Yeşil'le hala görüşüyorum

Emekli albay Arif Doğan, "JİTEM'in kurucusu benim. Bilgim dahilinde ve bilgim dışında illegal hiçbir faaliyetleri yok" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL- İkinci "Ergekeon" davasının tutuksuz sanıklarından emekli albay Arif Doğan, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım ile hala görüştüğünü söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan Doğan, 1990 yılında, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı görevini Veli Küçük'e devrettiğini ifade etti. Doğan, hakim Hasan Hüseyin Özese'nin, "Küçük'ün JİTEM'den haberi olmadı mı?" sorusuna, "Hayır kimsenin haberi olmadı. Kurduğum JİTEM'den kimseye bahsetmedim. Eşim bile bilmiyordu. Kimseye bahsetmedim" dedi.

Hakim Özese'nin, "JİTEM üyelerine bir kimlik kartı verilip verilmediği" sorusuna, elektrik hatlarını yapan Türkiye Elektrik Kurumu ve köylere sağlık taramalarına giden sağlık görevlileri gibi kurumların tanıtım kartlarının JİTEM'de çalışan kişilere deşifre olmamaları için verildiğini kaydeden Doğan, "Deponuzda yapılan aramada boş kimlik kartları istediğinize dair bir belge çıktı" demesi üzerine de şu yanıtı verdi:

"İtirafçı yasası çıktıktan sonra biz Nüfus İşleri Genel Müdürlüğünden, bu kimlik kartlarını alıyorduk. İtirafçıların esas kimlikleri deşifre olmasın diye de onlara farklı isimlerle nüfustan onaylı kimlik kartları çıkarırdık. Kadın ve erkeklere ait kimlik kartları istendiği zaman veriliyordu bizlere."

Terör örgütünün eylemlerine devam etmesine rağmen JİTEM'in neden 1990 yılında dondurulduğu sorulan Doğan, JİTEM'in çok başarılı çalıştığı ve büyük darbeler vurduğu örgütün propagandası nedeniyle dondurulduğunu iddia etti.

Tutuksuz sanık emekli Albay Arif Doğan, Özese'nin, "JİTEM'in yasa dışı faaliyetleri oldu mu?" sorusuna, "JİTEM'in kurucusu benim. Bilgim dahilinde ve bilgim dışında illegal hiçbir faaliyetleri yoktur. Biz örgütle çarpışmaya gitmişiz. Evinde oturan insanlarla işimiz olmaz" şeklinde cevap verdi.

Diyarbakır'da dönemin devlet güvenlik mahkemesi tarafından 3 kişinin öldürülmesi nedeniyle açılan bir dava nedeniyle ifade verdiğini anlatarak, o dönemlerde çok deşifre olduğunu ve örgütün bir numaralı hedefi haline geliğini kaydetti.

Şu anda da halen örgütün hedefi olduğunu dile getiren Doğan, "Eşimi ve çocuklarımı çok seviyorum, ama halen yanlarında olamıyorum. Kendime ceza verdim ve onlardan ayrı oturuyorum. 3 koruma ile bakımımı üslenen bir görevli var sadece, başka da kimse yok" dedi.

Doğan, 1990 yılında tayini çıktıktan sonra doğuda operasyon yapmadığına göre, JİTEM'in faaliyetlerinin kendisiyle birlikte tamamlandığını belirterek, "Ancak JİTEM kendi üyelerini aynı kod adlarıyla yenileyerek hala varlığını sürdürüyor. Yapılan yenilemeler hala bana bir şekilde ulaşıyor" diye konuştu.

Bunun üzerine araya giren hakim Özese, "Siz '1990 yılında donduruldu' diyorsunuz. Şimdi de 'Varlığını halen sürdürüyor' diyorsun. Bu nasıl oluyor?" diye sordu.

Doğan da "Bana yenilenen liste canlı posta aracılığıyla gelir. JİTEM'e girenler 22-30 yaş arasından seçilir ve sicillerine fiziklerine bakılarak alınırlar. 5 arşiv sorumlusu vardır. Onlar bile birbirlerini tanımazlar. Benim alt birimlerim hala kendi kendini yeniliyor" dedi.

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün araya girerek, "Elinde yetki belgesi olan insanlar, bu dediklerinizi araştırabilir. Bu insanları, Türkiye çapında neye istinaden seçiyordunuz? Vatan için mücadele de belli kurallar çerçevesinde olur. Sizin anlattıklarınıza göre nasıl olabilir?" demesi üzerine Doğan, "Ben yapıyorum, suçsa cezamı çekmeye razıyım.  Ben örgüt kurmak için yapmadım PKK'yla mücadele etmek için yapıyordum" cevabını verdi.

Arif Doğan, hakim Özese'nin, "Yetkililerin, JİTEM'den haberinin olmaması mümkün mü?" sorusuna da hiç kimsenin haberinin olmadığını, olmasını da gerekli görmediğini kaydetti.

Doğan, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım ile hala görüştüğünü ileri sürerek, "Ancak bana nasıl olduğunu sormayın, söylemem. Tunceli-Muş-Bingöl bölgesindeyken, burayı çok iyi bilen, bu halkın dilinden konuşan istihbaratçıdan söz ediliyordu. Kendisine 'Yeşil' denilen bu kişiyle konuştum. Bana 'Hükümete çalışıyorum' dedi. Ben de ona 'Ben görev verdiğim zaman yapacaksın' dedim ve bunu kabul ederek bölgede kaldı. Bir iki defa görev verdim, 72 saat hiç uyumadan çalıştı" dedi.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir