Bu dünyadan bir Lee Iacocca geçti (2)

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Düşünün. Başarılı bir yöneticisiniz. O yılki şirket kârı 1,8 milyar dolar. Ve işten kovuluyorsunuz. Patron,”Niye mi kovdum? Çünkü onu sevmiyordum” diyor. Böylece 32 yıllık bir kıdem geride kalıyor. Bu kadar başarısı olan, 54 yaşındaki birisi işsiz kalacak değil ya. Lee Iacocca, Ford’tan işten atıldıktan sonra Chrysler Corporation tarafından işe alındı. Ama Chrysler Corporation, bir Ford değildi. Finansal olarak İstanbul Belediyesi kadar berbat durumda idi. Iacocca, hemen işe koyuldu. Bazı zarar eden fabrikaları kapattı. Sendika ile de anlaşarak işçi sayısını azalttı.. Ancak bu yeterli olmadı. Mevcut durumda Chrysler’a tüm kredi muslukları kapanmıştı. Lee Iacocca Amerikan yönetimini şuna ikna etti: Chrysler, Amerikan ekonomisi için hayati değere sahiptir. Onun iflas etmesine göz yumulamaz. Ve bankalardan Federal Hükümet garantili 1,5 milyar dolar kredi çıkarttırmayı başardı. Bunun 1,2 milyar dolarını kullandı. Ve dört yıl içinde, vadesinden yedi yıl önce de bankalara tüm borcu geri ödedi.

On yıl boyunca Chrysler reklamlarına kendi çıktı. Reklamlarda şöyle meydan okuyordu : “Daha iyisini bulursanız alınız.”. “Sırf inandığınız için araba almayınız. Karşılaştırın”. O artık bir şöhretti. Konuşmalar yapıyor, TV programlarına çıkıyordu. Kendisini “Ekonominin Churchill’i diye tanımlayanlar oldu. Chrysler 1980 yılını 1,7 milyar zararla kapatmıştı; 1984 yılı kârı ise 2,4 milyar dolar oldu. Yakıt tasarruflu, ön çekişli K-car Chrysler’a iyi kazandırdı. Iacocca’nın Chrysler’deki ilk yılında maaşı 1 dolardı, sembolik bir maaştı. Sonra piyasadaki en yüksek maaşı alan yönetici oldu. Normal şöhret ötesi, adeta milli bir kahraman oldu. Özgürlük Abidesi ve Ellis Adası’nın restorasyonu projesinin başına getirildi. Yapılan kamuoyu yoklamaları, Başkanlığa adaylığını koymasının gerçekçi olacağını söylüyordu. Ama Lee Iacocca, politikaya girmeyi istemedi.
Amerikan otomobil dünyasında yıldız olmuştu. Ancak Amerika dışında da hayat vardı ve o adamlar sıkı çalışıyordu. Japonlar, Pearl Harbour’dan sonra bu kez gelişmiş otomobilleri ve elektronik aletleri ile Amerikan toprağına girmeye başlamışlardı. Gelen bu istilaya karşı sadece korumacılık zırhına bürünmek yolunu seçti. Amerikan yönetimini ve Kongresini etkilemek için çaba harcadı. Ama Japonlar Amerikan toprağında fabrika açarak bu çabaları boşa çıkardılar. 1990 yıllarına gelince Japonların yakıt tasarruflu, teknolojik olarak gelişmiş arabaları ile başa çıkamayan bir Amerika vardı. Lee Iacocca, 1992 yılında Chrysler’dan emekli oldu.
Emekli olmuştu, ama yine durmadı, Bel Air’e geçti. Burada elektrikli bisiklet, zeytinyağı, ve değişik girişimlerde bulundu. Şeker hastalığı konusundaki araştırmaları destekledi. Yatırımcı arkadaşı Kirk Kerkorian ile Chrysler’ı ele geçirmek için uğraştı, ama başarılı olamadı. Chrysler’da , genel müdürlükleri ve Auburn Hills’deki araştırma merkezine Lee Iacocca adını vermek için hazırlık yapıyorlardı. Ancak bu ele geçirme teşebbüsünden sonra kendisini ihanetle suçlayıp, bu isim olayından vazgeçtiler. 2008 yılında Auburn’ü ziyaret ettiğinde Chrysler işçilerince çılgınca alkışlandı; onun Chrysler için yaptıklarını unutmamışlardı.
Chrysler’a ne oldu diye merak edenleriniz olabilir. Şirket 1998 yılında Daimler-Benz A.G tarafından satın alındı. Bugün ise şirketin sahibi Fiat.

Bir Yorum

Gördüğünüz gibi, Lee Iacocca bir ömüre çok büyük başarılar sığdırmış. Ford ve Chrysler’daki başarıları tartışılmaz. Vizyoner bir liderdi. Ancak Japon rekabeti karşısındaki seçimi doğru olmadı. Ulusal kahraman statüsünü kullanarak rakibin malının pazara girişine yasal engeller koydurmak istedi. Ancak Chrysler’in başındayken yaptığı gibi inandırıcı olamadı. Kendi ürününü geliştirecek yerde, işin kolayına kaçmıştı. Neden işin kolayına kaçtı acaba? Acaba vizyonu o kadarına mı yetti? Belki artık bir şöhret olduğu, yukarı türbinlerde dolaştığı için sahanın, yani müşterinin isteklerinden haberdar olmadığından mı? Yoksa bir güç zehirlenmesi mi yaşıyordu? Başarının rehavetine mi kapılmıştı?

Sonuç olarak başarıları ve yenilgileri ile bu dünyan bir Lee Iacocca geçti; ama iz bırakarak geçti.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019