Bu defa eğilimler farklı

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

2016 yılının ilginç bir yıl olduğu inkar edilemez. Toplumsal yaşam, siyaset ve ekonomide daha önce pek görmediğimiz bazı eğilimler çıktı ortaya. Toplumsal yaşamda hiç darbe görmedik diyemeyiz. Bayağı bir darbe birikimi var geçmişimizde. Ama darbe diye kalkışıp bütünüyle bozguna uğramaya ilk kez bu sene tanık olduk. Darbelere sokaktaki adamın fiilen karşı çıkması ve darbenin püskürtülmesinde etkin rol oynaması da böyle. Daha önce darbelere karşı görece pasif ve muti olan Türk halkının bu eğilimini değiştirdiği anlaşılıyor. Hiç kuşkusuz kısa dönem için hayati öneme sahip bir olay oldu bu eğilim değişimi. Ama uzun vadede de olası darbe kalkışmalarına karşı sivil müdahalenin caydırıcı bir etken olarak tarih sahnesine çıkması da çok öneli. Merkezi şiddet karşısında halkın tavır değiştirmesinin bu yılın en önemli eğilim değişmesi olduğunu düşünüyorum.

Yılın bir başka eğilim değişmesi de yine başarısız darbe girişimi bağlamında ortaya çıktı. O tarihe kadar uyumsuz ve çatışmacı bir eğilim içinde olan Türk siyasetinin ana aktörleri nafile kalkışmanın bastırılmasından sonra bir araya gelip, oldukça uyumlu bir birlikte davranma örneği verdiler. Bunun da siyaset bağlamında çok önemli bir eğilim değişmesi olarak tarihe geçeceğini düşünüyorum. Hoş bu “birlikte hareket etme” eğilimin yaşam süresi biraz kısa oldu, eski uyumsuzlukların gölgeleri yeniden ortaya çıktı ama akut uyumsuz bir iklimden çıkış için bir adım atılmasının dahi önemli bir mesafe olduğu kanısındayım.

İlginç bir eğilim değişmesinin ekonomide de ortaya çıktığı söylenebilir. Örneğin, darbe girişiminin hemen ardından bir darbe de Moody’s den gelen not indirimi oldu. Burada da ilginç bir eğilime tanık olduk. Not indirimine karşı öfkeli tepkiler ortaya çıktı ama fiyatlara alışık olduğumuz türden bir yansıma bu kez olmadı. Tersine, ekonomi ve piyasalar sanki önemli bir şey olmamış gibi hareket etti. Not indirimi ilk hamlede fiyatlara yansıtılmadı.

Darbe girişiminin ardından bu eğilimlerin ortaya çıkmış olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Olağan koşullarda darbe türünde kalkışmalar toplumsal travmalara da yol açarlar ama daha gözle görülür etkiler ekonomide görülür. İlk aşamada bir etki zincirinin oluştuğu söylenebilir. Ekonomiye dönük algı hızla olumsuz yöne döner, risk algısı yükselir, , içeride ve dışarıda riskten kaçma eğilimi ortaya çıkar ve bu gelişmeler mali piyasalarda fiyatları bozar. Bu etki zinciri hemen devreye girer, kısa dönemli bozucu etkiler hızla ekonomiye yayılır, daha sonra uzun döneme taşınan bozulmalar iktisadi dengelerin bozulmasına neden olur. Normalde bu bozulma süreci uzun dönemli bir durgunluğa hatta depresyona önayak olur. Bu süreçte aktörler panik halinde karar alılarsa söz konusu bozulmalar daha da şiddetli olur, bu döngüden çıkmak da daha uzun zaman alır.

Duruma böyle bakınca, bizde de Temmuz darbe girişimin ardından bazı bozulma eğilimlerinin ortaya çıkması beklenirdi. Oysa bizde böyle bir gelişme olmadı. Darbe girişimin ardından açıklanan veriler önemli bir bozulma olmadığını gösteriyor. Faiz, döviz kuru gibi fiyatlarda ilk adım irkilmesinin ötesinde bir değişme olmadığını biliyoruz. Reel değişkenlerde de benzer bir durum olduğu söylenebilir. Örneğin, Eylül ayı ekonomik güven indeksinin bir önceki aya göre yüzde 20.8 yükselerek 72.6 değerinden yüzde 81.8 değerine çıkması böyle bir hareket. Eylül ayında tüketici güven endeksinde önemli bir bozulma olmamasını da benzer şekilde okumak mümkün.

Bu bağlamda iki de pek beklenmedik gelişmeye değinmek doğru olur. Bunlardan birisi eylül ayında tüketici fiyat endeksindeki hareket. Normalde Eylül ayı mevsimlik dönüşüm ayıdır. Yaz süresinde tüketici fiyatlarına egemen olan tarımsal ürünlerin bu etkisi sonbaharla birlikte aşınmaya başlar. Yaz döneminde gerileyen hatta çoğu kez negatife dönüşen tüketici fiyat endeksi eylül ile birlikte yukarıya doğru hareketine başlar. Aylık fiyat artış hızı önceki ayları aşar. Bu sene eğilimler bu kadar belirgin olmasa da öngördüğüm hareket desenine uyumlu. Temmuz ayında yüzde 1.16 olan tüketici fiyatlarındaki artış Ağustos da 0.29 oranında gerilemiş Eylül de ise sadece 0.18 oranında artmış. Bu oran önceki yılların eylül ayı fiyat artışlarına göre fazlasıyla düşük. Darbe girişimi sanki fiyat artış hızını kısmış gibi. İlginç eğilim dediğim bu.

Benzer bir durum da sanayi üretimi için de söz konusu. Yeni yayınlanan sanayi üretim endeksi verileri ağustos ayında takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 9.4 arttığını gösteriyor. Bu hem önceki yılların ağustos ayı sayısından hem de yılın önceki aylarındaki artış hızlarından önemli ölçüde yüksek bir hız. Yine, darbe girişiminin sanayi üretimine yaradığına işaret eden verilerle karşı karşıyayız. İlginç değil mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018