Etteki fiyat artışı bayramdan dolayı değil, yetersiz hayvan varlığından

Et fiyatlarındaki artışın Kurban Bayramı’ndan kaynaklanmadığını söyleyen Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Mustafa Bılıkçı, Türkiye’de hayvan varlığının yeterli olmamasından dolayı fiyatların arttığını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HÜSEYİN GÖKÇE

Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Başkanı Mustafa Bılıkçı, et fiyatlarının yükselmesinin Kurban Bayramı ile ilgisi olmadığını, hayvan varlığı yeterli olmadığı için artış olduğunu söyledi. Bu yüzden kurbanlık fiyatlarının el yakacağını belirten Bılıkçı, “İnsanlar bu yıl küçükbaş hayvana yönelecektir” dedi. 

Kesilen hayvanların küpelerinin sistemden düşmediği için Tarım Bakanlığı’nın yanlış verilere dayanarak hayvan varlığının yeterli olduğunu açıkladığını belirten Bılıkçı, sanayicilerin et ithalatını istemediğini kaydetti. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Mustafa Bılıkçı, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı. 

►Sektörde çok sayıda birlik, dernek ve konsey var. UKON hangi amaçla kuruldu? 
UKON tüketiciye sağlıklı güvenilir hijyenik ve ucuz et yedirebilmek amacıyla kuruldu. İçinde sektörün tüm kurumları yanı sıra kamu da yer alıyor. Biz besiciliğin Türkiye’de yapılmasını ve hayvanların burada beslenmesini istiyoruz. Çünkü bunun katma değeri çok fazla, dışarıdan karkas et getirerek sorunların çözülemeyeceğini düşünüyoruz. Gelinen noktada piyasa üretim talebi karşılamıyor. Bu yüzden müdahale edilmesi gerekiyor. 2009'da iç piyasa düşünülmeden ithalat yapıldı. Fiyatlar düştü ama bir çok besici de battı. 

►Peki o zaman ne yapılabilirdi ki? 
İthalat kontrollü bir şekilde yapılsaydı yerli besiciler zarar görmezdi. Dışarıdan hayvan gelirken içerideki üreticileri de düşünmek zorundaydık. 2013 Ocak ayında Tarım Bakanlığı’na besilik hayvan ithalatını kapatılmaması, kontrollü bir şekilde devam etmesi ricasıyla gittik. TÜİK’in hayvan varlığı verilerinin doğru olmadığını söyledik. Kesilen hayvanların küpelerinin sistemden düşülmediğini ve hayvan varlığının yüksek görüldüğü konusunda uyarılarda bulunduk. Gerçekten hayvan sayısı fazla ise doğrudan kapatmak elinizde dedik. Bakanlık ise bize “yeterli sayıda hayvanımız var, kendimize yeteriz” dedi. Bu tarihte karkas et fiyatı 16 liraydı. 2014 Ocak ayında et fiyatı 20 lirayı gördü. Tekrar gidip hayvan açığı olduğunu söyledik, Bakanlık da bize yeterli sayıda hayvan olduğu cevabını verdi. Oysa yeterli olsa 1 yıl içinde hayvan fiyatı yüzde 45 artmazdı. Bana göre et fiyatının yükselmesinin temel sebebi, besiye alınan hayvan fiyatındaki artıştır. Yani besicinin de sanayicinin de para kazanmadığı ortamda, damızlık hayvan üreten çiftlikler bu işten kar elde etti. Et fiyatı artarken süt fiyatının artmıyor. Süt üreten damızlık çiftlikleri de bunun bedelini bize ödettiriyorlar. Şu anda yeni doğmuş bir buzağının fiyatı bizde bin 250 euro civarındayken, yurtdışında 250 euroya satılıyor. 

►Genel tüketimin seyri nedir? 
Ülkemizde yıllık 4 milyon hayvana karşılık gelen 1 milyon ton et tüketiliyor. Yılda kesime giden 3 milyon civarında hayvan var. Bize göre açık miktarı 1 milyon civarında. Tekrar ediyorum, biz Bakanlığa ithalatın kapatılmaması gerektiğini aylık, 40-50 bin başlık hayvan ithalatının sorunu çözebileceğini söyledik. Bunu söylerke, kasaplık hayvanın getirilmesini istemediğimizi vurulamak istiyorum. Eğer doğrudan kesime gidecek hayvan gelirse, binlerce yem bitkisi üreten çiftçi ne yapacak? Üstelik katma değerin büyük kısmı da yurtdışında kalacak. Çiftçi arazisini ekemeyecek, ahırlar boş kalacak. Gönül ister ki sektörde hiç ithalat yapmayalım. 

►Besilik hayvan ithalatı geçen yıl açıldı galiba? 
Evet, 2014 yılı Ekim ayına gelendiğinde Bakanlık besilik hayvan ithalatını bazı sınırlama koyarak açtı. Yani yerli 100 hayvan için 40 hayvan ithalat izni verdi. Biz ise birçok çiftlikte hayvan dahi olmadığını bu yüzden kota konulmaması gerektiğini, zaten hayvan olmadığı için fiyatların yükseldiğini söyledik. Bakın size kısaca şunu söylemek istiyorum. Hayvan taşıma kabiliyetine sahip gemi sayısı sınırlıdır. Dünyadaki tam hayvan taşıyan gemiler Türkiye’ye çalışsa bile tüm ihtiyaç zaten karşılanamaz. Bakanlığa yeteri kadar hayvan getirilmesi halinde eğer besilik olarak satılamazsa hemen kesilebileceğini de söyledik. Nisan ayına kadar 40 bin hayvan geldi. Bu tarihte bizim baştan beri söylediğimiz kotayı kaldırdılar. Mayıstan bu yana 80 bin hayvan geldi. Bu arada Tarım Bakanlığı’nın sözleşmeli besiciliğin önünü açması insanların önünü görmesi açısından çok olumlu. Üretici kime satacağını, sanayici ise kimden alacağını biliyor. 

►Kurban Bayramı’nda ne olacak? 
Sınırlamanın kalkması sorunu çözdü mü? Son dönemlerde toplam 80 bin civarında hayvan geldi. Bunların kesimi nereden baksanız 6-7 ayı bulur. Kurban Bayramı’na gelince, hayvan sorunu olmaz ama fiyatlar el yakacak. Yetiştiricilerde fiyatlar 17-18 lira olmuş, kurbana gelindiğinde ise en az 20 lira olacak. Bugün 500 kg’lık bir hayvan 10 bin liraya gelecek. İnsanlar bunu ortak kesse bile çok ağır gelecektir. Bana göre bu bayramda küçükbaş hayvana yönelik bir yönelim olacak. Bakın bir de sadece Kurban Bayramı dönemleri için hayvan besleyen işletmeler türedi. Yani bu işletmelerle birlikte hayvan varlığında bir sıkıntı olmayacak. Vatandaş senede bir kez hayvan alıyor onlar için sorun olmaz ama kırmızı etçiler her gün alım yapıyor. Dolayısıyla bunun fiyatı piyasayı etkiliyor. Yani fiyatların artmasını bayrama bağlayamayız. Şu anki sıkıntı hayvan sayısının azlığından kaynaklanıyor. Hayvan sayısı yeterli olsaydı fiyatlar bu seviyeye çıkmazdı.

►Maliyetin en büyük unsurlarından birisini oluşturan yem konusunda sıkıntı yaşanmıyor zaten… 
Bu sene mahsul de bol. İyi bir yağış dönemi geçti. Saman, arpa, fiğ, mısır var, hammadde yönünden sıkıntı yok. Ancak besilik hayvan sayısında sıkıntı olduğu için bunları yaşıyoruz. Ocak ayından itibaren kontrollü olarak hayvan girişi olsaydı, bugün yetişmiş ve kesiliyor olacaktı, biz de bu sıkıntıları yaşamayacaktık. 

►Bakanlık ısrarla hayvan varlığının yeterli olduğunu söylüyor…. 
Tarım Bakanlığı ve TÜİK Türkvet sistemi üzerinden veri alıyor. Kulak küpeleri sisteme kaydoluyor. Oradaki sayıya bakarak bu işi yönetmeye çalışıyorlar ama bu sıkıntı yaratır. Oradaki kesilen hayvanların bir kısmı listeden düşmüyor. TÜİK veri açıklıyor 14.5 milyon hayvan görünüyor. Bu kadar hayvan olsa bu sıkıntı yaşanır mıydı. Geçen sene 800 bin hayvan kesildi. Bunların önemli bir kısmının sistemden düşmediğini biliyoruz. Çoğu kesimhanelerin dışında kesildi. Dolayısıyla kulak küpeleri düşmedi. Bunun dışında Türkiye’de, kesimhanelerde kesilse bile çok büyük yaptırımı olmadığı için hayvan kulak küpelerini işletme düşmüyor. O zaman hayvan sayısı yüksek görünüyor. Dolasıyla gerçek olmayan veriler gerçekmiş gibi algılanıp sektör yönetilmeye çalışılıyor. 

►Size göre hayvan varlığı nasıl tespit edilebilir? 
Bütün bu hayvanların çiplenmesi lazım. Hayvana çip taktığınız zaman uydudan hayvan varlığını ve hareketliliğini çok rahat görebilirsiniz. Avrupa’nın bir çok ülkesinde var, tanesi sadece 1 euroya mal oluyor. Tüm hayvanları çipleyelim, ondan sonra kesim yapılıp yapılmadığına bakmaya gerek yok, hareket etmeyen hayvan sistemden düşer. 

►Hayvancılık konusunda genel anlamda ne yapılabilir? 
Kısa vadede besilik hayvan getirilerek çözülebilir. Uzun vadede Türkiye’de bir an önce damızlık hayvan üretim çiftliği kurulması ve devletin teşvik edilmesi lazım. Meralar da kullanılmalı. Bina diken, devletten arazi kapan alkış alıyor, sanayici her geçen gün batıyor ama herkes çok mutlu. Türkiye bir yere gelecekse üretim yaparak gelecek. İnşaatla, turizmle olsaydı Yunanistan batmazdı.

'Konsey olarak et ithalatını istemiyoruz'

►Et ithalatı tartışmalarına ne diyorsunuz? 
Bu istenilebilecek en son olan şey. Biz konsey olarak bunu istemiyoruz. Türkiye’de besiciliğin devam etmesini arzuluyoruz. Zaten yeteri kadar besihanemiz de var. Çiftçiler, yemini üretsin, besici hayvanını beslesin ama hayvan sayısı yoksa bunu takviye yapalım. Buna da kimse engel olmasın. Bu hayvanlar burada beslensin, zaten yurtdışından gelen hayvanların eti de çok yağsız. Bizim kültürümüz bunu beğenmedi. Yurtdışında hayvana yağ yaptıracak hiç yem verilmiyor. Bizdekinin aksine arpa verilmiyor. Biz alışmışız yağlı et yemeye. Yurtdışında yağsız eti yumuşatmak için marinasyon yapılıyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir