Beklentilerin bugünü, yarını

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı


Gün sonunda elde edilen çıkarımları açısından enteresan bir haftayı geride bıraktık. Beklenti kanalının fiyatlamaların bugünü ve yarını üzerinde nasıl farklı etkileşimler yaratabileceğini yakından görmüş olduk. Yerel varlıkların, bilhassa da hisse senetlerinin fiyatlaması konuya örnektir. Detaylandıralım.

Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu (PPK) taklip edildi. Özellikle iletişim değişikliği olarak yorumladığımız Aralık ayı metninden sonra Ocak ayında paylaşılacak mesajları önemsiyorduk. Toplantı öncesinde sınırlı düzeyde yerli ve yabancı analistlerin faiz indirim beklentileri de fiyatlamalara dahil olduğundan ABD ile yaşanan jeopolitik haber akışı ile birlikte yerel varlıklarda baskılanma gözlenmişti. Ana çerçevenin birebir korunması fiyatlamaların bugünü açısından “sıkı para politikasının devamı” ve “erken faiz indirimi ihtimalinin bertaraf edilmesi” şeklinde yorumlanırken, cari işlemler dengesi görünümü beklentisine dair yapılan pozitif atıf ve Aralık yönlendirmesinin korunması da “ilk çeyrek sonu ile birlikte politika ayarlamasının gündeme alınabileceği” ihtimalini bir adım öne çıkardı. Sonuç olarak, hikayenin bugününden olumlu anlamda yararlan Türk lirası parite işlemlerinde değer kazanırken, gelecek hikayesini ve yerel para biriminin primlenmesinden yararlanan hisse senetleri kendi içinde ayrışma gösterdi. Ne gibi? Portföylerde bir kez daha sanayi-banka değişiminin gündeme gelmesi gibi.

Bahsettiğimiz ayrışmayı ilk kez Eylül ayı ortası ile yaşamaya başladık. Yaklaşık 1.5 yıl süren bankacılık hisselerinin iskontolanması ve emsallerinden negatif yönde ayrışması Türk lirasının stabilizasyon sürecine girmesi ve bankalara yönelik önlemlerin devreye alınacağı beklentisi ile birlikte toparlanma göstermeye başladı. Banka/sanayi rasyosu 0.75 düzeyinden hafta içerisinde 1.20’ye dek toparlanma gösterdi. Yeni yıl işlemlerinde özellikle de 15 Ocak sonrasında eğilimin belirginleştiğini söylemek mümkün. Nette resmin tamamına baktığımızda 2019 yılı performansları açısından BİST 100 (TL bazlı) yüzde 6’yı aşan yükseliş performansı ortaya koyarken bankacılık endeksi iki katı bir gelişim ile yoluna devam etme çabası içerisinde. Sanayi endeksi ise BİST 100’ün kısmen gerisinde kalmış durumda.

Yaşanan hareketi anlamlandırmak mümkün mü? Evet. Hikayenin parçalarını birleştirmek bütünü görmek adına değerli. Öte yandan bu noktada soruyu sormanın da tam zamanı; BİST 100 için 12 ay vadede beklenen konsensüs 120 bin seviyeleri civarında şekillenirken o gün bugün mü? Bankacılık endeksinde gözlenen ayrışma aynı zamanda hareketin de başlangıç noktasını mı oluşturuyor? Biz, cevap olarak temkinli durmayı ve şu aşamada “maalesef” demeyi tercih ediyoruz. Gerekçelerimiz ise; henüz yıl başlangıcında olmamız, küresel risk başlıklarının iki hafta önce konuştuğumuz noktadan henüz net bir şekilde uzaklaşmayı başaramaması, belirsizliklerin devam etmesi ve ikna olmak için biraz daha zamana ihtiyacımız olduğumuz şeklinde sıralanabilir. Öte yandan emsallerimizde yaşanan olumlu seyri, bilhassa da Brezilya varlıkları ile aramızdaki USD cinsi yüzde 30 sınırındaki iskontoyu dikkate aldığımızda ortam olgunlaştığında resmin çok hızlı bir şekilde değişebileceğini de eklemek isteriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019