi yıkıcı bir siyasi rejimin yönettiğini savunan Yüksekdağ, "Bütün enerjilerini başkanlık modeli adı altında despotizmi yeniden inşa etmeye vakfetmiş durumdalar" ifadesini kullandı. Figen Yüksekdağ, şöyle devam etti:

"Barış istemek suç, barış istediğini söyleyen akademisyenler suçlu, çocuklar ölmesin diyen kadınlar terörist, bu siyasi iktidarın gözünde geleceğini isteyen gençler imha edilmesi gereken, ortadan kaldırılması gereken varlıklardır. Bu siyasi iktidarın nezdinde söz söylemek, konuşmak adeta zül sayılıyor. Bütün diyalog kanallarının kapatıldığı, konuşma, söz ve diyaloğun zemini, merkezi olan parlamentonun işlevsiz hale getirildiği, bir saray vesayeti ve tahakkümü altına alındığı bir siyasal rejimden bahsediyoruz."

Türkiye toplumunun önünü açacak yeni bir rejimin yoluna baktıklarına işaret eden Yüksekdağ, şunları kaydetti:

"Türkiye'de bir demokratik cumhuriyet anlayışına dayanan yeni demokratik bir modelin kurulması ve inşa edilmesi, savaşa, ölüme, kana ve istikrarsızlığa boğulmuş bütün Ortadoğu ve Mezopotamya toprakları üzerinde en demokratik ve güzel model olacaktır.''

Kongreye, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve bazı siyasi parti temsilcileri, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) eski Parlamento Başkanı Yusuf Muhammet ve çok sayıda yabancı misyon temsilcisi katıldı.