Yüksek faiz yabancıya kazandırır

Yerli ve yabancı kurumların faiz kazançlarıBaret GÜRDEN - Ekonomist

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yüksek faiz ekonomiler için neden sakıncalıdır? Kimler için sakıncalıdır? Faizden hangi kurumlar etkilenir? Faizden kimler para kazanır?
Yüksek faizin ekonomiler için sakıncalı olduğundan sıkça bahsedilir, ancak, bu ifade ne ölçüde doğrudur? Yüksek faiz temalı daha ayrıntılı bir çalışmaya geçmeden önce nominal ve reel faiz kavramlarına açıklık getirmek son derece önemlidir. Reel faiz, nominal faizin enflasyondan arındırılmış şeklidir ve yatırımlarını Türk Lirası (TL, TP) olarak değerlendiren/tutan kurum veya bireyler için asıl önem teşkil eden ölçüt reel faizdir. Yatırımlarını TL olarak muhafaza eden kurum veya bireyler için enflasyon bir kayıp olarak nitelendirilir ve bu doğrultuda yapılan getiri hesaplarının enflasyondan arındırılması önem arz eder. Diğer yandan, Türkiye'ye değişen vadelerde menkul kıymet yatırımlarında bulunan yabancı yatırımcılar için, bunlar kurumsal veya bireysel yatırımcılar olabilir, reel faiz hiçbir ölçüt ifade etmez. Bu yatırımcılar, yatırım periyotları sonrasında birikimlerini yabancı para (YP) cinsine çevirdiklerinden, TL enflasyonuna maruz kalmazlar ve nihai getirileri YP olarak hesaplandığından TL enflasyonu bir kayıp olarak algılamazlar. Kısaca, Türkiye'de menkul kıymet yatırımında bulunan yabancı yatırımcılar için anlamlı olan getiri ölçütü nominal getiridir, bu durumda ise nominal faizdir.
Nominal ve reel değerler üzerine yapılan bu kısa istişareyi takiben, asıl sorumuz olan "faizden kim kazanır?" sorusunu tekrar gündeme getirmek faydalı olacaktır.
Yerel mevduat bankalarının yüksek faiz ortamında yüksek kar elde ettikleri sıkça dile getirilir, ancak bu kanı tamamen yanlıştır. Nominal veya reel faiz seviyeleri, esas bankacılık karı üzerinde etkili değildir. Bankalar mutlak olarak nominal veya reel faiz seviyesinden değil, net faiz marjı olarak da adlandırılan (Net Interest Margin, NIM), mevduat ve kredi faizi arasındaki farktan (spread) gelir elde ederler. Mevduat bankalarının kredi fonlamasını, bireysel ve kurumsal tabanlı mevduat hesapları ile yaptığı varsayımı altında, kredi faizi, her zaman, mevduat faizinin NIM kadar üzerinde olacaktır ve NIM değişmedikçe (NIM'in %4 seviyesinde sabit olduğu bilinmektedir) bankaların esas faaliyet karı değişmeyecektir. Genel kanının aksine, kredi faizlerindeki aşağı yönlü hareket, kredi talebini ve dolayısıyla kredi hacmini arttırdığından, esas bankacılık karında yukarı yönlü bir ivmelenme ortaya çıkaracaktır.
Öte yandan, esas bankacılık faaliyetleri haricinde, menkul kıymet işlemleri dolayısıyla yüksek miktarda DİBS (Devlet İç Borçlanma Senedi) taşıyan bankaların düşük faiz ortamını tercih edecekleri de bir başka gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Şayet, DİBS benzeri menkul kıymetlerin fiyatları faiz ile ters orantılıdır. Esas faaliyet işlemlerinde olduğu gibi, menkul kıymet işlemlerinde de faiz oranlarındaki gerileme bankalar için kar artırıcı bir etmendir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında, bankaların yüksek faiz ortamında zarara uğradığı, buna karşılık düşük faiz ortamından olumlu şekilde etkilendiği sonucu çıkarmak yanlış olmayacaktır.
Portföy yatırımlarını Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde değerlendiren yabancı birey veya kurumlar için ise durum hayli farklıdır. Bu kurumlar, TP cinsinden gerçekleştirdikleri yatırımları, yatırım periyodu sonrasında YP cinsine çevirdiklerinden, TL enflasyonun erozyon etkisine maruz kalmazlar. Dolayısıyla, yabancı yatırımcılar için yatırım dönemi içerisinde asıl önem teşkil eden unsur nominal getiriler ve TP'nin YP'ye çevrilmesi sırasında herhangi bir kayba ehemmiyet vermeyecek istikrarlı kurdur.
Son 5 yıl içerisinde gözlenen ciddi düşüş trendine rağmen Türk nominal faizleri, halen, gelişmiş ülkelerin hayli üzerinde seyretmektedir. Haziran 2013 itibarıyla Türkiye 10 yıllık DİBS faiz getirisi %8,66 iken bu oran 10 yıllık ABD tahvillerinde %2.55, Alman tahvillerinde ise %1.76 seviyesindedir. İstikrarlı kur ortamında yatırımlarını Türkiye'ye yönlendiren kurumlar, ülkelerinde elde edecekleri faiz kazancının yaklaşık 4.5 katını Türkiye'de elde edebilmektedirler. Yabancı yatırımcıların görece faiz kazançlarının 4,5 kata çıkartabildikleri bu makro ortamda, "yüksek faizden kim kazanır?" sorusunu cevaplamak pek de zor olmayacaktır.

Bu konularda ilginizi çekebilir