Afrika çok ciddi fırsatlar sergiliyor!...

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Türkiye ekonomisi sıkıntıda ama bunu da atlatacak!...

Son zamanlarda Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu şartlar rahatsız edici. Özellikle reel sektörün ağırlıklı sanayi, perakende ve KOBİ kesiminde yaşanan zorluklar endişe verici. İş dünyasının; basının önünde, genel platformlarda, özellikle çok büyük iş dünyasının meslek örgütlerinde ve sivil toplum kuruluşlarında seslerini çıkarmamaları dikkat çekici. İş dünyasının bürokrasideki işlerinin tıkanması, bürokraside çözüm odaklı yaklaşımların olmaması ve bir takım şeylerin “…mış” gibi yapılması da can sıkıcı. Bütün bunların hepsi doğru… Ama bir başka doğru daha var.

Hiçbir şey kalıcı değildir; sıkıntılar da aynı şekilde kalıcı değildir. Ekonomiler de canlı organizmalar gibi doğal süreci yaşamak durumundadır. Yani her şeyin sonu vardır; aynen ömürde olduğu gibi…

Böyle olunca ekonomideki sıkıntıların da kalıcı olmadığı ve olmayacağı sonucu çıkıyor. Sosyolojik ve fizyolojik bir gerçekliğin göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Onun için Türkiye’nin bu sıkıntıları da atlatması kaçınılmaz. Tek umudumuz, bu sıkıntıların daha fazla sürmemesi ve yıkıcı etkilerinin çok daha fazla olmaması.

Bu sıkıntıları atlatmada daha hızlı davranmak için başka dünyalara bakmalıyız.

Afrika bölgesi bir güneş gibi parlıyor!...

Ekonomide şahlanma beklerken, ister istemez, bir vesile gerekiyor. Böyle zamanlarda ekonomik fırsatları kollamak ve kullanmak gerekiyor.

Galiba Japonların söylediği bir söz var: “En iyi yatırım, kriz dönemlerinde yapılan yatırımdır”. O zaman ekonomide çıkış yollarını aramak ve bunun için de fırsatları değerlendirmek şart.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bugünkü durumdan kurtuluşun yollarından biri ve belki de en önemlisi ihracata yönelmek. Bu, ülke içinde yaşanan olumsuz gelişmelerden çıkış için izlenmesi gereken bir yol. Yani makro çerçevede belirlenen politikaları ve diğer çevresel faktörleri değiştirme imkanının veya gücünün olmadığı zamanlar için dikkate alınması gereken bir mikro tedbir veya taktik.

Zor şartlar karşısında bu zorluğun geçmesini beklemek demek, elini kolunu bağlayıp sıkıntılara boyun eğmek demektir. Oysa mümkün olan bireysel veya mikro politikaları devreye sokmalı.

İşte bu noktada en akla yatkın yollardan birisi olarak daha önce de söylediğimiz gibi “ihracat” akla geliyor.

İhracat deyince de ister istemez öncelikle pazar durumu dikkat çekiyor.

Komşu ülkelerle ticarette, bu aşamada veya kısa vadede ve hatta orta vadede, herhangi bir gelişme beklemek hayal. Gerçekçi olmak lazım.

Avrupa pazarı bizim için vazgeçilmez. Zaten en büyük ihracat pazarımız durumunda. Ancak; Euro bölgesindeki ağır seyreden iyileşme ve zaman zaman da yaşanan siyasi gerginlikler nedeniyle de bu bölgeye ihracatta ciddi artış beklemek hayal.

Rusya ile kriz kesinlikle henüz bitmiş değil. Rusya, büyük devlet geleneği ve politikası ile “…mış gibi” yapıyor. Mal ve hizmet ihracatımız ile ilgili hiçbir gelişme yok. Suriye endeksi ve intikam refleksli bir tavır olduğunu unutmadan Rusya pazarında da gerçekçi olmak lazım.
Uzak batı ve uzak doğu ile ticaretimizde zaten ihracatımız çok zayıf. Bunu da göz ardı etmeyelim.

O zaman Afrika pazarına bir göz atalım.

Afrika Kalkınma Bankası’nın 2016 verileri, Afrika bölgesindeki ülkelerin makro ekonomik göstergelerinde ciddi gelişmeler olduğunu ortaya koyuyor.

Bu coğrafyadaki ülkelerin önemli bir kısmında inşaat, imalat, finans, sigorta, IT, iletişim ve teknoloji alanlarında genişlemeler var. Örneğin;

• GSYİH büyümesi, 2015 yılında yüzde 5.5 iken 2016 yılında yüzde 6 ve 2017 yılında da yüzde 6.4 olarak öngörülüyor.

• Aynı şekilde Afrika’daki hızlı nüfus artışına rağmen kişi başına milli gelir artışı da 2015 yılında yüzde 2.9 iken 2016 yılında yüzde 3.4 2017 yılında da yüzde 3.8 olarak tahmin ediliyor.
• Enfl asyon oranı, 2014 yılında yüzde 6.9 iken izleyen yıllarda yüzde 6’lar düzeyinde seyrediyor.

• Bütçe açığının GSYİH’ya oranının da 2015 yılında yüzde 8.8 iken izleyen iki yılda yüzde 6.2’ye gerilemesi bekleniyor.

• Öte yandan cari açığın GSYİH’ya oranı da 2014 yılında yüzde 10 dolayında iken 2015 yılında yüzde 7.9’a ve 2016 yılında yüzde 6.2’ye geriliyor, fakat 2017’de yüzde 6.9’a yükseliyor. Yani 2017’de Afrika bölgesinin daha fazla ithalat yapacağı anlaşılıyor.

Yukarıda verdiğimiz rakamlar tüm Afrika Kıtası’na ait. Ayrıca Libya hariç rakamlar ile bölgesel rakamlar var. Yani Afrika Kıtası; merkez, doğu, batı, güney, kuzey diye kesitlere ayrıldığı gibi petrol ihracatçısı ve ithalatçısı, sahra altı gibi başlıklara da bölünmüş.

Bu ayrımda özellikle doğu Afrika ülkeleri ile petrol ihracatçısı ve sahra altı ülkelerdeki rakamlar daha öne çıkıyor. Türkiye’nin de zaten bu ülkelerle ticareti daha fazla. O zaman bu coğrafyaya ihracat seferberliğine çıkmak iyi bir fırsat olsa gerek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar