AB ve Türkiye enerjide ortak kaderi paylaşıyor

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Kriz, sanayicinin nasıl üretir satarım derdine, bir de nasıl daha ucuz maliyetle üretir satarım derdini ekledi. Çünkü kriz sonrası düşen emtia fiyatları daha sonra tekrar yükselmeye başladı. Diğer yandan temel enerji kaynağı olan petrol fiyatları 150 dolardan 81 dolara gerilemesine rağmen hemen hiçbir ülkede petrol ürünlerinin fiyatları düşmedi. Doğalgazda da durum benzer şekilde seyretti. Nevi şahsına münhasıran ülke olma konusunda kendine hep bir yer bulan Türkiye'de ise enerji fiyatları bütçe açığını kapatmak amacıyla daha da artırıldı.

Ekonomi daralırken ortaya çıkan bu fiyat artışlarına sıradan yurttaş kadar sanayici ve esnafta kendisince yanıt arıyor. Bulunan ilk yanıt, enerji fiyatları üzerindeki vergi yükünün buna neden olduğu. Ancak tek yanıt bu değil. AB ülkelerinin biri dışında tümü, tıpkı Türkiye gibi enerjide farklı oranlarla da olsa dışa bağımlılar. Enerji bağımlılığı arttıkça fiyat artışlarında da dışarının çıkardığı sese uymak zorunda kalıyor.

Enerji bağımlılık oranı, bir ülkenin enerji tüketiminin ne kadarını ithal ettiğini gösteren basit ama anlamlı bir veri. Enerji bağımlılık oranı AB üyesi Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ve Malta'da yüzde 100 oranında.

Seçilmiş AB ülkeleri ve Türkiye'de enerji bağımlılık oranı (2008, Yüzde)

Ülke Enerji Bağımlılık Oranı

Lüksemburg 98,9

İrlanda 90,9

İtalya 86,8

Portekiz 83,1

İspanya 81,4

TÜRKİYE 74,0

Belçika 77,9

Yunanistan 71,9

Almanya 61,3

AB 27 53,8

Fransa 51,4

İngiltere 21,3

Danimarka -36,8

Kaynak:www.energy.eu, Türkiye için Elektrik Mühendisleri Odası verisi. Danimarka'nın enerji bağımlılık oranı eksi, çünkü bu ülke net enerji ihracatı yapıyor.

AB'nin enerji ithalatında yüzde 33 ham petrol ve yüzde 40 doğalgaz ithalatı ile Rusya ilk sırayı alıyor. Bu ülkeyi yüzde 16'lık ham petrol ve yüzde 23'lük doğalgaz ithalatı ile Norveç izliyor. AB bu bağımlık oranını azaltmak için rüzgar ve güneş enerjisinden daha çok yararlanmanın yollarını arıyor. Özellikle Almanya bu konuda önemli bir aşama kat etmiş durumda.

Türkiye ise enerjide, 2000'li yıllardan sonra nasıl daha fazla enerji üretirim çabasından ziyade diğer ülkelere nasıl daha fazla enerji taşırım çabasında. Bu anlamda Baku Ceyhan boru hattı ve Nabucco projelerini enerji üretim projesinden çok enerji taşıma projesi olarak görmek gerekiyor.

Nitekim bu projeler ülkemizin ne üretim soruna ne de fiyat artışlarına çare oldu. Bundan dolayı da enerji maliyeti düşmüyor ve yük sanayici ile tüketicinin üzerine biniyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019