Acil Durumda KİM NE YAPACAK?
Geçen hafta, acil durum tedbirlerinden söz konusu ederken, devlet tarafından verilecek ve verilmekte olan destekleri öne çıkarmıştık. Bugün ise acil durumda, işletmelerde kimin ne yapması gerektiğini tartışmaya açmak isteriz. Öncelikle vurgu yapmak istediğimiz konu, acil durumda kimin “Ne yapacağından daha ziyade” işi yapacak olanın “Kim” olacağı. İşimiz dış ticaret ve özellikle de ihracat olunca, bu konularda ortaya çıkacak acil durumların ne olabileceğinin önceden tartışılması ve böylesi durumlarda alınabilecek tedbirler ile uğranabilecek olası zararların nasıl en aza indirilebileceği konularının “KİM” tarafından masaya sürülmesi gerektiği öncelik kazanıyor.
Bugün karşı karşıya geldiğimiz Rusya krizini örnek alacak olursak, ilk önümüze çıkan “Acil çözüm”, farklı pazarlar bularak, Rusya’da kaybedilenlerin geri alınması oluyor. Daha önceleri de sözünü ettiğimiz gibi, farklı pazarlardaki müşteriler bizleri beklemiyorlar. Onların hali hazırda tedarikçileri var. Hele bu tedarikçileri onları mutlu eden, kabul edilebilir fiyatlarda, istenilen kaliteyi, beklenilen zamanda veren tedarikçiler ise gelin de siz hemen araya giriverin!
Farklı ve çarpıcı bir örnekle, çözüm önerileri tartışmalarına yol açmak isteriz. Yıllar önce, Silahlı Kuvvetlerimizden bir grup subayın da katıldığı bir düşünce kurumunun yurt dışı programında tartışılan konular arasında, Türkiye aleyhine yapılabilecek bazı harekatların da gündeme getirildiği basında yer almıştı. Bu toplantıdaki subaylarımızın neden orada kalıp toplantıyı terk etmedikleri sert bir şekilde eleştiri almıştı. Bu tür düşünce kuruluşlarının ve özellikle de ABD kökenli olanlarının, olası senaryoları masaya koyup sebep sonuç ilişkilerini tartışıp, çözümler yarattıklarını biliyoruz. Bunların neticesinde de farklı ve beklenmedik durumlarla karşılaşıldığında, bu tür senaryoların kullanılabildiğini de biliyoruz. Bu nedenle de senaryoların nasıl kurgulandığını, sebep sonuç ilişkilerin anlamalarının önemini vurgulayarak, subaylarımızın o toplantıda kalmalarının ne kadar önemli olduğunu bir aralar yazmıştık.
Buradan hareketle işletmelerde, dış ticaret ve özellikle ihracat işleri için MUTLAKA sorumlu birisinin atanması gerektiğini hep vurgularız. Bu sorumlu kişi, aktif dış ticaret işlerini yönetmekle beraber, mevcut pazarlarda olabilecek sorunları “DÜŞÜNÜP”, bu sorunlara nasıl çözüm üretilebileceğini “ÖNERİP”, yönetimle birlikte “TARTIŞMALIDIR”. Bunların arasında farklı pazarlar yaratılması da mutlaka olacaktır. Bu pazarların araştırılması ve değerlendirilmesi, kriz kapıya dayanmadan yapılırsa bir işe yarar.
Bu kişinin “KİM” olması gerektiği, yönetimin vereceği bir karar. Amma “NASIL BİRİSİ” olması gerektiği ise dış ticaretten anlamayan yöneticilere bırakılamayacak kadar önemlidir. Güvenilir ve çalışkan olması gerekir amma dış ticaret işini bilmeyen birisi, bu konularda nasıl fikir üretebilir siz yorum yapın. O nedenle işletmelerin yöneticilerinin, insan kaynaklarının niteliğine önem vermeleri ve özellikle dış ticaretten sorumlu tutacakları kişilerin niteliklerini acilen yükseltmeleri ve güncel olmalarını sağlamaları gerek şarttır.