Aile şirketlerinin yaşamasının yolu kurumsallaşma

Türkiye ekonomisinin yüzde 95’ini oluşturan aile şirketlerinin yüzde 60’ının ikinci nesle gelmeden yok olduğu açıklandı. Şirketlerin kuşaktan kuşağa yaşamasının yolunun şirket, ortaklar ve aile arasında kesin sınırlar çizen, kurumsallaşmış aile şirketine dönüşmekten geçtiği vurgulandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yıldız DOĞRUER YEMİŞ

Aile şirketlerinin yoğun olduğu şehirler arasında yer alan Konya’da Mevlana Kalkınma Ajansı ve Konya Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen “Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma” paneli DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

Panelde Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, TAİDER (Aile İşletmeleri Derneği) Başkanı Aydın Öğücü, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) Başkanı Ali Aydın Pandır, KARDE AŞ Yönetim Danışmanlığı Koordinatörü Dr. Murat Küçükbezirci ve Thales Bilişim Genel Müdürü Sedat Bal panelist olarak yer aldı.

Aile şirketlerinin yıllık global gayri safi hasılanın yüzde 70 ila yüzde 90’ını oluşturduğunu ve dünyadaki şirketlerin yüzde 75’e yakınının aile şirketlerinden meydana geldiğini ifade eden Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Savaş Ülger, aile ya da aileler tarafından kontrol edilen kayıtlı şirketlerin oranının AB’de yüzde 50, ABD ve Türkiye’de ise yüzde 95 olduğunu söyledi. Dünyanın en zengin ilk 10 şirketinden 7’sinin aile şirketi olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu tür şirketlerin faaliyetlerinin kötüye gitmesi ya da son bulmasının hem ulusal hem de küresel ekonominin ciddi zarar görmesine neden olacağına Aile şirketlerinin yaşamasının Türkiye ekonomisinin yüzde 95’ini oluşturan aile şirketlerinin yüzde 60’ının ikinci nesle gelmeden yok olduğu açıklandı. Şirketlerin kuşaktan kuşağa yaşamasının yolunun şirket, ortaklar ve aile arasında kesin sınırlar çizen, kurumsallaşmış aile şirketine dönüşmekten geçtiği vurgulandı. yolu kurumsallaşma Aile şirketlerinin devamı için nesiller birbirine muhtaç işaret eden Ülger, “Aile şirketlerinin yok olmasının önüne geçmek ve şirketlerin devamını sağlamak için aile şirketleri anayasaları ivedilikle oluşturulmalı, bu kapsamda şirkette görev alacak aile bireyleri arasında iş ve görev tanımları net olarak yapılmalı, işletme içi kurallar ve yönergeler belirlenmeli, birimlerin iş akışları tespit edilmeli, yetki ve sorumluluklar objektif ve net olarak tespit edilmeli, duygusallıklara asla izin verilmemeli. Dünyada birinci kuşak tarafından kurulan her 100 aile şirketinden sadece 3 tanesinin 3. kuşağa kadar yaşayabildiği günümüzde, kuşaklar boyu yaşayan ve büyüyen aile şirketleri kurabilmenin yolu, şirket, ortaklar ve aile arasında kesin sınırlar çizen, kurumsallaşmış bir aile şirketine dönüşmekten geçiyor” dedi.

Aile için de şirket için de toplum için de kuralların önemli olduğunu belirten Türkiye Aile İletmeleri Derneği(TAİDER) Başkanı Aydın Öğücü ise her şey kurallar içinde düşünüldüğünde çağdaş toplum olunacağını söyledi.

Değişim çok hızlı, yeni nesiller bambaşka varlıklar

Kurumsal Yönetim Derneği Başkanı (TKYD) Ali Aydın Pandır, önce şirketin sonra da yönetimin kurumsallaşması gerektiğine işaret ederek, “Riskleri erken tespit eden şirketler başarıya ulaşacaktır. Şirketlerin yapay zeka ve endüstri 4.0 ile nasıl başa çıkacakları önemli. Değişim çok hızlı geliyor ve yeni nesiller bambaşka varlıklar. 4. ve 5. nesil bilinmeyen bir dünyaya doğru gidiyor ve biz bu nesilleri nasıl yetiştireceğimizi bilmeliyiz. Nesil geçişinde kurumsal yönetim açısında sürdürülebilirlik önemli. Kurumsal yönetimi olmayan şirketler zorluk yaşıyor. Kurumsallaşan şirketin itibarı ve güveni artıyor” dedi.

İkinci nesil Türkiye’nin en önemli problemi

Şirketlerin yüzde 60’ından fazlasının ikinci nesilde yok olduğunu ve bunun önleminin alınması gerektiğini vurgulayan Karde AŞ Yönetim Danışmanlığı Koordinatörü Murat Küçükbezirci de, “Şirketler neyi ne zaman yapacaklarını planlamalı. Şirketlerin kurumsal yapılanması ile ailenin kurumsal yapılanmasını karıştırıyoruz. Bu ikisinin kesiştiği noktayı iyi belirlememiz gerekiyor. Hukuki ve mali yapıların belirlendiği bir metin olması, bunun örf, adet haline gelmesi gerekiyor. Yapılmaması halinde ölümcül hatalar ile karşı karşıya geliyoruz. 2. nesil Türkiye’nin en önemli problemi ve doğru geçişler gerekiyor. 2. nesile doğru şekilde geçemezsek bugün istediğimiz kadar şirketimizi büyüteceğiz diyelim bir önemi yok” açıklamasını yaptı.

Thales Bilişim Genel Müdürü Sedat Bal, aile bireylerini işin içine sokarken zorluk çektiklerini belirtirken, DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ da, kurallar olmazsa aile içindeki görüş ayrılıklarının tabloyu tersine çevirdiğini ve içinde yaşanılan çevre sisteme güven duymazsa çok fazla kurumsallaşma sağlanamadığını söyledi.

Aile şirketlerinin devamı için nesiller birbirine muhtaç

Konya’da Aile şirketleri ile ilgili ciddi bir farkındalık oluştuğunu belirten Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öztürk, aile işletmelerinin devamı için nesillerin birbirine muhtaç olduğunu ifade ederek, “Yani birinci nesil olan kurucular ikinci nesil olan varislerine, ikinci nesil olan varisler de birinci nesil olan kuruculara muhtaç. Süreci iyi götüren firmalarımız da var, başarısız olanlar da var. 60 yaşında olsak 35 yıllık bir tecrübemiz var ve enerjimiz 25 yaşında bir birey gibi olsa ikinci nesle devir düşünür müyüz? Biz aslında birbirimize muhtacız. Şirketimizde devam etmek istiyorsak, devir yapamıyorsak emekliliğimizi yaşarız. Yöneticiliği yaşlılara değil gençlere de verebiliriz. Onları mutlu edecek şekilde sistemin dışına itmeden yönetebiliriz. Ailenin en güçlü bireyinin sistemin ortasında olması gerekiyor. Sonraki neslin şirkete gelmesi taraftarıyım. İstek yoksa da zorlamayalım, bunu cazip hale getirmeye çalışmalıyız” diye konuştu.