Zorunlu din dersine yürütmeyi durdurma

Antalya 3. İdare Mahkemesi, uygulamanın öğrenci lehine yürütmesini durdurdu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANTALYA - Antalya 3. İdare Mahkemesi, bir çiftin 5. sınıf öğrencisi kız çocuklarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle açtığı davada, uygulamanın öğrenci lehine yürütmesini durdurdu.

Antalya'da yaşayan M.A.D. ile D.D. çiftinin Muratpaşa ilçesindeki bir ilköğretim okulunun 5. sınıfında eğitim gören kız çocukları S.D'nin zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle açtıkları davada, Antalya 3. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Muratpaşa Kaymakamlığı aleyhine açılan davada Avukat Nusret Gürgöz, S.D'ye eğitim gördüğü ilköğretim okulunda ailesinin iradesine, dini inançlarına ve felsefi görüşlerine aykırı biçimde dinsel eğitim verildiğini, davalı idarenin işleminin hukuka aykırı olduğunu savundu.

Gürgöz, dava dilekçesinde, Anayasa'nın 24. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir" hükmü ile dördüncü fıkradaki, "Din ve ahlak eğitimi ve öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din öğretimi, ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlıdır" hükmünü hatırlattı.

Gürgöz, dilekçesinde, Milli Eğitim Temel Kanunu çerçevesinde laiklik ilkesinin esas olduğunu, Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi'nin de ilköğretim okulları, lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu dersler arasında yer aldığına işaret etti.

Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesi'nin 9. maddesine dilekçesinde yer veren ve Anayasa'nın bu çerçevede, "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir" kararına işaret eden Nusret Gürgöz, Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 1990 yılında aldığı kararla, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu Hristiyanlık ve Musevilik dinlerine mensup öğrencilerin zorunlu din dersine girmeleri zorunluğunun bulunmadığını bildirdi.

Gürgöz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de benzer istemle açılan bir davada Türkiye'yi kusurlu bulduğunu da anımsattı.

"İçsel çatışma ve sınıfta kalma riski"

Davacı çiftin çocuklarına bu dersten not verildiğini, öğrencinin içsel çatışma yaşayarak dersi algılamakta zorlandığını iddia eden Gürgöz, dilekçesinde, "Öğrencinin sınıfta kalma riski vardır. İşlem hukuka açıkça aykırıdır. Bu nedenle telafisi güç zararlar oluşmuştur" ifadesine yer verdi.

Gürgöz, davacı çiftin çocuklarına yönelik zorunlu din dersinin yürütmesinin durdurulmasını ve işlemin iptalini talep etti.

Mahkeme kararı

Zorunlu din dersinin yürütmesinin durdurulması istemine yönelik kararı veren Antalya 3. İdare Mahkemesi, gerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 24. maddesi, gerekse İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmesi'nin 9. madde hükümlerinin herkesin dini inancını ve özgürlüğünü koruduğunu ifade etti.

Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 9 Temmuz 1990 tarihli kararla, ilk ve orta öğretim okullarında İslam dini öğretimine yönelik okutulan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinden İslam dinine mensup olmayanların muaf tutulduğunu belirten mahkeme heyeti, "Herhangi bir dine mensup olmayan kişilerin velisi oldukları çocuklarının da bu muafiyet kapsamında değerlendirilmesinin ilgili yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin amacına uygun olacağı açıktır" görüşüne hükmetti.