Azaltım fiyatlara girdi mi?

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Bu konuda piyasada iki görüş var. İlkinde, Fed’in olası azaltım kararının fiyatlara tam olarak girmediği savunuluyor. Doların, TL gibi paralar karşısında güçlenmeye devam edeceği öngörülüyor. İkinci görüşte, azaltım kararının fiyatlara çoktan girdiği düşünülüyor. Bu durumda, doların yeni zirveler yapmasının güç olduğu belirtiliyor.

Son günlerdeki fiyat hareketlerine göre değerlendirirsek, ikinci görüş ağır basıyor. Geçen hafta açıklanan ABD’nin yüzde 3.6’lık büyüme rakamı ve beklentilerin üzerinde gelen istihdam raporundan sonra bile dolar değer yitirdi. Dolar sadece Japon Yeni(JPY) karşısında güçlendi. Dolar Endeksi’nin ağırlığını Avrupa paraları oluşturuyor. Euro, sterlin, frank, kron gibi paralar endeksin yüzde 77’sine karşılık geliyor. Dolar bunların karşısında zayıfladığı için endeks düşüyor. Dolar öte yandan; AUD(Avustralya), CAD(Kanada), NZD(Yeni Zelanda) gibi paralardan oluşan dolar bloğu karşısında oldukça güçlü görünüyor. Bu paraların ‘‘emtia paraları’’ olduğunu vurgulayalım. Bu ülkeler, önemli ham maddelerin üretiminde ilk sıralarda yer alıyor. Kurumlar, küresel ekonomiye yönelik büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize ettikleri için, bu para birimlerinin baskı altında kaldıkları da söylenebilir. Ama bir gerçek var ki, dolar bir türlü o büyük atağı yapamıyor. Büyük yatırım bankalarının, Dolar Endeksi ve EUR/USD konusunda bu kadar tahmin hatası yaptıklarını hiç görmedim.

Yukarıda yazdığım her iki görüşte de bir rasyonalite var. Ben açıkçası Fed’in azaltım operasyonunun tam olarak fiyatlara girdiğini düşünmüyorum. Hadi azaltımın başlangıç tarihini geçelim. Hangi hızla azaltımın süreceği de bir muamma. Dünyanın en iyi gazetesi olan Financial Times, geçen cuma ABD istihdam raporu yayımlandıktan sonra, ‘‘Fed 18 Aralık’ta başlayabilir’’ ana fikirli bir analiz yazısı yayımladı. Sanki operasyon sadece istihdama bağlıymış, enflasyonun hiçbir önemi yokmuş gibi değerlendirmeler yapılıyor. ABD’deki net dezenflasyon baskısına rağmen karar açıklanırsa, ‘‘Fed tahvil alım programını hızlı bitirecek’’ spekülasyonu başlayabilir. İşte bunun fiyatlara yansıması dramatik olabilir. Fed’in dengeyi nasıl kuracağı, piyasaları nasıl ikna edeceği önemlidir. Bu dengeyi de artık Yellen’ın kurması gerekir. 2014’te en az dört yeni üyenin yer alacağı, yepyeni bir Fed karşımızda olacak. Bölgesel Fed başkanlarındaki rotasyonu saymıyorum bile.

Aslında Fed’in hemen başlaması çok daha iyi olur. Türkiye gibi ülkelerdeki dengesizlikler daha fazla artmaz. İş uzadıkça, beklenenden büyük bir hasar oluşabilir. Biraz düşük bir büyümeye razı olmalıyız. TL’nin biraz daha değer kaybetmesine izin vermeliyiz. Uygulanan politikalar iç talebi azaltabilir. Ancak bu, dış taleple dengelenebilir. En önemli ticaret pazarımız olan euro bölgesindeki toparlanma sürüyor. ABD ve İngiltere ekonomileri iyi gidiyor. Çin ve Hindistan fena sayılmaz. Küresel ekonomi 2014’te yüzde 3 civarında büyüyebilir.

Gelişen ülkeler ile ilgili olumsuz beklentiler devam ediyor. Türkiye olarak yapısal reformlara devam edeceğimizi göstermemiz gerekiyor. Yabancılarda, ‘‘İç talebe dayalı büyümeden nasıl olsa vazgeçemezsiniz’’ algısı mevcut. Bu psikoloji nasıl değişecek? Üçüncü çeyrek büyüme rakamı yüzde 4.4 olarak geldikten sonra, ekonomi yönetiminden ‘‘Önümüzdeki dönemde büyüme rakamımız artacak’’ gibi açıklamalar geldi. Ya bugün kısılmaya çalışılan iç talebin bir noktada tekrar toparlanmasına izin verilecek, ya da dış talep 2014’te artacak.Açıklamaların hangisine dayanılarak yapıldığını bilemiyorum. İç talepteki düşüş geçici olacaksa, yani bugünkü dengesizlikler sürecekse, azaltım fiyatlamasının Türkiye’de gidecek daha çok yeri olabilir.   

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019