Yüzde 15 kredi artışı büyümeyi yavaşlatmaz

TCMB uyguladığı yeni politikaları son dönemde yayımladığı çalışmalarla detaylandırıyor. Son yapılan çalışma kredi-büyüme ilişkisine dair yeni değerlendirmeler içeriyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
İSTANBUL - Türkiye için orta vadede uygun kredi artışının yüzde 15 olduğunu hesaplayan Merkez Bankası ekonomistleri, son çalışmalarında bu büyümenin kamuoyundaki yaygın kanının aksine, 2013 yılı OVP'si ile örtüştüğünü ortaya koydu.
Merkez Bankası'nın kredilerde yüzde 15 büyüme oranının makul olduğunu açıklaması ile birlikte bir süreden beri bu oranının 2013 yılı için ekonomide beklenen toparlanma ile uyumlu olup olmadığı tartışılıyor. Kimi uzmanlar TCMB tarafından telaffuz edilen yüzde 15 kredi büyümesinin OVP'deki yüzde 4 öngörüsü ile çeliştiğini öne sürüyor. Geçtiğimiz yıl yüzde 16 kredi büyümesi ile GSYİH yüzde 2,5 civarında büyürken bu sene nasıl olacak da yüzde 15'lik kredi büyümesi ile ekonomide belirgin bir toparlanma gözlenecek sorusu gündeme getiriliyor. Kredi artışı ile iktisadi konjonktür arasındaki ilişkiyi inceleyen Merkez Bankası ekonomistleri yüzde 15 civarındaki bir kredi büyümesinin, yaygın kanının aksine, Orta Vadeli Program'daki iktisadi büyüme projeksiyonlarıyla büyük ölçüde uyumlu olduğunu hesaplıyor.
 
Merkez Bankası Baş Ekonomisti Dr. Hakan Kara ve ekonomist Tolga Tiryaki tarafından hazırlanan "Kredi ivmesi ve iktisadi konjonktür" adlı çalışmada, kredi artışı ile iktisadi büyüme arasındaki ilişkinin göründüğü kadar basit olmadığı mesajı verilirken, "2013 yılında TCMB tarafından referans olarakalınan yüzde 15 civarında bir kredi büyümesi kredi ivmesinde belirgin bir artış anlamına gelmekte ve iktisadi faaliyette bir önceki yıla göre hızlanma ima etmektedir. Bu şekilde bakıldığında, 2013 yılı için yüzde 15 civarında bir kredi büyümesi, kamuoyundaki yaygın kanının aksine, Orta Vadeli Program'daki iktisadi büyüme projeksiyonlarıyla büyük ölçüde uyumlu görünmektedir" ifadelerine yer verildi.
 
Bir önceki çalışma makul kredi artışını inceledi
 
Türkiye'de 2010 yılının sonlarından itibaren finansal istikrarı makro perspektiften gözeten bir politika çerçevesine geçişle birlikte krediler önemli bir politika değişkeni niteliğine kavuştu. Merkez Bankası da bu konuda son dönemde oldukça bilgilendirici notlar yayımlamaya başladı. Merkez Bankası Baş Ekonomisti Doç. Dr. Hakan Kara, ekonomistler Hande Küçük, Tolga Tiryaki ve Canan Yüksel'in yaptığı bir önceki çalışma Merkez Bankası tarafından net kredi kullanımının GSYİH'ya oranının yüzde 7,5 civarında sabit seyrettiği bir varsayımın makul olacağını ortaya koymuştu. Bu da 2013 yılı için yüzde 15'lik kredi artış oranına tekabül ediyordu. Önceki çalışmalarında "Türkiye için bu noktadan sonra makul kredi büyüme oranı nedir?" sorusuna yanıt arayan TCMB ekonomistleri, net kredi kullanımı / GSYİH oranının yüzde 7,5 düzeyinde istikrarlı seyretmesi için önümüzdeki yıllarda kredi büyüme hızının kademeli olarak azalması gerektiği üzerinde durmuştu. Net kredi kullanımı/GSYİH oranının yüzde 7,5'lik düzeyi koruduğu takdirde 2032 yılına kadar kredilerin milli gelire oranının yüzde 78 düzeyine ulaşabileceği gösterilmişti. Bu rakamların katı hedeften ziyade orta vadede yol gösterici değerler olarak algılanması gerektiği ifade edilmişti. Merkez Bankası ekonomistleri bu defa kamuoyunda sıkça tartışılan yüzde 15 kredi büyümesinin ima ettiği ekonomik büyüme konusuna açıklık getirmeyi amaçlıyor. Kredilerin yıllık artış oranında bir önceki yıla göre yükseliş öngörülmemesine rağmen Orta Vadeli Program'da (OVP) ekonomik büyüme oranında artış beklendiğine dikkat çeken Kara ve Tiryaki bu durumun bir çelişkiye işaret etmediğini basit bir şekilde gösteriyor. Bu amaç doğrultusunda öncelikle "kredi ivmesi" kavramı tanıtılarak bunun krediler ile ilişkisi irdeleniyor.
Yazarlar çalışmanın sonuçlarını şu şekilde özetliyor:
"TCMB önümüzdeki dönemde kredilerde yüzde 15 büyüme oranının makul ve sağlıklı olacağını dile getirmiştir. Ne var ki, bu oranının 2013 yılı için ekonomide beklenen toparlanma ile uyumlu olup olmadığı konusu kamuoyunda sıklıkla sorgulanmaktadır. Bunun sebebi, krediler ile GSYİH büyümesi arasındaki ilişkinin sadece kredi büyüme oranları üzerinden düşünülmesidir. Ancak, çalışmada da gösterildiği gibi, bazı dönemlerde salt kredi büyüme oranlarına bakarak kredilerin büyümeye katkısını değerlendirmek yanıltıcı olabilmektedir.
 
Özellikle (2011-2012 yılları gibi) kredilerin büyüme hızında önemli değişimler gözlenen dönemlerin ardından, iktisadi büyüme açısından kredi ivmesi (net kredi kullanımındaki değişim) yüksek bilgi değeri taşıyabilmektedir. Toplam kredilerin büyüme oranında bir önceki yıla kıyasla belirgin bir değişim olmadığı bir senaryo altında dahi, net kredi kullanımındaki değişim (kredi ivmesi) arttığı için,  2013 yılında kredilerin büyümeye verdiği destek artmaktadır".
Son dönemde özellikle konut kredileri ve kredi kartlarında hızlanma gözleniyor. Toplam krediler TCMB'nin dile getirdiği yüzde 15'lik orandan daha hızlı artıyor.  Bankacıların 2013 için kredi büyüme hedefleri de yüzde 15'in belirgin olarak üzerinde. TCMB iktisatçılarının hesabı, bu şekilde giderse 2013 yılında yüzde 4'ün üzerinde bir GSYİH büyümesinin görülebileceğine işaret ediyor.
 
Merkez yurtdışındaki gelişmelerin etkisini azaltma odaklı politikaya geçiyor
 
Merkez Bankası dün banka ekonomistleri ve bankacılara yaptığı sunumda "Daha sıkı likidite politikası sermaye girişlerindeki yavaşlama ile birlikte kredi büyümesini azaltacak" mesajını verdi. Ekonomistlere göre ise TCMB yüksek sermaye girişlerini önlemeye odaklı politikasından global piyasalarda daha kötü bir senaryo olasılığına da hazır bir politikaya geçiyor.
 
Küresel görünümde olası bir bozulma anında TCMB'nin  büyümenin de daha az etkilenmesini istediğine dikkat çeken ekonomistler, TCMB'nin bu nedenle üst bandı 100 baz puan indirerek, olası bir sınırlamanın etkisinin 2011 yılındaki kadar yüksek olmasını istemediğini gösterdi. Finansbank Başekonomisti İnan Demir, "Düşük faiz, sıkı makro ihtiyati tedbir' politikası, güçlü sermaye girişlerini önlemek için dizayn edilmişti;bunun yokluğu, bu politika çerçevesini de anlamsız kılacaktır. Bizim tahminimize göre; PPK kararları, muhtemelen Kıbrıs'taki gelişmelerin tetiklediği riskten kaçınma eğilimine bağlı olarak, küresel ekonomide ve sermaye akımlarının görünümünde gerçekleşecek bir kötüleşmeye hazırlık olarak görülebilir" dedi.
 
Ata Yatırım Başekonomisti Elif Gülay Girgin, "TCMB yurtdışındaki risk iştahındaki değişimin Türkiye ve özellikle büyüme üzerindeki etkilerini bertaraf eden bir politikaya gidiyor. Geçen ay TL üzerinde değerlenme baskılarını konuşurken bu toplantıda birden azalan sermaye girişleri konuşuluyor" diye konuştu. Girgin, küresel piyasalardaki gelişmeler yüzünden her iki yönlü ani hareketlere dikkat çekerek, "Bir anlamda TCMB büyümede yakalanmış hız korumayı amaçlıyor" dedi.
 
GİZEM ÖZTOK ALTINSAÇ - GARANTİ YATIRIM
 
[PAGE]
 
GİZEM ÖZTOK ALTINSAÇ - GARANTİ YATIRIM
 
Yüzde 4 büyüme hedefi ile yüzde 15 kredi artışı uyumlu
 
Garanti Yatırım Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç ise büyüme projeksiyonları yapılırken sadece kredi büyümesiyle olan tutarlılığına değil, kredi ivmesiyle uyumuna da bakılması gerektiğinin altını çizerek "Yapılan araştırmalar kredi artışında belirgin dalgalanmaların olduğu dönemlerin ardından, GSYH büyümesinin kredi stokundaki değişimden ziyade net kredi kullanımındaki değişim (kredi ivmesi) ile daha kuvvetli bir ilişkiye sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Yüzde 15 kredi artışının ima ettiği kredi ivmelenmesi ise % 4 GSYH büyüme oranıyla son derece uyumlu gözüküyor" değerlendirmesinde bulundu. Altınsaç, şöyle konuştu: "Merkez Bankası'nın bu yıl için % 15 kredi büyümesini referans alırken bunun % 4 büyüme ile ne kadar uyumlu olduğu sıkça sorulan bir soru. Genelde tartışmalar ‘Türkiye 2012'de % 16 kredi büyümesi sağlarken 2013'te de % 15 kredi büyümesi olacaksa nasıl % 4 büyür?' etrafında yoğunlaşıyor. Türkiye için bu yıl öngördüğümüz büyüme oranı % 4 olurken, bu büyüme oranıyla % 15 kredi büyümesinin tutarlı olduğunu düşünüyoruz. Toplam kredilerin büyüme oranında bir önceki yıla kıyasla belirgin bir değişim olmadığı bir senaryo altında dahi, net kredi kullanımındaki değişim (kredi ivmesi) arttığı için, 2013 yılında kredilerin büyümeye verdiği destek artmaktadır."
 
HALUK BÜRÜMCEKÇİ - BURGAN YATIRIM
 
Kredide artış oransal olarak düşük görünse de ivme yüksek
 
Burgan Yatırım Menkul Değerler Baş Ekonomisti ve Kıdemli Başkan Yardımcısı Haluk Bürümcekçi, kredi ivmesinin önceki yıla göre çok daha güçlü olduğunu ve büyüme beklentilerine destek verdiğini kaydederek şöyle dedi: "Küresel kriz sonrasında finans sisteminin kredi aktarım mekanizmasının öneminin anlaşılmasıyla üzerinde çok çalışılan bir konu olmuştur. Kredi stoku belli bir değere ulaştığında buradaki sınırlı değişimler yetersiz görünmeye başlarken, önemli olanın "net kredi kullanımındaki değişim" gibi bir akım veride gözlenen hareketlenme olduğu yaşanan örneklerle anlaşıldı. TCMB'nin çalışması da bu temel mantığın Türkiye'de son yılların verisine uygulanmasından ve aradaki daha güçlü ilişkinin altının çizilmesinden ibaret. Basit sayısal bir örnekle açıklarsak; toplam kredi hacmi geçen yıl %16 artmış ve 805.6 milyar TL'ye ulaştı. Bu yıl ise TCMB hedefi %15 artışla 926.5 milyar TL'yi aşmamasıdır. Artış oransal olarak bu yıl daha düşük görünse de "net kredi kullanımındaki değişim" bu yıl çok daha fazladır. 2012'de "net kredi kullanımı değişimi (ivme)" negatif olurken, yani 2011'deki 158 milyar artışa karşılık sadece 112 milyar TL artarken, bu yıl 2012'deki 112 milyar TL artışa karşılık yaklaşık 120 milyar TL artması planlanmaktadır. Kısacası, kredi ivmesi önceki yıla göre çok daha güçlüdür ve büyüme beklentilerine destek vermektedir diyebiliriz."