Yüksekdağ: Kapımız sonuna kadar açık

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, İmralı heyetinin Öcalan ile görüşmek için başvurusuna yanıt beklediğini söyledi. Koalisyon tartışmalarıyla ilgili ise, her partiyle görüşebileceklerini açıkladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin İl Eş Başkanları Toplantısı öncesinde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Koalisyon görüşmeleri kapsamında herhangi bir partiden talep gelip gelmediği sorulan Yüksekdağ, hiçbir partiden koalisyon için randevu talebi gelmediğini belirterek "Biz gelebilecek bütün önerileri, hükümet kurma, koalisyon oluşturma eksenindeki bütün görüşmelere açığız. Bütün görüşmelere açık olacağız. Türkiye siyasetinde kriz yaratan değil kriz çözen pozisyon üstlendik. Doğabilecek krizlerin çözümü noktasında biz üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz" dedi.

'Görüşmeleri yapması gereken rolü gereği Sayın Cumhurbaşkanı değildir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmek için parti liderlerini davet edeceğine yönelik haberler sorulan Yüksekdağ, "Sayın Cumhurbaşkanının böyle bir çağrı yapmış olması bunu dile getirmiş olması aslında 7 Haziran seçim sonuçlarından kafi miktarda sonuç çıkarmadığını gösteriyor. 7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuç siyasette normalitenin sağlanması ve her bir temsiliyetin kendi rolüne dönmesi isteğiydi. Bu görüşmeleri yapması gereken rolü gereği Sayın Cumhurbaşkanı değildir. Görevlendireceği, seçimden birinci çıkan parti ve görevlendireceği kişi üzerinden bu görüşmeler yapılır. Cumhurbaşkanlığı makamı üzerinden doğrudan Meclis'e ve hükümetin kurulması sürecine böyle bir müdahalenin geliştirilmesi doğru ve yerinde olmaz. Meclis'te seçilmişler ve seçilmiş temsilciler üzerinden işlemesi ve işletilmesi gereken bir süreçtir yeni hükümetin kurulması süreci. Cumhurbaşkanı da doğal sorumluluğu gereği çeşitli krizlerle karşı karşıya kalındığında ön açıcı bir rol oynar. Hakem rolünü devreye koyar. Bu çağrının yerinde ve doğru bir çağrı olmadığını, esas olarak demokratik ve Meclis kanalından, seçilmişler kanalından mekanizmaların işletilmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

'Kapımız sonuna kadar açık'

Herhangi bir partiden görüşme talebi gelip gelmediği ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Yüzde 60'a görev düşer' sözlerini nasıl değerlendirdiği sorulan Yüksekdağ, "Bu zamana kadar bize herhangi bir siyasi partiden resmi bir randevu teklifi gelmedi. Biz bundan sonraki süreç bakımından gelebilecek bütün randevu taleplerine kapımızın açık olduğunu ifade ettik. Bundan sonraki süreçte de gelişebilecek bu tip müzakere süreçlerinde kapımız sonuna kadar açık. 7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuç esas sonuç, çoğulcu bir siyaset istemiştir seçmen kitlemiz. Kimsenin böyle bir süreçte kırmızı çizgilerinin, benim anlayışım, benim merkezim, benim çerçevem gibi dayatmalara girme hakkı ve lüksü yoktur. Bu dayatmalar ve bu sınırlar daha çok partimize dönük olarak karşımıza çıkarılmaktadır. Biz 7 Haziran seçim sonuçlarından bu sonuçları, bu söylemleri geliştirenlerin bir şey anlamadığının bir ifadesi olarak görüyoruz. 7 Haziran seçimleri itibariyle sınırlar aşılmıştır. Birtakım ön yargılar, yasaklar, o meşhur kırmızı çizgiler aşılmıştır. Türkiye toplumu çoğulculuğa uygun bir hükümet yapısı görmek istiyor. Biz gelebilecek bütün önerileri, hükümet kurma, koalisyon oluşturma eksenindeki bütün görüşmelere açığız. Bütün görüşmelere açık olacağız. Türkiye siyasetinde kriz yaratan değil kriz çözen pozisyon üstlendik. Doğabilecek krizlerin çözümü noktasında biz üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz" ifadelerini kullandı.

İmralı ve Kandil görüşmelerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sorulan Yüksekdağ, "İmralı ile görüşmek için heyetimiz başvuru yaptı. Henüz bu görüşmeye resmi ve somut bir yanıt alabilmiş değiliz. Ancak bu süreç içerisinde İmralı ile yapacağımız görüşme, sürecin ilerletilebilmesi bakımından, siyasetin daha stabil bir yoldan ilerletilebilmesi bakımından çok kritik bir yerde duruyor. Çözüm sürecinin devam etmesi ve devam ettirilmesi isteği 7 Haziran seçim sonuçlarının en temel başlıklarından birisidir. Bu seçimlerin arkasından sürecin kesintiye uğraması riskini beraberinde getirecek sorumsuz yaklaşımlar sergilenmesi seçmen iradesine karşı bir saygısızlıktır ve onu çiğnemektir. Biz o nedenle Sayın Öcalan ile görüşmenin önündeki bütün engellerin kaldırılmasının 7 Haziran seçim sonuçlarında çıkan demokratik iradeye saygının da bir gereği olarak görüyoruz. Eğer siyasi iktidar 7 Haziran seçim sonuçlarına söyledikleri gibi saygılılarsa derhal ve hızla görüşmenin önündeki engelleri kaldırmalılar" şeklinde konuştu.

'Çözüm ve İmralı görüşmeleri çerçevesinde görüşmeler olacak'

Yüksekdağ, "Kandil bu süreç içerisinde elbette değerlendirilmelerini ifade ediyor. Bizim şu an yakın vadede böyle bir planımız yok. Heyetimiz aracılığıyla biliyorsunuz çözüm ve müzakere sürecine bağlı olarak zaten bu trafik sürdürülüyor. Planlanmış bir ziyaretimiz, görüşme trafiğimiz yok. Çözüm ve İmralı görüşmeleri çerçevesinde yani rutin çerçevede görüşmeler olacaktır" dedi.

'IŞİD çetelerini destekleyen siyaset, 7 Haziran'da yenilmiştir'

Suriye sınırında yaşanan gelişmeler sorulan Yüksekdağ, "Aldığımız bilgi iki Cizre ve Kobani kantonlarının birleştirildiği yönünde ve oradaki IŞİD'ci çete güçlerinin tamamen temizlendiği yönünde bilgidir. Bu çok sevindirici bir gelişme elbette ki. Suriye'de yaşanan vahşetin durdurulması, Kobani'de yaşanan ve Cizre kantonunu da aynı zamanda diğer kantonları da tehdit eden bu vahşetin karşısında önemli bir mevzilenme, önemli bir kazanım elde edildi. Ne yazık ki Türkiye'deki siyasi iktidarın bütün bölge halklarının başına açtığı belayı ortadan kaldırmak ve temizlemek YPG güçlerine kalmış durumda. Bu çok tarihsel bir sorumluluk. PYD'nin sorumluluğu bütün bölge halklarına karşı çok önemli bir görevin üstlenilmesi anlamına geliyor. Orada IŞİD çeteleri karşısında kazanılan her başarı aynı zamanda Türkiye siyasetinin de demokratik bir biçimde önünün açılması demektir. Türkmenler çok ciddi tehdit altında, Kürt halkı zaten çok ciddi bir saldırı ve mücadele içerisinde tam bir kıyım siyaseti yaşanıyordu. Türkiye'deki siyasi iktidarın, AKP hükümetinin bu kıyımda, bu vahşette günahı çoktur. 7 Haziran seçim sonuçları da bu günahların kefaretidir. Kobani düştü düşecek, diyen IŞİD çetelerini destekleyen siyaset; 7 Haziran'da yenilmiştir" açıklamasında bulundu.