Arabayı atların önüne koşmak!…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Yazının başlığı çok hoşuma gider.

Aslında “atlar arabanın önüne koşulur” ifadesi geçerlidir, yani atlar arabayı çekmek için önde yer alır.

Oysa “arabayı atların önüne koşmak…” deyince, işe tersten başlandığı akla gelir. Yani daha önce yapılması gereken işleri daha sonraya bırakmak ve dolayısıyla işe sondan ya da tersten başlamak anlamına gelir.

Şimdi de benzer şey yapılıyor; ekonomi politiğin bütünselliği unutuluyor ve sadece para politikası yolu öne çıkarılıyor.

31 Mart seçimleri bitti, ilavesi 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediyesi Seçimleri bitti. Artık önümüzde 4 yıl seçim yok söylemiyle ekonomiye ilişkin düzenlemelere sıra geldi.
Fakat aradan bugün itibariyle 1 ay geçti. Yine ekonomiyle ilgili yapısal veya bütünsel düzenlemelere ilişkin hiçbir ses veya çaba yok.

Bu arada olan eski Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’ya oldu. Hükümetle uyumlu olmadığı için görevden alındı. Yerine yardımcısı getirildi.

İki Murat arasında şansımızı denemeye devam ediyoruz. İnşallah yeni muradımız olur diyoruz.
Şimdi taze kuvvet olarak Uysal Başkandan ve Para Politikası Kurulu’ndan faiz indirimini bekliyoruz.

Faiz indirimi konusunda günlerden beri ekonomi yönetimi ya da oyuncuları adeta toto oynuyorlar. Şöyle ki 100 baz puandan 600 baz puana kadar değişen rakamlar ortaya atıyorlar. Bu oranın 250 baz puanda belirleneceğine işaret ediyorlar.

Ekonomi ve finans çevreleri bu tahminleri yapadursunlar, fakat ciddi bir ekonomik politika aracı ya da silah kullanılmış olacak.

Faiz düşüşü, önce mevduat faizlerini düşürecek ve bu da kredi faizlerinde düşüş sağlayacak. Bunu mevsimsel veya talebe bağlı enflasyon azalışı izleyecek.

Peki, faizlerdeki ve enflasyondaki azalış kalıcı olacak mı? Döviz kurları yerinde sayacak mı?
Dolayısıyla önceden önemli bir silahımızı kullanmış ve deyim yerinde ise mermimizi bitirmiş olacağız.

Oysa ekonomi ile ilgili olarak öncelikle güvenilir bir siyasi ve teknokrat ekibi oluşturup arkasından ekonomik programı şekillendirmek daha doğru olsa gerek.

Ekonomi politikalarının etkin ve sağlıklı işleyişi adına öncelikle eğitim, hukuk, tarım gibi temel yapısal düzenlemelerin şekillendirilmesi gerekmez mi?

Ekonomi programının iki temel bileşeni olan maliye ve para politikalarını bütünleşik ve birbirini destekleyici şekilde devreye sokmak daha iyi olmaz mı?

Mesela Maliye politikasının harcama, vergi ve borçlanma, dolayısıyla bütçe politikalarının var ve etkin olduğu söylenebilir mi? Gerçekten de bugün maliye politikasının var olduğunu ve özellikle etkin bir şekilde uygulandığını söylemek mümkün mü? İş dünyası bile adaletsiz ve etkinsiz bir vergi düzeninden şikayet ediyorsa, müteahhitler 7 aydan beri hak ediş alamıyorsa, devlet diğer kira, avans, harcırah ödemelerini bile yerine getiremiyorsa sağlıklı bir maliye politikasından bahsedilebilir mi?

Artık günümüz dünyasında salt para politikalarının yetersiz kaldığı ve kesinlikle maliye politikalarıyla birlikte uygulanması gerektiği, para ve maliye politikalarının da uygun bir eko sistem ile etkin olduğu biliniyor.

Dolayısıyla yazının başlığına dönersek; öncelikle yapılması gereken işleri sona bırakıp sonraki işleri öne çıkarmak suretiyle arabayı atların önüne koşmuş oluruz.
Bu da yanlış düzenleme ve hatta sınırlı silahları hoyratça kullanma anlamına gelir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar